Barcelona takımının 14 saat otobüs yolculuğundan sonra maça çıkmış olması onları ne kadar etkilemiştir bilmiyorum ama şurası bir gerçek ki, dün Milano'da gördüğümüz takımın bizim bildiğimiz Barcelona ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktu. Barcelona maç kaybedemez mi? Elbette kaybeder, nitekim son olarak Madrid deplasmanında Atletico'ya da kaybetmişti 2 ay kadar önce. Ama Barcelona'nın bu kadar renksiz, mücadeleden uzak ve kendi teknik direktörünün de maçtan sonra dediği gibi "rakibin daha iyi oynadığı" bir şekille maçı kaybetmesi kolay hazmedilecek bir şey değil. Üstelik öne geçen takım da kendisiyken..
Neden böyle olduğunu bilmiyorum ama nasıl olduğunu biliyorum. Dün geceki maç bir kez daha yüzümüze vurmuştur ki, Messi de olsan, Xavi de, Zlatan da, fark etmez.. Eğer rakibin kadar koşmuyor, mücadele etmiyor ve pres yapmıyorsan yeteneğin bir anlamı kalmıyor. Tabii ki motivasyon da çok önemli. Geçen sezonun başında Guardiola bu takımın başına yeni geldiğinde Barça'nın yanlış oynadığını, takımın en önemli hücum silahının "şok pres" olması gerektiğini belirten bir yazı yazmıştım. O sancılı başlangıçtan sonra sezonun ortalarına doğru takım tam da bu dediğim tarz bir oyuna yönelmiş ve durdurulamaz bir takım hâline gelmişti. Ondan önce ise rakibini bekleyen, topu kazandıktan sonra rakibin üzerine ağır ağır gidip her hücumda 35-40 pas yapan, halı sahadaymış gibi oynayan bir görüntüleri vardı. İşte dün akşam gördüğümüz Barça, o 1.5 sene öncesinin takımına benzer bir tarzda oynayınca, Inter gibi kendisinden ölümüne korkan ve açık ara daha güçsüz bir takıma farklı şekilde kaybetti. Ben Nou Camp'ta böyle olmayacağını ve Barça'nın rakibini presle boğup turu geçecek avantajlı skoru yakalayacağını düşünüyorum. Dün geceki yenilginin de hayırlı olduğu kanaatindeyim. Ama gerekli dersleri almak koşuluyla..
Inter'de ise Mourinho'nun Barcelona önünde kazanması belki imkânsız değildi ama sahaya 3 forvet ve Sneijder ile çıkıp o şekilde "hak ederek" kazanması beni gerçekten de çok şaşırttı. Yine de Barcelona bizim bildiğimiz Barcelona olsa ne yapar eder o maçı alırdı, bu ayrı konu ama Mourinho'nun cesareti, kendinden beklenmeyen cüretkâr kadrosu ve takımına her zamanki gibi aşıladığı motivasyon takdire şayandı.
Mesela sahaya Pandev ve Etoo'yu açık olarak sürmüştü Mourinho. Normalde böyle bir düzende bütün hocalar bu mevkideki isimlere rakip beki kovalama görevi verir ama dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, Etoo ve Pandev beklerini kovalamadı. Dünya futbolunda daha önce hiç görmediğim bir şekilde Mourinho, rakip beki karşılama görevini yine kendi beklerine vermişti! İşte burada bence bu adamın dehası ortaya çıkıyor zira Barcelona'nın hücumdaki yerleşimine baktığınız zaman orta sahasının kenarlarında oynayan oyuncuları kenar adamı gibi oynamıyor ki.. Solda zaten Keita var, aslen bir ön libero olduğu için mütemadiyen içeri gelen bir oyuncu. Sağdaki Pedro ise aslen forvet olduğu için alıp adam geçen, sıfıra inen, orta yapan tarzda bir açık değil. Dolayısıyla Barça kanat hücumu yapacaksa bunu ille de bekleriyle yapıyor, adeta beklerini açık gibi kullanıyor. Dolayısıyla Mourinho'nun orta sahanın ortasını kalabalık tutup beklere ön liberolardan destek yollaması, Etoo ve Pandev'e de geri geldikleri zaman sadece alan daraltıp iç koridorunda savunma görevi vermesi gerçekten de maça damgasını vuran bir taktik hamleydi bana göre. Bu sayede 3 forvetini, rakibi en fazla tehdit edeceği bir tarzda kullanma olanağını da bulmuş oldu.
Onun dışında zaten tüm Mourinho takımları gibi hırslı, inanmış ve aşırı motive olmuş bir Inter gördük. Rakip de fazla rahat olup kendi klasiğinin dışında oynayınca; kendisinin yeteneklerini değil de "zaaflarını" su yüzüne çıkaracak bir oyun tarzını benimseyince sonuç kaçınılmaz oldu. Ama yine de dediğim gibi bu iki takımın ideal oyunları arasında muazzam bir uçurum var ve ben Barcelona'nın turu geçeceğini sanıyorum. Her ne kadar çok zor olsa da...
6 yorum:
"Inter gibi kendisinden ölümüne korkan ve açık ara daha güçsüz bir takıma farklı şekilde kaybetti. " cok talihsiz olmus kanimca. Inter'in kadrosu cok rahat Barca ile guc acisindan karsilastirilabilinir ki becne defans, orta saha ortasi ve santrafor soz konusu oldugunda Barca gucsuz olan takimdir...
kardeş ben kadronun değeri açısından demedim, oyun kalitesi olarak dedim. mourinho geldiğinden beri "iyi" futbol oynadıkları tek bir maç hatırlamıyorum. sen hatırlıyorsan bana da söyle, bileyim.
Aslında Mourinho bu maçın çok benzerini Londra'da Chelsea'ye karşı oynattı.
sevgili arkhe,
aynen bu düzende çıkmıştı o maça ama etoo'ya zhirkov'u, pandev'e de ferreira'yı köpek gibi kovalatıyordu. çünkü orada asıl kanatlar cole (ya da anelka) ile malouda olduğu için kendi bekleri onlarla uğraşacaktı.
gelgelelim barça'da ortanın kenarı diye bir şey olmadığı için üç forveti sadece or tasahaya kadar gelip yeniden ileri çıkabildi, çok daha diri kaldılar. bu adamın gerçek bir deha olduğunun kanıtı bence bu hareket. ben böyle görüyorum.
Ancelotti hayranı olup, Mourinho'yu beğenmeyen biri olarak bu dediklerini duymak güzel. Şahsi fikrim Mourinho gerçek bir dahidir, bi kere inanılmaz zekmi bir adam. Dahilik sebebi de hem motivasyon, hem de taktik bakımdan çok üstün olması. İğneleyici lafları herkese çok itici gelir ama adamın özgüvenine hayran oluyorum. İtici de değil bence, çünkü akıllı laflar ediyor. Y.Vural gibi Daum da Almanya'da eğitim aldı ben de demiyor :))
Ancelotti'yi ise çok itici bulurum. T. direktörlüğünü de pek parlak bulmam. Ama özellikle bu iticiliğiyle İtalyanların yüz karasıdır bence :)
Yani 3 forvet + sneijder olarak çıkınca fazla kanmamak lazım.Seninde dediğin gibi forvet dediğimiz adamlar rakip kalenin önünde beklemiyor ibrahimovic gibi mesela.Bütün maç basıyolar her yere gidiyolar kendi ceza sahasının önünde faul yaptı eto'o yanlış hatırlamıyosam.İnter iyi çözmüş barçayı savunma arkasına kanatlara atılan toplar bi anda 3 4 kişi kalabalıklaşıp doğru adamı bulup gol pozisyonlarına girdiler.Yoksa barça yı barça gibi orta sahada sürekli pas yaparak yenemezsin yani en doğrusu buydu bunuda iyi yaptı inter.
Yorum Gönder