
1 Ağustos 2009 Cumartesi
Zenit'ten şahane transfer

City'nin yeni hedefi Sercan mı?

31 Temmuz 2009 Cuma
Martins Wolfsburg'da

1992'nin en iyi 5 filmi

1. The Player (10)
Robert Altman
2. Reservoir Dogs (10)
Quentin Tarantino
3. Husbands and Wives (10)
Woody Allen
4. Unforgiven (9)
Clint Eastwood
5. Malcolm X (8)
Spike Lee
Diğer: Baraka (8), Glengary Glen Ross (8), Krenai No Buta (8), Howards End (8), Batman Returns (8), Hard-Boiled (7), The LAst of the Mohicans (7), Army of Darkness (7), Braindead (7), The Crying Game (7), Bram Stoker's Dracula (7), Chaplin (7), El Mariachi (6), Aladdin (6), Scent of a Woman (6), A River Runs Through it (6), The Bodyguard (5), Lorenzo's Oil (5), A Few Good Man (5)
Görmediklerim: Man Bites Dog, The Story of Qui Ju, Passion Fish, Un Coeur en Hiver, Den Goda Viljan

Mutu'ya 17 milyon avro ceza!

Geçen yıl FIFA Uyuşmazlık Kurulu'nun, olayla ilgili olarak Chelsea ile olan sözleşmesini ihlal ettiği gerekçesi ile Mutu'ya 17 milyon avro ceza vermesinin akabinde Rumen oyuncu CAS'a başvurarak neticeyi beklemeye başladı. Ancak CAS da cezayı onayınca olay artık nihayete ermiş oldu. Mutu'nun o kadar parası var mıdır bilmiyoruz ama öyle ya da böyle Chelsea'ye bu parayı ödemek zorunda. Belki taksit yaparlar :) Şaka bir yana onun için çok büyük bir yıkım bu. Belki de sporculuk hayatı boyunca yaptığı tüm yatırım uçup gidecek şimdi. Bu sezon nasıl bir performans gösterir bu olayın üzerine, o da ayrı bir merak konusu.
Bobby Robson vefat etti

Robson aynı zamanda futbolcu olarak Fulhan ve WBA'da oynamış, millî takım formasını da 20 kere giymişti.
Hleb'in yaptığı

Fenerbahçe 5 - Honved 1

Daum'un transfer edilmesi ile ilgili onca eleştiri ve muhalefet gösteren kişiler de şunu bilmeli ki, bu akşamki futbolun ve ilerisi için verilen ışığın yegane sorumlusu Alman hocadır. Fenerbahçe'nin en önemli transferinin (elbette Aykut'tan sonra) o olduğunu bağırıp durmamın nedeni işte buydu. Fenerbahçe gibi bir kulüpte futbol takımına bu kadar kısa sürede bu kadar büyük bir fark yaratacak müdehaleyi, dünyada bir Daum, bir de Lucescu yapabilirdi.
Bunun çok kolay ve zorluk derecesi (kıstas kabul edilemeyecek kadar) düşük bir maç olduğunun farkındayım. Tek maçla havaya girmiş falan da değilim. Beni memnun eden şey, bu akşamki maçtan çok, bu akşamın önümüzdeki dönem için verdiği işaretlerdir. Onları da hep beraber yaşayıp göreceğiz.
Netanya 1 - G.Saray 4

30 Temmuz 2009 Perşembe
Hamit Altıntop

G.Saray'dan bomba

29 Temmuz 2009 Çarşamba
City'den müthiş transfer

Hani Delgado ligin en iyisiydi?

Neyse, bunları niye yazıyorum? Çünkü olduğu gibi görünmeyen ve göründüğü gibi olmayan sinsi adamlardan hayatım boyunca nefret ettim. Kendi ile çelişmek çok kötü bir şey değil, insan o hataya düşebilir ama bunu erkekçe kabullenmeyen, erdemden yoksun adamlardan da... Ve pişkin adamlardan da... Türkiye'nin en iyi futbolcusu diyerek, onu oynatmadığı için Ertuğrul Sağlam'ı Beşiktaş camiasına (bir anlamda) hedef gösteren, bir nevi "ben olsam ondan nasıl verim alırdım ama!" demeye getiren adam, geldikten 2 ay sonra Delgado'yu birden siliverdi. Bir baktı, Delgado meğer ligin en değerli oyuncusu falan değilmiş. Peki bağıra bağıra haftalar boyu söyledikleri ne oldu? Unutalım gitsin. Kendisi belli ki unuttu çünkü. Sonra yangından mal kaçırır gibi (yine ahlâk değerlerini çiğneyerek) Trabzon'un elinden Yusuf'u kaptı ve Delgado yerine sezon sonuna kadar onu oynattı. Şimdi de pişkin pişkin "ligin en değerli oyuncusuna" sözleşmesini dondurması için baskı yapıyor. Ve Deco ile ilgilendiklerini açıklıyor paşam! Deco'yu aldıktan sonra, iyileşse bile "ligin en değerli oyuncusunun" yüzüne bir daha bakar mı? Elbette bakmaz. Ama ne diyorum ben? O "imparator" ile birlikte bu ülkenin en iyi teknik direktörü değil mi? Öyle mi?
Arbeloa Real'de

Savunmanın hem sağında hem solunda, hem de sıkışırsanız ortasında oynayabilen çok yönlü bir oyuncu Arbeloa. Dediğim gibi defansta yer tutmayı bilen, zor çalım yiyen, çabuk ve sezgileri güçlü bir isim. Real'in sağ kanat savunması için Ramos ve Salgado'ya sahip olduğunu düşünürsek, onu sol bek için transfer ettiklerini düşünüyorum. Oradaki Heinze gönderiliyor (tam bir kazmadır zaten), Marcelo ise hâlâ deneyimsiz. Velhasıl Arbeloa için de, Pool için de, Real için de olumlu bir transfer diyebiliriz.
Günün futbol ekranı
TRT spikerinin eziyeti

28 Temmuz 2009 Salı
Sivas perişan

Extensor kardeşin dediği gibi 4-1-4-1 ile çıktı sahaya Sivas ve böyle bir maçta inanılmaz deneyimsiz ve yer kaplamasını bilmeyen Mbemba'nın ön liberoda oynaması tam skandal bana göre. Ben alttaki postta yazdığım gibi 5-4-1 çıkacağını sandım ama öyle de çıksa bu oyuncu performansları ile skor çok farklı olmazdı.
Yardımcı hakemler başta olmak üzere hakem üçlüsü de Sivas'ı resmen ezdi.
Anderlecht (4-4-2): Proto 6 - Wasylewski 7, Juhasz 8, Deschacht 9, Van Damme 8 - Chatelle 8, Biglia 8, Polak 7, Boussoufa 9 - Suarez 8, De Sutter 9 (Frutos 9)
Sivasspor (4-1-4-1): Petkovic 1 - Abdurrahman 4, Sedat 4, Yasin 4, Hayrettin 4 - Mbemba 4 (46' Uğur 4) - Musa 1, Onur 5, İbrahim 5, Erman 3 - Ersen 5 (46' Kamanan 4)
Goller (5-0): De Sutter 17' ve 76', Boussoufa 22', Chatelle 33', Frutos 90+1'
Sivas 5-4-1 çıkıyor
Anderlecht maçı öncesinde Sivas'ın kadrosu belli oldu. 3 senedir hiç yapmadığı bir şey yapan Bülent Uygun, sanırım bu maça 5'li defans blokuyla çıkaracak takımını. Savunmada Abdurrahman, Sedat, Mbemba, Yasin, Hayrettin oynayacak görünüşe göre. Bunların önünde İbrahim ve Onur gibi iki müthiş presçi var. Sağ açıkta Musa, sol açıkça Anderlecht'i çok çok zorlayacağını düşündüğüm Erman Kılıç oynayacak. İleride de pivot olarak Ersen Martin'i görüyoruz. Bence mükemmel bir kadro çıkarmış Uygun. Özellikle Erman'dan çok şey bekliyorum. Umutluyum.
"Zapotoçki" Bursa'da

Not: Zapo'ya üçüncü sınıf derken onun sadece vasat üstü bir oyuncu olduğunu belirtmek istedim. Türkiye'de zaten birinci sınıf (yani dünya çapında) futbolcu diyebileceğimiz Arda, Gökhan Gönül ve (ne kadar yaşlanmış olsa da) Roberto Carlos dışında bir isim yok. Geri kalan bütün "iyi" futbolcular bence ikinci sınıf; Alex, Guiza, Santos, Bilica, Deivid, Topuz, Özer, Emre, Semih, Baros, Topal, Ayhan, Kewell, Servet, Keita, Balta, Nihat, Holosko, Nobre, Bobo, Ernst vs. vs. 5 üzerinden kategorilendirerek yazıyorum bunları, o yüzden Zapo hakkındaki yorumum yanlış anlaşılmasın. Fena futbolcu değil yoksa...
Edit: Şimdi duyduğuma göre Zapo'nun alacağı 750 bin avronun 500'ünü Beşiktaş, 250'sini Bursa karşılayacakmış. Beşiktaş'ın nasıl skandal bir yönetimi olduğunu bir kez daha kanıtlarken, Bursaspor'un da yılın transferini yaptığı gösteriyor bu not.
Milan-Inter maçı

O maçta gördüğümüz önemli şeylerden biri, Inter'in 2 forvetle sahaya çıkmasıydı. Mourinho geçen yıl da pek çok maçta Stankovic'in forvet arkasında olduğu 4312 sistemini uygulatmıştı takımına, hatırlayacağımız gibi. Çünkü 433 için gerekli kanat oyuncuları elinde olmadığı gibi, bunun için milyonları verip transfer ettiği Quaresma ve Mancini'den de beklediği verimi bir türlü alamadı. Bu yıl Milito ve Eto'o forvet, arkalarında Stankovic, onun arkasında da Muntari, Cambiasso ve Motta'dan oluşan bir üçlüyle oynayacağını tahmin ediyorum. Defansında zaten problem yok, Inter savunmasına rahatlıkla dünyanın en iyi defans hattı diyebiliriz: Maicon, Lucio, Samuel, Chivu.
Milan'da ise bir değişiklik yok. Geçen yıllardaki Kaka'nın rolünü bu sene Ronaldinho üstlenecek. Tek forvetin arkasında Ronaldinho ve Pato'yu izleyeceğiz. Onların arkasında bilin bakalım kimler var? Sokaktaki simitçi bile ezbeledi artık: Gattuso, Pirlo, Seedorf! Yedekler de Flamini ve Ambrosini. Kalede de 36'lık Dida olmazsa 37'lik Kalac verelim! Hâlâ bıkmadı mı taraftarlar aynı takımı seyretmekten bilmiyorum ama ben bıktım şahsen.
Bu arada müsabakanın en güzel yanlarından biri muhteşem defans oyuncusu Nesta'nın kısa süre de olsa görev yapmasıydı. Artık 33 yaşında ama Maldini'nin 41'ine kadar oynadığını unutmayalım. Eğer Nesta olabileceği en diri fiziksel hâlini yakalarsa 2-3 sene daha rahatlıkla oynar.
Maçın (Fenerliler için) en ilginç yanı ise Milan defansında görev yapan Onyewu'yu seyretmekti. Genel anlamda sırıtmadı ama ilk golde Milito gibi bir adamdan yediği çalım var ki, onu Fener formasıyla bir G.Saray maçında yese, başına gelecekleri düşünemiyorum.
"Diğer oyuncu"?

Sivas başarabilir mi?

Mesela Sivas için bugün Anderlecht maçının, strateji ve atmosfer olarak Kadıköy'de Fener'e karşı oynamaktan daha zor ya da farklı olduğunu söylemek mümkün mü? Bence değil. Dolayısıyla Sami Yen'de, İnönü'de, Kadıköy'de yıllardır ne yapıyorsa bu gece de onu yapması lâzım Yiğidoların.
Peki ne olur? Son 2-3 sezondur oturmuş olan Sivas kadrosu olsa gözüm kapalı 0-2 bahis oynardım bu maça. Ama kadro yıllar sonra ilk kez bu kadar revize oldu ve şu anda ciddi bir adaptasyon sıkıntısı var. Hollanda'daki hazırlık maçlarında oynanan futbol ve alınan farklı mağlubiyetler, bu geceki sınav için endişe verici bir görünüm arz ediyor. Her zaman savunduğum şeyi yinelemek isterim: İlk maçı deplasmanda oynuyorsan mutlaka gol atman gerekir. 0-0 da fena sonuç değil ama tehlikeli. Ama Sivas berabere kalamıyorsa bile en azından 1 gol atıp öyle yenilmeli. Ondan sonra Sivas'ta işlerin bu gece olacağından çok farklı şekilde cereyan edeceğini düşünüyorum.
Sahaya Petkovic - Abdurrahman, Mbemba, Yasin, Hayrettin - Uğur, Musa, Dağaşan, Murat - Agbetu - Ersen Martin şeklinde çıkması beklenen Sivas'ta en önemli eksik bence Sezer. Aynı zamanda Sylla gibi bir oyuncunun gönderilmesinin ne kadar sıkıntılı olduğunu Sezer'in yokluğunda anlıyoruz. Bu sebepten dolayı belki Musa, belki Murat, hatta belki de Uğur ön libero oynamak durumunda kalacak. İkinci büyük problem ise savunmanın ortası. Mbemba çok deneyimsiz ve acemi bir oyuncu; keza Yasin de fazla güven vermiyor. Bu ikili oturana kadar Sivas pek çok şeyi kaybetmiş olabilir.
Neticede tarihinin en önemli maçlarından birine çıkıyor Sivas takımı ve buralara kadar gelip bu maçı oynama hakkını kazanmak bile tebrik edilmesi gereken bir şey. Çok da umutsuz olmadan ve desteği esirgemeden hepimiz ekran başında olacağız. 21:45'te TRT'den naklen yayınlanacak olan bu maçtan, inşallah iyi bir sonuç alarak dönmeyi başarırlar.
G.Saray'ın yeni formaları

Beyaz ise özensiz olduğu her yerinden belli olan bir tasarım. Düz çarşafın üzerine iki tane sarı-kırmızı çizgi çizmekle olmuyor bu işler. Siyah olan ona göre biraz daha eli-yüzü düzgün.
Asıl bomba ise mor forma. Bence inanılmaz güzel bir renk ve son derece sade bir tasarımla bile hoş görünüyor. Ama... ama ne gerek var? Üstelik mizah yönünden bu kadar fukara bir futbol ortamımız varken rakip takımlara malzeme vermeye bu kadar namzet bir renk niye seçilir? Ayrıca ne alâkası var? Füme rengi formada bile sarı ya da kırmızı bir şeyler olurdu ama bu bildiğiniz mor-beyaz adidas tişörtü gibi. Macera aranmış ve taraftarın da bu maceradan hoşlanacağını sanmıyorum.
Tabiî mühim olan formalardan çok içindekilerin oynadığı toptur, o ayrı konu.
Performansını merakla bekliyoruz



Dünyanın en renksiz liglerinden birinin (Türkiye'nin süper mi süper ligi oluyor) peşine takılmışız; Fener, G.Saray, Beşiktaş vs. aşkına acı çekerek her sene mide bulantılarıyla sezonu bitiriyoruz. Teşvik primi bizde, şike bizde, iki lafı bir araya getiremeyen başkan ve yöneticiler bizde, insanı çildeden çıkaran ve futboldan bile anlamayan televizyon yorumcuları bizde, mafya teknik direktörler bizde, kalitesiz futbol bizde, kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen çıkarcı ve etik yoksunu basın bizde vs. ama biz seyirciler olarak hâlâ bir hülyanın arkasından sürüklenip duruyoruz. Bu sene de her seneki kadar kalitesiz futbol olursa ligde, buraya yazıyorum, gelecek sezon decoder almayacağım. Ahdimdir (Ibra yazısını da böyle kel alâka bir giderle bitirdik ya, helal olsun :)
27 Temmuz 2009 Pazartesi
Morientes Marsilya'ya gitti

Broos akıllı adammış

Broos şimdilik hazırlık maçlarında Engin'i orada oynatıyor ve herhalde tatmin olmadı onun performansından. Alanzinho'yu ise muhtemelen ortanın solu bir oyuncu olarak görmüyor, ki haklıdır. Aslında 433 oynansa Yattara ve Alanzinho ideal açık oyuncuları olabilir ama 442'de savunma yönünde çok açık verir bu ikili. Yine de zorluk derecesi düşük maçlarda denenebilir.
Bu arada Tjikuzu'nun performansının yüksekliği onlar için sevindirici bir etken. Orta sahanın ortasında Selçuk ile birlikte oyunun her iki yönünü de oynayabilen ideal bir tandem olabilirler. Hüseyin tamamen defansif oynayan ve hücuma katkısı sıfır denebilecek bir isimdi ama Tjikuzu öyle değil. Orası için Serkan Balcı ve Ceyhun yedekler gibi görünüyor, atak orta saha olarak ise Zafer Yelen var; ki onu da merak ediyoruz açıkçası. Sezonun başlaması ile birlikte daha net görürüz bazı şeyleri.
Morientes rüyası

Yaklaşık 1 aydır kafamdan şu geçiyor: Fener Lugano ile anlaşacak ve öyle ya da böyle Guiza'yı gönderecek. Özellikle ikincisinden neredeyse eminim zira Daum'u çok iyi tanıdığımı sanıyorum. Eğer Daum "sadece Avrupa'nın değil, dünyanın en iyi golcülerinden biri" diye açıklama yapıyorsa, ya söz konusu oyuncuyu gaza getirmeye çalışıyordur ya da satılıkmış gibi görünüp değeri düşmesin diye ters manyal yapıyordur. Ben başından beri ikinci seçeneği düşünüyorum. Çünkü özellikle Alex'in olduğu bir takımda (kalitesi ne olursa olsun) Guiza "tipinde" bir tek forvetle oynamak intihar gibi bir şey ve Daum'un da bunun farkında olduğunu sanıyorum. Morientes ise şu koşullarda bulunabilecek en ideal ve en kaliteli forvet. Ayrıca inanılmaz tecrübeli, Van Hooijdonk'un buraya geldiğinde olduğu gibi 33 yaşında. Ve Pierre'den çok çok daha kariyerli bir oyuncu. En iyi zamanında futbolculuğunu değerlendirdiğimde, evrensel olarak düşünürsek kalitesine 10 üzerinden 10 verirdim. Şimdi ise sakatlıklar ve yaşının ilerlemesi sebebiyle 8'e düştü diyebiliriz. Ama mesela Guiza kariyerinin en iyi döneminde bile 8'i geçemez. Semih de şu anda ya 7 ya da 8'dir nazarımda. Dolayısıyla bonservisi elinde, müthiş bir profesyonel, 9 numaranın adeta tarifi ve lider bir oyuncu olan Morientes'i alırsa Fenerbahçe, çok büyük bir iş yapmış olur.
26 Temmuz 2009 Pazar
Tottenham'ı kimler yönetiyor?

1999/2000
Gelenler: Sherwood (5.5), Perry (5.5), Leonhardsen (4)
Denge: -20
2000/2001
Gelenler: Rebrov (16), Thatcher (6.7)
Denge: -22.5
2001/2002
Gelenler: Dean Richards (10.8), Poyet (3), Ziege (5.7), Bunjevcevic (5.3)
Denge: -16.3
2002/2003
Gelenler: Keane (9.3)
Denge: -8.1
2003/2004
Gelenler: Postiga (8.3), Kanoute (4.7), Defoe (9.3)
Denge: -25.2
2004/2005
Gelenler: Andy Reid (7.1), Dawson (6.2), Sean Davis (4.6), Atouba (4), Pedro Mendes (4), Carrick (3.7), Robinson (2.7)
Denge: -34.5
2005/2006
Gelenler: Huddlestone (4.2), Rasiak (kimdir, nedir, necidir?) (3.1), Murphy (2.9), Ghaly (2.7), Routledge (2.7), Jenas (13.4)
Denge: -12.8
2006/2007
Gelenler: Mido (6), Rocha (kimdir, ne iş yapar?) (4.5), Ekotto (4.5), Berbatov (14), Zokora (11), Chimbonda (8.9)
Denge: -19.7
2007/2008
Gelenler: Boateng (7), Bent (22), Bale (13), Hutton (11.6), Kaboul (10.7), Woodgate (9.6)
Denge: -65!!!
2008/2009
Gelenler: Gomes (8), Dos Santos (5.3), Bentley (19.6), Modric (18.7), Pavlyuchenko (15.5), Keane (14.8), Defoe (14.6), Palacios (13.4), Corluka (12.3)
Denge: -52.1!!!
Sonuç olarak bu verilerden şunu anlıyoruz ki, Tottenham'ın kulüp olarak gelir durumu gayet iyi. Ama kulübün kaynaklarını optimum fayda ile kullanacak bir "akıl"dan yoksun durumdalar. Her sene neredeyse Chelsea ve Arsenal kadar para harcayıp şu durumda olan bir kulübün taraftarları için üzülmemek de mümkün değil. Ama resimdeki pankartı "Can't Smile with You" şeklinde değiştirmek mümkün :)
City'nin kadrosu

Kadroya bir göz atarsak kalede zaten Shay Given var, yedeği Kasper Schmeichel. Savunmanın sağında gelecek 10 yılın bankosu Micah Richards, solunda ise Wayne Bridge. Ortasında şimdilik Richard Dunne ve Onuoha görünüyor, Dunne benim çok beğendiğim sağlam bir oyuncu. Burada genç Onuoha'nın yerine ya John Terry ya da Kolo Toure'yi almak istiyorlar. Görünüşe göre ikisinden birini de mutlaka alacaklar. O zaman taş gibi bir defans bloku yaratılmış olacak.
Orta saha kesinlikle Arsenal'den daha iyi; onlar Denilson, Song gibi bebelerle oynarken City'de Ireland, Kompany, Barry şeklinde muazzam bir üçlü var. Yedekler ise Michael Johnson, De Jong ve Elano! Forvette (433 dizersek) Tevez, Adebayor ve Robinho'yu görüyoruz. Yedekler SWP, Santa Cruz ve Petrov; Bellamy, Bojinov ve Benjani de kenarda duranlar. Gerkesiz gibi görünen bu üçünden kurtulurlarsa, savunmaya gerekli takviyeyi yaparlarsa ve benim hiç güvenmediğim Mark Hughes faktörü de engel olmazsa Arsenal'i geçmeleri gerçekten de çok olası görünüyor. Bu kadronun maçlarını seyretmek için de sabırsızlanmamak mümkün değil.
Young Villa'da kalıyor

Dolayısıyla Villa hem şu anda kadrosunda bir sol açık enflasyonu yaşıyor, hem de istedikleri parayı kazanamamış oldular. Tuncay'ı forvet olarak alacaklar desek Carew, Heskey, Agbonlahor ve Harewood var, haliyle o da düşük bir olasılık. Sağda zaten Milner banko. Dolayısıyla Türk oyuncunun akıbeti belirsizliğini korumaya devam ediyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)