29 Kasım 2009 Pazar

Büyüksün Carlo, çok büyüksün

Bu blogda mütemadiyen övdüğüm ve hayranlığımı belirttiğim birkaç teknik direktörün başında geliyor Carlo Ancelotti. Yaşı bu kadar genç olmasına rağmen Milan ile 8 yıl boyunca yaşadığı sayısız şampiyonluktan sonra Chelsea'nin başına geçen İtalyan hoca, daha ilk sezonu olmasına rağmen kurduğu tabanca gibi takımla izleyen herkesi kendisine hayran bırakıyor. Her zaman belirttiğim gibi, 98 Dünya Kupası'ndan beri dünyada moda olan tek forvetli sistemler sonucu neredeyse herkesin terk ettiği çift forvetli, atak orta sahalı 4-1-2-1-2 sistemini uygulatmaya ısrarla devam etmesi bile benim için on bin puanlık bir bonustur. Bugün Arsenal deplasmanında 2-0 öndeyken hücumcu orta sahası Joe Cole'u çıkarırken oyuna defansif bir presçi almasını beklersiniz, en azından dünyadaki hocaların %99.9'u böyle yapar. Ama Ancelotti Deco'yu aldı oyuna yahu, Deco'yu! Bir adam bu kadar mı yürekli, bu kadar mı özgüvenli, bu kadar mı rahat olur? Arsene Wenger'in Walcott'ı oyuna almasından sonra artık yorulmaya başlayan Ashley Cole'un yerine sol beke Ferreira'yı sürüp Walcott'ı sahadan sildirmesiyle taktisyenliğini de gösterdi ayrıca (bilindiği gibi Ferreira aslında bir sağ bek). Anelka'yla Drogba'yı da hiç kimsenin yapmadığı şekilde yan yana oynatarak dünyanın en iyi forvet hatlarından birini oluşturdu. Kısa zamanda yaptığı olumlu icraatlar, saymakla bitmiyor anlayacağınız.

Milan'da senelerce yaşlı ve giderek köhneyen bir kadro ile yapabileceğinin en iyisini yapan Carlo, şimdi çok daha kaliteli ve üstün bir oyuncu topluluğuyla Chelsea'nin yakın geleceğine birden fazla kupa sığdıracağının sinyallerini veriyor. Mourinho yüzünden durduk yerde 2000'li yıllarda nefretimizi kazanan Chelsea bile artık onunla daha sempatik, daha insanî görünüyor gözümüze.

Dünyanın, Alex Ferguson'dan sonra en iyi 2-3 teknik direktöründen biri Ancelotti. Artık bundan hiç kimsenin şüphesi olmamalı.

Hiç yorum yok: