2 Ekim 2008 Perşembe

Şampiyonlar Ligi'nde 2. hafta #1

Aalborg - ManUtd: 0-3
Ferguson'un bu maçta adeta 5 forvetle oynaması gözlerden kaçmayacak bir ayrıntı. Real teknik direktörü olan korkak arkadaşın aksine, her ne kadar sevmesek de "büyük" kulüp olduğunun en azından farkında Ferguson. Helal olsun diyoruz. Sonuç ise en beklenen neticelerden biriydi bu hafta ama sanılandan da kolay oldu. United açısından tek can sıkıcı unsur, verilen 3 sakat.

Villareal - Celtic: 1-0
Villareal'in kaleye 27 girişimde bulunduğu bu maçın hakkı kesinlikle galibiyetti ama 3 puanı ön liberonun ayağından bulduğu sayıyla zar-zor kazanabildiler. Celtic ise ne idüğü belirsiz bir takım. Grupta şansları yok ama Aalborg'un varlığı onlar için piyango, UEFA adına...

Fiorentina - Steaua: 0-0
2000'li yılların başındaki o rüya sezonlarını arayan Rumen temsilcisi, İtalya deplasmanından çok kıymetli bir puanla dönüyor. Fiorentina'nın tipik İtalyan takımı gibi temkinli oynamaya alışmış olmaktan mütevellit bir şanssızlığı var, kazanmanın mutlak gerektiği ama rakibin de organize bir şekilde sağlam defans yaptığı bir ortamda kilitleniyorlar. Kaleyi bulan sadece 3 şut atmışlar bu maçta, son derece kısır bir rakam.

Bayern - Lyon: 1-1
Bremen'den 5 yiyip feleğini şaşıran züppe Bavyeralılar, o maçın şokunu hâlâ atamamış görünüyor. Domestik mecrada Hannover'e kaybedilen 3 puanın akabinde, rakip Lyon da olsa kazanılması gereken bir iç saha maçını berabere tamamlayarak bir şok daha yaşadılar. Lyon ise 2 maçta 2 puan ile, pek parlak olmasa da sanki "ne yaptığını bilir" bir havada yoluna devam ediyor.

Arsenal - Porto: 4-0
Kuralar çekildiğinde bu grup için ne demiştik: Şeker, bal, lokum... Şimdi Fenerbahçe'nin ne kadar büyük bir balık kaçırdığını, Kiev ve Porto'ya bakınca anlıyoruz. Her ikisi de gruptan çıkmayı asla hak etmeyecek çapsızlıkta takımlar ama Fener maalesef onların karşısında daha da seviyesiz bir konumda, başkanı sağolsun. Porto da Arsenal deplasmanında 4 yiyerek kanaatimizi pekiştirdi. Haa, bu Arsenal Fener'e kaç atar sorusu da, gündemimize girmiş oldu bu maç vesilesiyle.

Fenerbahçe - Dinamo Kiev: 0-0
Maç hakkında zaten yazacağımız yazdık. Neticede ilk 2 şansının çok zora girmesine neden olan bir sonuç bu. Kaldı ki, zaten Fener'in hâl-i pür melâline bakınca da, puan cetveli neyi gösterirse göstersin bu gruptan sonuncu olup elenmek en olası netice gibi görünüyor bizim için. Eğer bu cahil başkan futbol şubesinden elini-ayağını çekmezse, Fener'in bundan sonraki hiçbir sezonundan hayırlı bir görüntü beklemiyoruz. Yine de içimizin acımasına engel değil tabii ki bu durum.

Zenit - Real Madird: 1-2
Zenit, ikinci yarıyı resmen tek kale oynadı ama hem şanssızlık, hem de beceriksizlikten mağlup oldular. Real ise adına hiç yakışmayan korkak ve şahsiyetsiz futboluyla mideleri bulandırmaya devam ediyor. Güçsüz bir takım yakaladı mı aslan kesilen bu ölü seviciler, biraz diş gördüğü zaman 1 gol atıp üzerine yatan arsız bir kimliğe bürünüyor. Yazıklar olsun.

BATE - Juventus: 2-2
Ön elemelerin sürpriz takımlarından BATE, 2 farklı öne geçtiği maçta deneyimsizliğine boyun eğdi ama ikinci yarıda sağlam bir duruş sergileyerek yine de İtalyan devinden 1 puanı koparmasını bildi. Juve için ise, Real ile oynanacak 2 maç öncesinde hiç iyi olmadı bu puan kaybı. Zenit akıllı olup BATE'yi 2 maçta yenerse, Juve de Real'den 2 maçta sadece 1 puan alırsa, Zenit-Juve arasında müthiş bir final olacak 5. maç. Umarız böyle olur.

Hiç yorum yok: