İngiltere'de sezonun belki de en önemli maçında Chelsea, lider United'ı deplasmanda 2-1 mağlup ederek bitime 5 maç kala rakibinin 2 puan önüne geçmeyi başardı. Maça her iki takım da kontrollü ve önce skor dezavantajına düşmemeyi garantiye almaya çalışan bir düzenle çıktı. Rooney'nin yokluğunda forma şansı bulan Berbatov'un, müthiş kalitesine rağmen temposunun düşüklüğü ve agresiflikten uzak oyun tarzı Chelsea defansının işini bir bakıma kolaylaştırdı. Ferreira, Alex, Terry ve Zhirkov'dan oluşan dörtlü savunma hemen hemen hiç bireysel hata yapmadı. Ön libero ve Mikel ve Lampard da savunmaya yakın oynayarak sürekli alan daralttılar. Kanatlar zaten rakip bekleri takip eden Cole ve Malouda ile kapatılmış, kazanılan tüm toplar da Deco ile buluşturularak onun Anelka'ya atacağı paslarla kontrataktan pozisyon bulmak üzerine bir taktik kurulmuştu. Chelsea takımının en önemli özelliği Mourinho döneminde oturtulan sağlam takım savunması. Bunun yanında savunma oyuncularının her birisi de işlerinde uzman denebilecek kadar mahir isimler. Hal böyle olunca, takım hâlinde defans yaptıklarında onlara gol atmak çok ama çok zor. United gibi kendi sahasında babasını bile tanımayan makine düzenindeki bir takım bile onlara karşı pozisyon bulmakta zorlandı. Üstelik Carvalho ve Cole gibi iki müthiş ismin eksikliğine rağmen..
United ise soldan Giggs, sağdan Valencia ile çizgiye inip rakip defansın yerleşme düzenini bozmaya çalışırken, Berbatov'un yarattığı boşluklara son haftaların sürpriz ismi Park'ı sokmayı amaçladı ama dediğimiz gibi Chelsea'nin blok hâlindeki savunmasında Park nefes bile alamadı. Kanatlar ikişer kişiyle tutulduğu için (Malouda ve Cole'un geriye yardımları kusursuzdu) orayı da kullanamdılar; artık temposu iyice düşmüş Giggs ve Scholes da bir varlık gösteremeyince United takımı pozisyon üretemeyen bir kimliğe büründü. Aslında Chelsea de gol atmaya çok yakın görünmüyordu ama son maçlarda inanılmaz bir form ortaya koyan Malouda'nın dört kişi arasında daldıktan sonra sıfırdan kestiği topa akıl almaz bir topuk darbesi yapan Cole takımını hiç beklenmeyen bir anda öne geçirdi. Bu golden sonra herkesin bekleyebileceği üzere maç United için iyice zorlaştı. Bu arada Cole'un attığı gol bize, 1997 Şampiyonlar Ligi finalinde Juve ile Dortmund arasında oynanan maçta Boksic'in kesmesine Del Piero'nun yaptığı muhteşem vuruşu hatırlattı (o gole rağmen Juve maçı 3-1 kaybetmişti).
Golden sonra alan savunmasını iyice sıkılaştıran ve konsantrasyonu maksimum seviyeye gelen Chelsea uzun süre rakibine pozisyon vermeden maçı götürdü. Bu arada maç öncesindeki taktiği sahada tıkır tıkır işleyen Ancelotti de zaman içinde doğru değişiklikler yaparak takımını maçta tutmayı başardı. Gerçi pres yapmayan Anelka ve Deco daha önce çıkarılıp Ballack ve Drogba alınabilirdi ama belki de saha içindeki ahenge o da müdahale etmekten çekindi, bilemiyorum. Sonuçta bir kontratakta Drogba'nın ofsayttan attığı golle üstünlük perçinlendi. United'ın, fazla rahatlayan rakip savunmanın bir anlık dalgınlığından yararlanarak Macheda ile bulduğu gol hiçbir şeye çare olmadı.
Geride kalan maçlara baktığımzda, daha zor fikstüre sahip olan takımın United olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bu maç bence Chelsea'nin söke söke aldığı şampiyonluğunu ilan ettiği maç olarak hatırlanacak.
Man Utd (4-2-3-1): Van Der Sar (**) - Neville (*), Ferdinand (**), Vidic (**), Evra (**) - Fletcher (**) (86' Gibson), Scholes (*) (72' Nani (**) - Valencia (*), Park (*) (71' Macheda (**), Giggs (*) - Berbatov (*)
Chelsea (4-2-3-1): Cech (**) - Ferreira (**), Alex (**), Terry (***), Zhirkov (**) - Mikel (***), Lampard (***) - Cole (***) (73' Kalou (**), Deco (**) (82' Ballack (*), Malouda (****) - Anelka (***) (69' Drogba (**)
Goller (1-2): Macheda 81' - Cole 21', Drogba 79'
1 yorum:
arsenal turu attığında yaz buraya şampiyon chelsea diye.
Yorum Gönder