18 Ekim 2009 Pazar

Daum'un hediyesi

Fenerbahçe'nin bugün oynadığı oyunu eleştirmenin bir anlamı yok. Çünkü bu maça kadar bütün müsabakaları bu tarz bir oyunla kazandı. Ama bir nüans var: Şimdiye kadarki "akılcılık"tan, bugünkü maçın son dakikalarında eser bile yoktu. Öncelikle Daum'un, Fener taraftarının yeni boy hedefi olması için çaba gösterdiği Bekir isimli arkadaşı, Gökhan'ın yerine sağ beke alması affedilir gibi değil. Gökhan'ın cezalı duruma düşmesinden korkmasını anlayabiliriz ama onu çıkaracaksa bile oyuna girmesi gereken oyuncu asla ve asla Bekir değildir. Selçuk'u bile stopere alıp Önder'i sağa koysa anlarım. Ama yapılması gereken şey, daha önce sağ bekte oynayıp çok çok başarılı olan Topuz'un o bölgeye çekilip, Özer'in oyuna alınmasıydı.

Bunun yanında Vederson'u çıkarırken (savruk da olsa) açık alanlarda çok etkili olan Uğur yerine bitik durumdaki Andre Santos'u sokması da bir başka skandaldı. Aslında sağ kanatta oynadığında takıma yarardan çok zararı olan Kâzım'ın ilk 11 başlaması da büyük bir hataydı. Buna rağmen ilk yarıyı önde kapatarak büyük bir şans elde etti Fenerbahçe. Ama ikinci yarıda üzerine gelen rakibine karşı ikinci golü bulamaması en büyük yanlışıydı.

İleriden başlayarak takıma baktığımız zaman, Semih pivot rolünü iyi yapmasına rağmen (artık kesinlikle eminim ki) Fener'de asla ilk 11 oynayacak bir oyuncu değil. Depar, sürat, çabukluk, çeviklik gibi meziyetlerden hiçbir şekilde nasibini almamış bir oyuncu çünkü. Fener'in hiç görmek istemediğimiz o "uyuşuk" futbolunun da en büyük müsebbiblerinden biri. Kâzım deseniz, inanılmaz derecede vurdumduymaz, kolektif oyundak uzak ve yukarıda belirttiğim gibi yarardan çok zararı olan bir oyuncu. Mehmet Topuz, Vederson ve Emre ise takımın bugünkü iyi isimleri arasındaydı. En azından ellerinden gelenin en fazlasını vermeye çalıştılar.

Gökhan, sezonun ilk birkaç haftasının ardından girdiği o formsuzluğu aynen sürdürüyor. Ben, bu vasat futbolundaki en büyük etkenin Kâzım olduğunu düşünüyorum. Önünde içe doğru kat eden, kolektif oynayan ve savunmaya yardım eden Topuz olduğunda çok daha iyi oynadığını G.Birliği maçında gördük. Önder ve Bilica vasatın üzerinde oynadı. Cristian son derece etkisiz, sadece savunmaya yardım eden ama yine kritik pas atmayan bir ön libero rolündeydi. Selçuk'tan çok fazlası olduğunu söylemek mümkün değil. Carlos da aynı şekilde vasat oynadığı gibi, sanki Fener'i kafasında bitirmiş gibi göründü bana. Birçok pozisyonda sorumluluk almaktan özenle imtina etti ve pısırık bir görüntü sergiledi. Devre arasında bağlasan durmaz gibime geliyor. Onu bu hâliyle oynatmak ise bir başka hata.

Bugünkü maç kaybedildi diye eleştirilmesi gereken şey takımın iyi oynamaması olmamalı. Zaten iyi oyun da çok gerekli bir şey değil günümüz futbolunda. Ama çıkarılması gereken birkaç ders var:

1.Hangi oyuncu oynamazsa oynamasın, Fener'in orta sahasında Topuz, Cristian, Emre ve Özer/Uğur/Vederson oynamalı. Emre ve Cristian yokken Selçuk; Topuz yokken (Kâzım değil!) Deivid ya da Özer oynamalı.

2. Skor avantajının ele geçirildiği maçlarda oyuncuların bugünkü (ve daha önceki pek çok sezondaki) gibi rehavet içine girmeleri kesinlikle engellenmeli. Rehavet ya da disiplinsizlik yüzünden skorun artmasına engel teşkil eden oyuncular mutlaka cezalandırılmalı. Çünkü ne kadar iyi defans yaparsanız yapın ve rakip kim olursa olsun, önünde sonunda bir hata yapıp golü yiyebilirsiniz.

3. Bekir'in bu takımda yeri yok. Sağ bekte taraftarın yaka silktiği Ali Bilgin bile ondan daha iyi oynar. Ama duruma göre Önder ya da Topuz ilk seçenekler olmalı bu bölgede.

4. Carlos devre arasında mutlaka gönderilmeli ve sol bekte (diri olursa) Andre Santos ya da Vederson oynamalı. Sol açıkta Uğur, ön liberoda da Selçuk bu kadar geri plana itilmemeli.

5. Semih artık o sünepe görüntüsünü bırakmalı ya da bir daha oynatılmamalı.

Fener'in önünde şimdi zorlu bir Bükreş deplasmanı var. O maçta da bugünkünden farklı bir görüntü olmayacak. Ama olmak zorunda. Oyun anlayışı olarak geride alan daraltan, önde pres yapmayan, önce gol yememeyi amaçlayan bir futbol genelde kabulümüz. Ama milyonlarca kere belirttiğim gibi oyuncuların bu forma içinde asla ve asla uyuşuk ve vurdumduymaz olma hakları yok. Olanlar forma giyiyorsa, buradaki suç da sadece kulübenindir. Bunu unutmayalım.

G.Antep (4-4-1-1): Mahmut 6 - Erkan 5 (62' Ferdi 5), Tolga 6, Cesar 6, Ivan 5 - Murat 6, Hakan 6 (76' Erman 6), Zurita 6, Olcan 7 - Jorginho 5 (79' Beto 5) - Julio Cesar 9

Fenerbahçe (4-4-1-1): Volkan 7 - Gökhan 6, Önder 7, Bilica 7, Carlos 6 - Kâzım 3, Cristian 5, Emre 7, Vederson 7 (76' Andre Santos 6) - Mehmet 6 (88' Özer) - Semih 6

Goller (2-1): Julio Cesar 84', 90+4' - Semih 25'

Hiç yorum yok: