tottenham etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tottenham etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ağustos 2013 Perşembe

Tottenham değirmeninin suyu..


Euro '88'den beri Avrupa ve dünya futbolunu yakından takip eden biriyim, Avrupa'daki 5 büyük ligden 10'ar takımın ilk 11'ini, oyuncularının yaşlarını ezbere sayarım vs. ama 25 senedir futbol konusunda çözemediğim bir şey var. Bir soru cümlesiyle ifade edersem şöyle denebilir: "Arkadaş.. Tottenham transfer bütçesi için bu kadar parayı nereden buluyor?" Sorunun cevabını bilen varsa ve aydınlatırsa gerçekten çok mutlu olacağım.

Tottenham İngiltere'nin büyük kulüplerinden biri değil. Taraftar sayısı olarak diğer takımlara, örneğin bir Arsenal ya da Chelsea'ye üstünlüğü yok. Tarihinde sadece 2 şampiyonluk kazanmış, ki bunlardan sonuncusu 1960/1961 sezonundaydı. Peki nasıl oluyor da son 20 yılda transfere en çok para harcayan kulüplerin başında Tottenham gelebiliyor? Paranın kaynağı nedir, neredendir, bilmiyorum. Rakamlarla konuşursak, 2000 ile 2010 arasındaki 10 transfer sezonunda kulübün harcadığı bonservis parası 515m €. Bu kadar para harcandığı halde elde edilen başarılar: 2007'de bir Lig Kupası finali, 2008'de bir Lig Kupası şampiyonluğu.. 2010'dan itibaren, bu yıl dâhil 4 sezonda ise 177m € bonservis parası ödenmiş. Elde avuçta yine bir şey yok.

Durup dururken bu konuya değinme nedenim ise bugün, Tottenham'ın Toulouse takımından 11m € bedelle Etienne Capoue'yi transfer ettiğini öğrenmiş olmam.. Bu oyuncuyla birlikte kulübün bu yaz harcadığı para da 70m €'yu bulmuş oldu. Ortaya çıkan kadro ise yine tek kelimeyle harika. Her pozisyonda iki kaliteli oyuncunun bulunduğu, EPL'de ilk 4'ü son haftaya kadar zorlayacak taş gibi bir takım hâline geldi Tottenham. Hele bir de akıllıca davranıp Di Maria ile Coentrao'nun içinde olduğu bir paketle Bale'i Real Madrid'e satarlarsa, ortaya çok daha güçlü bir takım çıkacak bence.

Tottenham'ın eldeki oyuncularla muhtemel 11'i şu şekilde:


Yedek 11:


Görüldüğü gibi kaliteli ve tecrübeli bir yedek stoper takviyesi yapılırsa, bu 11 bile EPL'de orta sıralara oynayabilir. Bakalım transfer hovardası kulübün üzerindeki kara bulutlar bu sezon dağılacak mı..

2 Eylül 2009 Çarşamba

3 milyona Kranjcar!

Avrupa futbolunun en teknik atak orta sahalarından biri olan ve kanımca inanılmaz bir yetenek diyebileceğim Hırvat oyun kurucu Kranjcar, Portsmouth takımıyla süre giden ve sezon sonunda bitecek olan sözleşmesini yenilemeyeceğini zaten açıklamıştı. Portsmouth takımı ise ondan (3 ise 3, 5 ise 5) belli bir meblağ kazanabilmek amacıyla onu elinden çıkarmaya karar verdi ve Tottenham kulübü, son 15 yıldaki en müthiş transfer hamlesini yaparak 3 milyon gibi sudan ucuz bir paraya bu yetenekli futbolcuyu renklerine bağladı. Luka Modric'in 6 hafta sürecek olan sakatlığını göz önüne aldığımızda onun yerini doldurabilecek en uygun oyuncuyu da bulmuş oldular böylece. Hep böyle durumlarda şunu düşünürüm: Neden Tottenham? 25 yaşında ve bu kadar yetenekli bir oyuncu 3 milyona transfer yapacaksa peşine kaç takım düşer, bunlar onun fiyatını sadece bu kadar mı yükseltebilmiştir ve o takımlar arasında herhangi bir açıdan Tottenham'dan daha uygun, büyük, cazip vs. bir takım yok mudur? Yoksa da niye yoktur, salak mıdırlar da Kranjcar gibi bir adamın peşine düşmezler vs. :) Bu soruları çoğaltabiliriz ama böyle (tabir caizse) "kelepir" futbolcuların bu kadar ucuza transfer yapması, günümüz koşullarında oldukça sıra dışı bir durum. Örneğin 2 milyona Atletico'ya, oradan da bedava Genoa'ya giden, Genoa'da 1 sene oynayıp 15 milyona Inter'e geçen Motta gibi, en uygun örnek bu. Neyse, "Türk takımları uyuyor mu" demeyeceğim zira kaç para verirsen ver 25 yaşındaki Kranjcar buraya zor gelir.

29 Ağustos 2009 Cumartesi

90+5

EPL'de sezona fırtına gibi giren Tottenham, kendi sahasında ağırladığı Birmingham karşısında inanılmaz şekilde zorlanırken, 4 dakika gösterilen uzatmaların 5. dakikasında Aaron Lennon'ın attığı şahane golle dördüncü maçını da kazanmış oldu. Oyuna sonradan girerek forveti üçleyen Crouch'ın golüyle 72'de öne geçmesine rağmen 3 dakika sonra Bowyer'ın sayısına engel olamayan Spurs, son dakikanın son saniyelerinde bulduğu galibiyet golüyle traftarlarını evine dünyanın en mutlu insanları gibi gönderdi. Lennon'ın sıfıra inecekmiş gibi hareketlenip 2 kişiyi bakkala gönderişi, komedi kliplerine malzeme olacak kadar güzeldi.

Huddlestone ve Palacios'un defans olarak kusursuz olmasına rağmen teknik ve oyun zekâlarının yetersiz oluşu bir dezavantaj. 442'de yer bulunamadığı için sol açık oynatılan Modric'in asıl yerinde oynamaması da öyle (yine de içeri gelerek iyi işler yapıyor). Bu sebeplerden dolayı sıkışan oyunları açmaları çok zor; bunun dışındaysa Tottenham'ın ciddi bir kusuru görünmüyor. Savaşçı, coşkulu ve fiziksel olarak güçlü bir takım ve maçlarını izlemek (şimdilik) büyük bir keyif.

23 Ağustos 2009 Pazar

50 yıldır ilk kez!

Tottenham takımı, Londra derbisinde deplasmanda dişli rakibi West Ham'ı mağlup ederek tam 50 yıldır ilk kez ligde ilk 3 maçını kazanmayı başardı. Sadece alttaki postta belirttiğim kadro kalitesi yok bu sene, ona ek olarak gayet kompakt ve rasyonel bir oyun var. West Ham maçı gerçekten de seyri müthiş zevkli, her iki takımın da açık ve göze hoş gelen bir oyun oynadığı, tempolu bir müsabakaydı. Aslında ilk yarı Tottenham biraz daha üstündü ama maçın geneline baktığımızda dengede bir oyun olduğu söylenebilir. Ne var ki böyle maçlarda yıldız oyunculara ve becerikli ayaklara sahip "büyük" takımlar daha avantajlı oluyor, bilindiği gibi. Tottenham, kadro kalitesi olarak rakibinden 2 misli daha üstün olsa da, bu kaliteye "mücadele ve disiplini" ekleyerek zor deplasmandan gülerek ayrılmayı başardı. Bu yıl onların maçlarında da dikkatli gözlerle takipte olmak gerek.

Tottenham Cole'u istiyor

Sezon başında, son 10 yılda yaptığı transfer hovardalıkları için bir post yazdığım Tottenham, kadrosunu homojen bir hâle getirebilmek için akıllıca hamleler yapıyor. Öncelikle forvet enflasyonu yüzünden Bent'i göndermek iyi bir karar ama aldıklarının yarısına satarak beni bir kez daha haklı çıkarmış oldular. Kadrolarına baktığımız zaman EPL'de çok rahaat ilk 4'ü zorlayacak müthiş bir kalite görüyoruz. Sadece sağ bekte Corluka ve Hutton gibi 2 iyi oyuncunun yanında Chimbonda lüks duruyor. Onu zaten Sunderland'den tekrar 9 milyon avro verip niye geri aldılar, anlamak mümkün değil. Sağ bekteki bu fazlalık dışında her mevkide 2 kaliteli (çok kaliteli) seçeneğe sahip şahane bir topluluk var. Belki de tek eksiklik sol açık yerinde. Orada şu anda Modric oynuyor ve Modric gibi olağanüstü bir oyuncunun düz 442'de görev yapabileceği tek yer belki de orası. Bu yüzden Redknapp çok akıllıca davranıyor. Yedek olarak Dos Santos görünüyor sol açık için. Santos sağda da oynar ama orada Lennon ve Bentley var. Şimdi gelen haberlere göre Chelsea'nin sakatlıktan dönmek üzere olan yıldızı Joe Cole için 12 milyon avro teklif etmişler. Cole kalmak istiyor, Chelsea ise göndermek istemiyor ama Redknapp ısrarcı. Eğer onu alırlarsa (büyük ihtimalle Jenas da gidecek, ama Boateng ve O'Hara yedek orta saha tandemi için fena değil) neredeyse kusursuz bir kadro oluyor. EPL de bu sene hiç olmadığı kadar güzel olacak gibi görünüyor.

26 Temmuz 2009 Pazar

Tottenham'ı kimler yönetiyor?

Yıllardan beri dünya futbolunu ve Premier League’i seyrederiz, ben hayatımda Tottenham kadar kötü yönetilen bir kulübe rastlamadım. Kadrosunda Keane, Defoe, Pavlyuchenko ve Darren Bent olmasına rağmen bir takım nasıl ve neden Peter Crouch’u almaya çalışır? (Büyük ihtimalle de almış) Bu nasıl bir kulüptür ki, her yıl mutlaka 15-25 milyon avro arası bir forvet transferi yapar? Öyle ki, Tottenham’ın son 10 yılına baktığımızda adeta bir forvetler mezarlığı görüyoruz. Menajerler geliyor, menajerler gidiyor ama kulüpteki bu abuk transfer hastalığı dinmek bilmiyor. Crouch transferi vesilesiyle yıllardır bir nevi “akıl tutulması” hâlinde bulunan bu kulübün, son 10 sezondaki önemli transferlerine ve gelir-gider dengesi(zliği)ne bir bakalım (parantez içindeki rakamlar milyon sterlindir):

1999/2000
Gelenler: Sherwood (5.5), Perry (5.5), Leonhardsen (4)
Denge: -20

2000/2001
Gelenler: Rebrov (16), Thatcher (6.7)
Denge: -22.5

2001/2002
Gelenler: Dean Richards (10.8), Poyet (3), Ziege (5.7), Bunjevcevic (5.3)
Denge: -16.3

2002/2003
Gelenler: Keane (9.3)
Denge: -8.1

2003/2004
Gelenler: Postiga (8.3), Kanoute (4.7), Defoe (9.3)
Denge: -25.2

2004/2005
Gelenler: Andy Reid (7.1), Dawson (6.2), Sean Davis (4.6), Atouba (4), Pedro Mendes (4), Carrick (3.7), Robinson (2.7)
Denge: -34.5

2005/2006
Gelenler: Huddlestone (4.2), Rasiak (kimdir, nedir, necidir?) (3.1), Murphy (2.9), Ghaly (2.7), Routledge (2.7), Jenas (13.4)
Denge: -12.8

2006/2007
Gelenler: Mido (6), Rocha (kimdir, ne iş yapar?) (4.5), Ekotto (4.5), Berbatov (14), Zokora (11), Chimbonda (8.9)
Denge: -19.7

2007/2008
Gelenler: Boateng (7), Bent (22), Bale (13), Hutton (11.6), Kaboul (10.7), Woodgate (9.6)
Denge: -65!!!

2008/2009
Gelenler: Gomes (8), Dos Santos (5.3), Bentley (19.6), Modric (18.7), Pavlyuchenko (15.5), Keane (14.8), Defoe (14.6), Palacios (13.4), Corluka (12.3)
Denge: -52.1!!!

Sonuç olarak bu verilerden şunu anlıyoruz ki, Tottenham'ın kulüp olarak gelir durumu gayet iyi. Ama kulübün kaynaklarını optimum fayda ile kullanacak bir "akıl"dan yoksun durumdalar. Her sene neredeyse Chelsea ve Arsenal kadar para harcayıp şu durumda olan bir kulübün taraftarları için üzülmemek de mümkün değil. Ama resimdeki pankartı "Can't Smile with You" şeklinde değiştirmek mümkün :)