2 Ağustos 2008 Cumartesi

Arsenal yarışmacı bir kulüp mü?

Arsenal, İngiltere futbol tarihinin en büyük 3 kulübünden biri. Elde ettiği başarılar Man Utd gibi son 20 yıla sıkışmış da değil, onlarca yıl öncesinde bile kupalar kazanmış ve finaller oynamış bir takım. Her ne kadar yurt dışı başarısı yok denecek kadar az olsa da, son yirmi yılda onların durgunluk içinde olduğu bile söylenebilir hatta. Görev süresince takıma 3 lig şampiyonluğu yaşatan Fransız teknik adam Arsene Wenger'in, kulüp tarihinin en önemli menajeri olduğu su götürmez bir gerçek. Ama Fransız'ın son 2-3 yılda yaptığı uygulamalara bakınca görünen manzara şu: Ya ne yaptığını bilmiyor ya da Arsenal'i yarışmacı olmaktan çıkarıp salt ekonomik parametrelerle idare ettiği bir şirket gibi görmeye başladı kendisi. Zira geçen yılki tabloya ve daha da kötü geçeceğine kanaat getirdiğimiz bu sezonun başındaki görüntüye bakınca, Arsenal'in önümüzdeki 10 yılda şampiyonluk görmesinin hayal olduğuna hükmetmemek imkânsız.

Daha bugün Emirates Kupası ilk maçında Juve karşısına çıkan kadroya bakınca takımın çocuk yaştaki yedek oyuncularının ne büyük cevher olduğunu görmek zor değil. Ama sorun şu: Arsenal ve Wenger bu oyuncular "piştiği zaman" onları elinde tutmuyor ya da tutamıyor. Eğer uzun yıllar kadroda muhafaza edip yetiştirdikten sonra "ekmeğini yiyemeyecekseniz" bunca genç yeteneği alıp filizlendirmenin ne anlamı var ki? Ayrıca bir insan bu kadar genç ve tecrübesiz oyuncuyla Man Utd ya da Chelsea'yi geçmeyi nasıl düşünebilir?

Bu sezon başında Silva, Hleb, Lehmann ve Flamini gibi tecrübeli oyuncular gönderildikten sonra Nasri, Ramsey ve Bischoff gibi 3 "çocuk" daha transfer edildi. Şimdi defansta Sagna, Toure, Gallas, Clichy gibi oturmuş bir dörtlü var ama yedeklere baktığımızda Hoyte, Djourou, Traore ve Gibbs gibi veletlerle Senderos'u görüyoruz. As takımdan 2 oyuncu cezalı ya da sakat olsa Chelsea deplasmanına bunlarla çıkınca sonucun ne olacağını düşünüyor acaba Wenger?

Orta sahada ise ilk 11 oyuncuları bile çok genç artık. Eğer alınırsa Gökhan İnler ve Fabregas göbekte, Walcott sağda ve Nasri solda. Bunların yaş ortalaması 20-21 civarı. Yedekler de aynı şekilde. Ve hatta uzatmayalım, forvette de öyle. Sonuçta görünen o ki, bu kadronun diğer üç büyük takımla baş etmesi hiç ama hiç mümkün değil. Eğer Şampiyonlar Ligi'ne kalırlarsa başarı sayılmalı.

Bu durumda başa dönersek, Arsenal'in kulüp olarak amacı ve hedefi nedir? Gencecik çocukları alıp yetiştirip satarak para kazanmak mı, yoksa zirveye oynamak mı? Cevabın, ikinci seçenek olmadığı sanırız ki çok açık...

Not: Emirates Cup'ın bu seneki en müthiş ödülü genç sol açık Wilshere'i seyretme fırsatını yakalamak oldu sanırım. Bu çocuk gelecek yıllarda Arsenal ve İngiliz millî takımının en önemli yıldızı olabilir. Takipte olalım derim ben...

Hiç yorum yok: