Juventus'ta son 15-20 yılın en kötü günlerinin/haftalarının bir türlü sona ermemesi sonucu fatura Ferrara'ya kesildi ve genç teknik direktörün kovulmasını takiben, takımın başına Alberto Zaccheroni getirildi. 1995-1998 yılları arasında Udinese takımında geçirdiği görkemli sezonların ardından, takımın yıldızı Bierhoff ile birlikte Milan'a transfer olan Zaccheroni, 3 yıllık macerasını takiben bir müddet Lazio'yu, daha sonra da Inter'i çalıştırmıştı. Şimdi Juventus ile birlikte 5 büyük takımdan sadece Roma'da görev yapmamış oluyor.
Bizim topraklarda "dere geçerken at değiştirilmez" diye bir geyik vardır ama her ne hikmetse dünyanın en büyük kulüpleri de (görüldüğü üzere) gayet sık bir şekilde bunu yapıyor. Üstelik şu anki durumda sezon sonu büyük ihtimalle Benitez'i alacağı halde yine de Ferrara'yı gönderdi Juventus gibi bir kulüp. Çünkü devam etseler bu kez Şampiyonlar Ligi bileti tehlikeye girebilirdi. Takıma bir hava katmak amacıyla hoca değişikliğini en uygun çözüm olarak düşündüler. En son 3 sene önce Torino'yu çalıştıran ve sezon ortası işine son verilen Zaccheroni bakalım bu ateşten gömleğin içinde neler yapacak.
29 Ocak 2010 Cuma
2009'un en iyi 5 filmi
1. Bakjwi (9)
Park Chan-wook
2. Avatar (8)
James Cameron
3. Public Enemies (8)
Michael Mann
4. Looking for Eric (7)
Ken Loach
5. Up in the Air (7)
Jason Reitman
Diğer: Where the Wild Things Are (7), The Box (7), District 9 (7), Sherlock Holmes (7), (500) Days of Summer (7), Inglourious Basterds (7), Star Trek (7), Duplicity (7), Funny People (7), Brüno (7), Drag Me to Hell (7), Away We Go (7), The Soloist (7), Zombieland (7), The Imaginarium of Doctor Parnassus (7), A Single Man (7), Adventureland (6), The Taking of Pelham 1 2 3 (6), Invictus (6), Transformers 2: Revenge of the Fallen (6), Watchmen (6), It's Complicated (6), Everybody's Fine (6), The Informant! (6), 2012 (6), Dorian Gray (6), Antichrist (5)
Görmediklerim: Fantastic Mr. Fox, State of Play, The Lovely Bones, The Road, The Bad Lieutenant: Port of Call - New Orleans, Brothers, Law Abiding Citizen, Up, Brooklyn's Finest, Chloe, Harry Potter and the Half-Blood Prince, The Time Traveler's Wife, Did You Hear About the Morgans?, Terminator Salvation,G.I. Joe: The Rise of Cobra, Julie&Julia, Year One, Knowing, Survival of the Dead, The International, A Christmas Carol, Das weisse Band - Eine deutsche Kindergeschichte, Ice Age: Down of the Dinosaurs
Not: 24.01.2011'de liste güncellendi.
28 Ocak 2010 Perşembe
Tam bir kumar
G.Saray devre arasındaki üçüncü transferini de gerçekleştirip Tottenham'dan Giovanni Dos Santos'u kiralamış. Meksikalı genç yıldız, bilindiği gibi Barcelona'da parlamıştı ama gelecekte çok büyük bir futbolcu olmayacağı anlaşıldığı için bonservisiyle birlikte gönderildi. O dönemde kendisini pek çok maçta seyretmiş biri olarak ben de aynı görüşteyim. Hiçbir zaman "world class talent" olamayacak bir oyuncu Dos Santos, teknik yetenekleri fazla ama mental olarak sorunlu bir isim. Takım oyunu ile neredeyse hiç alâkası yok; abilerine kaç tane pozisyonda bomboş olmalarına rağmen pas vermeyip zılgıt yediğini hatırlıyorum. Tottenham'da zaten başarılı olmasını beklemiyordum ama oradaki dönemin ardından bir alttaki level'dan bir takıma bile gidemeyip Ipswich'e kiralanması düşündürücü. Onu hayatında 3 kere seyretmemiş adamlar şimdi hakkında fasiküller yazıyor ama onlar zaten her iki lafından biri için rezil olsalar bile yine de sıkılmadan her konuda yazmaya devam ediyor. Bu yüzden ciddiye almamak lâzım.
G.Saraylı taraftarlar ise gördüğüm kadarıyla genelde bu transferle ilgili olarak bir bayram havasında ama bence hiç de iyi bir transfer değil bu. Yapılış şekli güzel, sonuçta G.Saray parası olmayan bir kulüp ve Lucescu dönemindeki gibi "kiralamak" onlar için en iyi yöntem. Ama Kewell gibi bir profesyonellik abidesinin yerine böyle takım oyunundan uzak, yeteneklerinin üzerine hiçbir şey koyamayan ve koyamayacak olan "olmamış" bir oyuncuya bel bağlamak, bence sadece ve sadece göz boyamaktır. Türkiye Ligi, Championship'ten bile kalitesiz olduğu için burada dar alanlarda iş yapabilir, gol atıp asist yapabilir. Benim dediğim o değil. Dediğim, uzun vadede bu transferin kulübe bir hayrı dokunmayacağıdır. Her yazdığımız gibi bunun da gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini zamanla göreceğiz. Yine de hayırlı olsun, lig için bir renktir neticede.
G.Saraylı taraftarlar ise gördüğüm kadarıyla genelde bu transferle ilgili olarak bir bayram havasında ama bence hiç de iyi bir transfer değil bu. Yapılış şekli güzel, sonuçta G.Saray parası olmayan bir kulüp ve Lucescu dönemindeki gibi "kiralamak" onlar için en iyi yöntem. Ama Kewell gibi bir profesyonellik abidesinin yerine böyle takım oyunundan uzak, yeteneklerinin üzerine hiçbir şey koyamayan ve koyamayacak olan "olmamış" bir oyuncuya bel bağlamak, bence sadece ve sadece göz boyamaktır. Türkiye Ligi, Championship'ten bile kalitesiz olduğu için burada dar alanlarda iş yapabilir, gol atıp asist yapabilir. Benim dediğim o değil. Dediğim, uzun vadede bu transferin kulübe bir hayrı dokunmayacağıdır. Her yazdığımız gibi bunun da gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini zamanla göreceğiz. Yine de hayırlı olsun, lig için bir renktir neticede.
26 Ocak 2010 Salı
Küstah
25 Ocak 2010 Pazartesi
En iyi 5 James Cameron filmi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)