3 Ağustos 2008 Pazar

Milan nereye koşuyor?

Sezon öncesinde Buffon'un lig şampiyonluğu için favori gördüğünü söylediği Milan, Moskova'da düzenlenen özel turnuvanın ilk maçında Sevilla'ya yenilmişti. Gattuso'nun kendi kalesine attığı golle gelen bu mağlubiyet "hazırlık dönemidir, skorları geçiniz" gibi bir tevekkülle geçiştirilebilir. Ancak az önce biten maçta Chelsea'den alınan 5-0'lık mağlubiyet için benzer şeyleri söylemek mümkün değil. İdeal onbirinden sadece Kaka, Ronaldinho (Pato), Inzaghi (Borriello) ve Nesta'nın eksik olduğu Milan'da özellikle 36'lık kaleci Kalac ve savunmanın yaptığı hatalar dehşet vericiydi. Elbette Nesta'nın gelmesiyle defans biraz toparlanacaktır (o da ne kadar olursa) ama kale için çanlar şimdiden çalmaya başladı bile. Dida'yı (ki kendisini pek tutmayız) göndermeye çalışan ve Kalac'ı birinci kaleci konumuna yükselten bir takımın ligi şampiyon bitirmesi ne kadar mümkündür? Bu maçın da gösterdiği gibi yüksek ihtimalle kale, geçen yıl Atletico Madrid'te kiralık oynayan Abbiati'nin olacak ama onun yeterliliği de pekâlâ sorgulanabilir.

Defanstaki yeni transfer genç Diego'nun daha çok fırın ekmek yemesi gerek, tamam. Ama Bonera, Kaladze ve Favalli gibi tecrübeli isimlerin hâli de pek iç açıcı değildi doğrusu.

Ancelotti ise ayrı bir alem. Spalletti'ye özendiğinden midir nedir, takımı 4-6-0 gibi akıllara zarar bir sistemle sahaya sürdü ve daha ilk yarıda 3'lük oldu. Ortanın kanatlarında Zambrotta ve Jankulovski, ortasında ise 4 ön libero Gattuso, Pirlo, Flamini ve Ambrosini! İkinci yarı Ambrosini'nin yerine Seedorf girdi ve Hollandalı tek forvet oynamaya başladı! Sonraları Zambrotta ve Jankulovski'yi kendi yerlerine (defansın kenarı) çekti ama zaten maç 5-0 olmuştu o ara.

Kaka ve Ronaldinho geldiğinde takım yeniden noel ağacı sistemine dönecek ve bu ikili ile önündeki forvetten oluşan üçlü çok canlar yakacaktır, buna şüphe yok. O zaman takım da alışık olduğu 3 orta saha ile oynayacak ve makine düzeni de devam edecektir. Ve fakat defans ve özellikle de kaleci için acil tedbirler alınması şart gibi görünüyor.

Son olarak bir yoruma değinmeden geçemeyeceğiz. Maçı yayınlayan Kanalturk'un yorumcusu Serhat "The Magnificent" Ulueren, dünyanın belki de en iyi ön liberosu Pirlo için bir ara şunları söyledi: "Şu 21 numaralı oyuncu Pirlo'yu iki yıldır yakından izliyorum. Yani, kornerler, frikikler ve duran toplar dışında sahada hiç yok. Kaybolup giden yıldızlardan biri daha."

Biraz da gülelim, değil mi ama?...

Hiç yorum yok: