6 Haziran 2009 Cumartesi

En iyi 5 kara film

1. Touch of Evil (1958)
Orson Welles

2. The Maltese Falcon (1941)
John Huston

3. Double Indemnity (1944)
Billy Wilder

4. The Big Sleep (1946)
Howard Hawks

5. Out of the Past (1947)
Jacques Tourneur

5 Haziran 2009 Cuma

Müthiş transfer #2

G.Saray yönetimi uzun süren arayış ve temasların sonunda teknik direktör olarak Frank Rijkaard ile anlaştı. Daha geçtiğimiz sezon başına kadar Barcelona'yı çalıştıran, bu takımla lig ve Avrupa şampiyonluğu yaşayan, gerçekten de inanılmaz kariyerli bir hoca Rijkaard. Oyuncularla diyalogu iyi, Ronaldinho başta olmak üzere onca sorunlu yıldızla başarıya ulaşması bunun kanıtı zaten. Ayrıca iyi bir taktisyen, Messi'yi sağ, Ronaldinho'yu sol açıkta ilk oynatan da o olmuştu. Gerçekten de Türk futbolu için çok güzel bir olay, böylesine ünlü ve parlak bir teknik direktörün bu ülkeyi tercih etmesi. Kısa vadeli planlarla göz boyamaya yönelik işler yapan rezil yönetim ona sabrederse, ülke futboluna sayısız katkı yapacağını düşünüyorum. Ama sabrederler mi, işler kötü giderse ne olur, yaşayıp göreceğiz. Her hâli kârda şahane bir sezon olacak gibi görünüyor daha şimdiden...

4 Haziran 2009 Perşembe

Aybaba, Ancelotti, Leonardo

Sezonun bitmesiyle birlikte pek çok takım yeni teknik direktörlerle anlaşmaya başladı. Altta zaten Fener'in ne kadar doğru ve isabetli bir seçim yaptığına değinmiştim. Bugün ise Trabzon'un Samet Aybaba ile anlaştığı haberini aldık. Aybaba'nın iyi bir "takım yapıcı" ve iyi bir hoca olduğuna inanırım; ayrıca genç oyuncu bulup çıkarma, cesaretle onlara görev verme konusunda bu ülkenin kesinlikle en başarılı hocası vs. Ama Trabzon'un yönetimi ve sevimsiz başkanı eğer Aybaba ile gelecek sene (şampiyonluğu geçtim) ikinci bile olabileceğine inanıyorsa, gerçekten de bu işi hiç bilmiyor olmalılar. Zaten Yanal'ın yerine Aybaba'yı getirmek yeterince büyük bir skandal ama gelecek sezon şampiyonluğa oynayacağını söyleyip hiçbir "winner" tarafı olmayan yerli bir hocayla anlaşıyorsan, o koltukta boşuna oturuyorsun demektir. Şu blogda böyle iddialı bir şekilde öngördüğüm şeylerin %90'ı hep gerçekleşti. Bunu da bekleyip gelecek sene göreceğiz.

Milan'ın 8 yıldır hocalığını yapan Ancelotti ise Chelsea ile anlaştı. Milan gibi bir kulüpte 8 yılda sadece 1 şampiyonluk yaşamış olması tam bir skandal İtalyan hocanın ama 2 tane Ş. Ligi kupası sayesinde bunca sene görevde kalabildi. İcraatlarına baktığımızda ise olumlu ve olumsuz pek çok işaret görüyoruz. Bir kere bütün dünyanın terk ettiği ve defans konusunda sıkıntı yarattığını düşündüğü 4-3-1-2 sistemini uzun yıllar boyunca bir İtalyan takımına makine gibi uygulattı. Böylece Kaka'yı başka hiçbir dizilişte ol(a)mayacağı kadar verimli bir oyuncu hâline getirebildi. Ama son birkaç senedir orta saha ağırlıklı dünya futboluna o da intibak etti ve sistemini 4-4-1-1'e çevirerek (bazen de 4-3-2-1) Kaka'ya ikinci forvet görevi verdi. Bu dizilişlere bunca kafa yorarak en efektif olanı, oyuncu kadrosu için en uygun sistemi araması bence önemli bir puandır.

Ama öte yandan o kadar çok yaşlı oyuncu transfer edildi ki onun döneminde, resmen bir veteranlar takımı hâline geldi Milan. Tabii bunda onun ne kadar payı var, Galliani'nin ne kadar, onu bilemiyoruz. Ama Ancelotti'nin "emret bakanım!" tarzı bir yapısı olduğunu biliyoruz, kaç kere duyduk çünkü. Gelgelelim Berlusconi'nin birkaç sene önce "bizim gibi bir kulübün çift forvetle oynaması gerekir!" nidalarına pabuç bırakmayıp tek santrforlu sistemden geri adım atmadığını da görüp yaşadık. Yeni kulübünde Abramovich ile iyi geçineceğini tahmin etmek ise hiç zor değil.

Chelsea'de teknik anlamda ne yapacağına gelince, bence başarılı olacak. Sonuçta inanılmaz bir tecrübe sahibi artık, Milan gibi Chelsea'den çok daha büyük bir kulüpte 8 sene çalıştı. Juve macerası da var, dolayısıyla çoğu 70 yaşında hocanın sahip olmadığı bir deneyimi var. Ayrıca Chelsea'nin defansif yönden muhteşem diyebileceğimiz kadrosu da onun için biçilmiş kaftan. Eğer taş koydukları Kaka-Real transferini gerçekten engelleyip de kendileri gerçekleştirirse neredeyse kusursuz bir kadro olacak. Scolari'nin ve Grant'in olduğundan çok daha başarılı olacağını düşünüyorum. Mourinho kadar olabilir mi, ondan emin değilim. Çünkü Mourinho döneminden çok daha güçlü bir United ve Liverpool söz konusu artık.

Milan ise Ancelotti'nin yerine Leonardo'yu getirerek çok büyük bir sürprize imza attı. Leonardo bu kulüpta efsane olmuş, inanılmaz kariyerli bir oyuncu. Ama hocalık deneyimi resmen sıfır. Milan'ın kendisine has bir kulüp yapısı var, dışarıya fazlasıyla kapalı ve pek kimseyi beğenmeyen bir yapı bu. Kendi içlerinden çıkmış bir hocaya belki de öyle bir ortam sunacaklar ki, kafası biraz çalışan her hocanın başarılı olabileceği bir ortam olacak bu. Ya da belki de tam tersi olacak. Ama 8 yıl sonra sil baştan yapan ve kadrosunu da büyük ölçüde yenileyecek olan Milan'ın gelecek yıl da şampiyon olmasının imkânsız olduğunu şimdiden söyleyebiliriz.

2 Haziran 2009 Salı

En iyi 5 kaçma/kovalamaca filmi

1. North by Northwest (1959)
Alfred Hitchcock

2. The French Connection (1971)
William Friedkin

3. The 39 Steps (1935)
Alfred Hitchcock

4. Bullitt (1968)
Peter Yates

5. Getaway (1972)
Sam Peckinpah