24 Ağustos 2008 Pazar

Gönülçelen filmler #4: The Fabulous Baker Boys (1989)

Başrollerinde iki kardeş Beau Bridges ve Jeff Bridges ile (bu filmdeki hâli göz önünde bulundurulursa açık ara sinema tarihinin en güzel kadını olan) Michelle Pfeiffer'ın yer aldığı, Steve Kloves'un yazıp yönettiği bu iç ısıtan film, artık devirleri geçmiş olan iki (kardeş) jazz piyanistinin hikâyesini anlatıyor. Bunu yaparken birbirinden siyahla beyaz kadar farklı olan, dolayısıyla hiçbir konuda ortak düşünmeyen ama biribirinden hiçbir şekilde de ayrılamayan kardeşlerin iki kutuplu hâline odaklanıyor daha çok. Frank (Beau) evlenmiş, çoluk çocuğu (sorumlulukları) olan, disiplinli, eski kafalı birisiyken; Jack (Jeff) kendi başına yaşayan, nihilist, hayattan bezmiş, sorumsuz bir adamdır. Bir gün artık kimse, küçük Seattle kulüplerinde bile onlara iş vermemeye başladığında bir kadın şarkıcı bulmaya karar verir ve Susie'yi (Pfeiffer) işe alırlar. Her şey yoluna girmiş görünürken Jack ile Susie arasında oluşması kaçınılmaz olan yakınlaşma gelip çattığında ise olaylar gelişir.

"The Fabulous Baker Boys" bugüne kadar değeri hiç verilmemiş muhteşem bir film. Sinema tarihinde özdeşleşilmesi bu kadar zor karakterleri resmedip, seyirciyi böylesine içine çekebilen film sayısı pek azdır. Özellikle her üç başrol oyuncusunu da idealize etmekten ısrarla kaçınıp birer "loser" gibi gösteriyor ama bunu yaparken onların çekiciliğini bir türlü engelleyemiyor. Bunda film boyunca yaratılan mizansen ve yazılmış zekice diyalogların dışında, Jeff Bridges ve Pfeiffer'ın inanılmaz karizmalarının da etkisi büyük tabii. Filmin görsel yapısında, diyaloglarında ve genel olarak "görünüşünde" 1940'ların filmlerine ait bir nostalji duygusu var. Film, 4 dalda Oscar adayı oldu, hiçbirini kazanamadı. Ayrıca en iyi kadın oyuncu adayı Pfeiffer, filmde icra edilen tüm şarkıları kendi sesiyle söyledi.

Sinemayı seven herkese bu nadide filmi tavsiye ediyorum, orası ayrı. Ama seyretmeyecek olanların bile, Pfeiffer'ın kırmızı elbisesiyle piyanonun üzerinde yatarak söylediği "Makin' Whoppie" şarkısını mutlaka görmesi gerekiyor, bunu belirtmeyi de bir borç biliyorum.

Hiç yorum yok: