7 Nisan 2010 Çarşamba

Kötünün iyisi Van Gaal

Bu başlığı atmamın sebebi öncelikle her iki teknik direktörün sahaya sürdüğü kadrolardı. Ribery gibi etkili bir oyuncunun karşısında çaylak Rafael'i görevlendirirken Ferguson ne düşünmüştü acaba? Rafael çok yetenekli bir genç olabilir, O'Shea'e göre daha çabuk da olabilir ama bu tip oyunlarda en önemli ve geçerli parametrenin "deneyim" olduğunu Ferguson bilmeyecek de kim bilecek? Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'ni kaybederken asla yapmaması gereken bir şeyi yapmış ve Barcelona karşısında yenik durumdayken orta sahasını eksiltip forvete oyuncu sürmüştü, o hamleden sonra neredeyse topa dokunamadılar bile. Bu sene de bu büyük turnuvadan çeyrek finalde elenirken benim aklımda Ferguson'ın Rafael tercihi ve genç oyuncunun gördüğü tam anlamıyla "aptalca" kırmızı kart kalacak.

Ferguson'ın diğer tercihi olan Gibson da maçta gol atmış alabilir ama orta sahada hiç etkili değildi. Fletcher ve Carrick gibi yaratıcılığı sınırlı iki oyuncunun yanına Giggs gibi bir tecrübeyi koysa, daha etkili bir takım olabilirlerdi ama İskoç menajer bunu da düşünmedi. Üstelik maç 3-1 iken Rooney sakatlığı yüzünden kenara geldiğinde oyuna O'Shea'i sürerek takımına dolaylı yoldan tamamen geriye yaslanma talimatı vermiş oldu. Her şeyiyle yüklenen ve defansif sorunları olan bir rakibe karşı, tüm ikinci yarı boyunca etkili bir kontratak geliştirememeleri de diğer bir eksi puan United için.

Neticede bu blogda defalarca yazdım, Ferguson gerçek bir dahi ve bana göre dünyanın en iyi teknik direktörü. Ama iki yıldır Avrupa arenasında takım onun yanlış tercihleri ve icraatları ile ekeniyor. Buna karşın o hâlâ en büyük ve hiçbir kayıp da bu durumu değiştirmez, bunu özellikle belirtmek isterim.

Öte yanda paçalarından bal akıyor diyebileceğimiz, delilikle mi yoksa aslan yüreklilikle mi itham etmeyi bilemediğimiz bir Van Gaal var. Valencia gününde olduğunda sağ kanadı hallaç pamuğu gibi atabilen bir oyuncu ve Van Gaal bu gerçeği hiç bilmiyormuşcasına onun karşısında Badstuber'i görevlendirerek adeta intihar etti. Maçın başında kadroyu gördüğümde United'ın o kanattan en az bir gol bulacağını düşündüm ama onlar iki gol buldu. Üstelik Badstuber'in bu seviyeye asla yakışmayan, direkt olarak kendisinden kaynaklanan fahiş hatalarıyla buldular bu golleri. Ve fakat ne olduysa Olic'in devre biterken ve umutlar tükenmek üzereyken attığı golden sonra oldu. Bu golden sonra United, tek gol bile yese eleneceğini bildiği için anlamsız bir tedirginlik içine sürüklendi. Sanki özgüvenleri de ciddi derecede eksikti (son 2 maçı kaybetmiş olmaları bunda önemli bir etkendi bence). Buna karşılık Robben gibi dünyanın en iyi futbolcularından birine sahip olan Bayern, rakibin eksik olmasından da yararlanarak sürekli rakip yarı alanda arayışlarını sürdürdü ve Hollandalı ustanın muhteşem bir volesiyle yarı final biletini kaptı. Van Gaal bu golden sonra Hamit'i alarak orta sahasını biraz daha güçlendirdi ve maçın geri kalanında bir sorun yaşamadı. Yine de maçın başında Lahm'ı gerçek yeri olan sol bekte, Hamit'i de sağ bekte görevlendirse o üç golün ikisini yemezdi Bayern takımı. Ama dediğim gibi şans onların yanında olunca bu kadar fahiş bir hataya rağmen United gibi bir takımı elemeyi başardılar.

Şampiyonlar Ligi yarı finallerinde Inter-Barcelona, Lyon-Bayern maçları var. Futbolu seven bir insan için bu turnuvadan daha büyük bir ziyafet yok, seyrettiğimiz her maçta bunu biraz daha anlıyoruz.

Man Utd 3 - 2 Bayern
(3' Gibson, 7', 41' Nani - 43' Olic, 74' Robben)

4 yorum:

78ers dedi ki...

futbol enteresan oyun. ilk 40 dakika maçı seyrederken skordan bağımsız olarak iki takım arasındaki seviye farkı, özellikle fizik ve tempo açısından, o kadar bariz bir şekilde manchester lehineydi ki açıkçası elenmeleri bir yana tarihi bir farka gideceklerini düşünmüştüm. ama önce garip bir gol sonra gereksiz bir kırmızı kart her şeyi değiştidi.

ayrıca elenmiş olsalar bile gibson ve fletcher gibi iki vasat orta sahayla bile o 40 dakikalık tempoyu yapabiliyorsa bir takım, bizim takımlarımızın yabancı sınırlaması, bütçe farkı gibi bahanelere çok da sığınmaması lazım. belirli standardlardaki oyuncularla da pekala iyi futbol oynanabiliyormuş.

EmrE dedi ki...

Uzun yıllardan sonra İngilizlerin olmadığı bir yarı final serisi izlicez, bence keyfini çıkaralım=)

Gündüz Feneri dedi ki...

bence de EmrE ama klose'nin ofsayt golüyle buraya gelmiş olmaları kanıma dokunuyor. ne olursa olsun, barça için inter serisi finalden daha zor geçecek bence. ama kupayı alacakları kesin.. ganyanı şimdiden bile 1.2 falan olur herhalde.

EmrE dedi ki...

Arsenal maçından önce 1.65 flndı, şimdi kaç olur bilemem. Evet inter maçı kesinlikle Arsenal maçı gibi kolay geçmez. Çok sağlam defans yapacak inter, Eto'nun Barça'ya, İbra'nın da İnter'e karşı oynaması şimdiden ağzımı sulandırıyor. Mourinho yapacak yine bir hinlik. Teknik taktik zekasının Pep'ten 5 gömlek üstün olduğu tartışılmaz.