7 Mayıs 2011 Cumartesi

Geçen sene birbirine yatanlar...

Türk futbolunun en utanç verici sezonlarını üst üste yaşamaya devam ediyoruz. Son 10 sezonun 8'inde şampiyonluğu sonuna kadar kovalayan bir Fenerbahçe, bir bakıyorsunuz en fazla çamur atılan takım.. O Fenerbahçe'nin nefret edilen başkanı, 421 milyon doları yayıncı kuruluştan çatır çatır alıp aç kulüplerin karnını doyuruyor, o kulüpler birleşip Fener'e karşı birbirine yatıyor senelerdir..

Öte yandan "Kupa bizim olsun, şampiyon G.Saray olsun" diyen Demirören, Beşiktaş'ı kaç senedir soyup soğana çeviriyor.. G.Saray'ın hâli zaten ortada; Türkiye'nin batıya açılan penceresi bugün en şark zihniyetli, en alaturka kulüp hâline geldi.. Geçen yıl Fenerbahçe karşısında son maç namusunu korur gibi kalesini koruyan, bir şekilde teşvik edildikleri çok belli olan Giray ve Onur'lu (!) Trabzon'a hiç değinmiyorum... O Trabzon'un, geçen yıl son maçtaki eforuyla şampiyon yaptığı Bursa'ya da.. O Bursa ki, bu yıl Trabzon karşısında yenik durumdayken, 75. dakikada 61 saniyede serbest vuruş kullanıyor..

Toraman ve Rüştü'nün ikram ettiği Bursa'nın şampiyonluğuna dönelim.. O maçta Beşiktaş'ı krallar gibi ağırlayan bir şehir, bu sene Beşiktaşlı oyuncuların otelden çıkmasına müsaade etmiyor.. Yahu bari bu kadar nankör olmayın, geçen sene Toraman ve Rüştü sayesinde şampiyon oldunuz.. Tamam, devletin telefon kayıtlarında Beşiktaş'ın, vakti zamanında Rize'ye maçı satarak Bursa'yı küme düşürdüğünü hepimiz biliyoruz ama geçen yıl da Bursa'ya maçı satarak Bursa'yı şampiyon yapmadılar mı? Hiç değilse onun hatrına biraz sevgi-saygı gösterin Beşiktaş'a.. Mafyanın, yine devletin dinlediği telefonlarda "100. yıl şampiyonluğunda hiç mi payımız yok?" dediği Beşiktaş.. Rize'ye maç satıyor, Bursa'ya maç satıyor, "kupa bizim olsun, şampiyon da G.Saray olsun" diyor.. Kalecisi 94. dakikada, Lucescu'nun söylediğine göre G.Saray'a maç satıp şampiyon yapıyor.. Yine geçen yıl kalecisi ve stoperi Bursa'ya maç satıyor.. Aynı kaleci, kendisini alâkadar eden bir şey olmadığı halde Trabzonlu oyuncuları arayıp "size güveniyoruz" diyor.. Hakemle kazandıkları Türkiye Kupası, federasyon başkanının babasına götürülüyor.. Menajeri hakemlere "Siz düdüğünüzü çalın, biz sizi koruruz" diyor.. vs.. vs..

Nerede maç satma, nerede şike, nerede teşvik, nerede olay varsa, orada Beşiktaş var.. Seba'nın takımı, Türkiye'nin (gerçekten) en şerefli ikinciliklerini alan o onurlu takım, o kolej takımı, ne hâle geldi böyle?

5 Mayıs 2011 Perşembe

Best Music Videos Ever #1: Frontier Psychiatrist

The Avalanches isimli acayip grubun "tamamı sample'lardan oluşan" (ve aynı zamanda şimdiye kadar kaydettiği ilk/tek) uzunçaları "Since I Left You"da yer alıyor bu şarkı. Ve öyle bir videoya sahip ki, görenler arasından biraz güzel sanat duygusu olup da sarsılmayacak ve vurulmayacak bir insan herhalde yoktur. Tamamen uçuk imgelerden oluşan, hiç kimsenin tam anlamıyla çözemeyeceği bir şenlik adeta..

The Avalanches - Frontier Psychiatrist (2001)
Yönetmen: Tom Kuntz & Mike Maguire


4 Mayıs 2011 Çarşamba

FA, amacın nedir?

EPL'yi yakından takip eden tarafsız bir futbolsevere, İngiltere'nin en aşağılık, en şerefsiz, en utanmaz hakeminin kim olduğunu sorsanız, alacağınız cevap yüksek ihtimalle Howard Webb olur. Manchester United'ın kendi sahasında oynadığı maçlarda, başı ne zaman sıkışsa imdadına yetişen, bütün ülkenin gözü önünde hiç sıkılmadan acayip penaltılar veren, kırmızı kartlar çıkaran bu insan müsveddesi, bu hafta sonu Chelsea ile oynanacak olan kader maçına atanmış, duyduğumuz kadarıyla... Federasyonun amacı nedir, o sahada kan çıkmasını mı istiyorlar bilmiyorum ama hayatımda gördüğüm en skandal kararlardan biri bu.

Ancelotti'nin aklının başına gelmesinden ve Kalou, Drogba, Malouda üçlüsünün bir arada oynamaya başlamasından bu yana tüm maçlarını takır takır kazanan ve zirveyle puan farkını üçe düşüren Maviler'in, United kadar, hatta ondan daha güçlü bir rakibi olacak sahada.. Kazanmalarını cân-ı gönülden istediğim bu maçta, hepimiz Webb'in kararlarını dikkatle takip edelim, ibret alalım.



Fleet Foxes - Helplessness Blues (2011)


Üç yıl önce yayımlanan self-titled ve debut albümleri vasıtasıyla yeni şeyler keşfetmeyi seven dinleyicilerin hayatına adeta neşe saçan Seattle kökenli barok-folk-pop grubu Fleet Foxes, vokalist/gitarist Robin Pecknold'un önderliğinde, niteliksel açıdan fazlasıyla zengin vaatler sunan bir kariyerin ikinci imzasını atmış bulunuyor. İlki neredeyse kusursuz olduğu için, çıtayı baştan yükseğe koyan diğer tüm meslektaşları gibi "ikinci albüm sendromu" denen illetten nasiplenir diye korktuğumuz bu armoni zengini grup, dün piyasaya sürülen "Helplessness Blues" sayesinde söz konusu korkuların boşuna olduğunu da kanıtlıyor aynı zamanda. İlhamını '60'lı yılların yumuşak pop klasiklerinden ve İngiliz folk'undan alan düzenlemeler; dinleyen herkese bir tür huzur veren, berrak ve duru besteler; Pecknold'un insan yüreğini araştıran şarkı sözleri ve nevi şahsına münhasır vokal performansıyla, hiçbirimizi hayal kırıklığına uğratmayan, eli-ayağı fazlasıyla düzgün bir albüm. 9/10

1 Mayıs 2011 Pazar

The Budos Band - The Budos Band III (2010)


Afro-beat müziğin kralları olarak bilinen Antibalas'ın ev sahipliği yaptığı bir jam-session'da bir araya gelen ve o zamandan beri icraatlarına devam eden Staten Island'lı (12 kişilik) dev jazz-funk grubu The Budos Band'in, kendileriyle aynı adı taşıyan üçüncü albümü.. Daha ziyade trompet ve saksofonla çalınan nefis melodilerle, zengin düzenlemelerle ve dinleyicinin kanını kaynatan ritmlerle yıllar içinde kendisine sağlam bir hayran kitlesi edinen grup; hem satış hem de eleştiri anlamında çok başarılı olan ilk iki uzunçaların ardından, aynı ayak izlerini takip ederek ve "üzerine koyarak" yoluna devam ediyor. Üç albüm arasında en iyisi olduğu (birkaç dinleyişten sonra) hemen fark edilen bu çalışmada, ekibin müziğine Ortadoğu ezgileri, psychedelic unsurlar ve Latin sıcaklığı son derece başarılı bir biçimde entegre olurken, hâl-i hazırda zaten büyüleyici olan karışımı başarıyla genişletiyor. Kimi şarkılarda '70'li yılların Blaxploitation filmlerinin soundtrack'i gibi de tınlayan albüm, şurası bir gerçek ki, grubun kariyerinde dev bir ileri-adım. 10/10