Fenerbahçe, çocukluğumuzdan beri çok tanıdık bir icraata imza atarak, bir Avrupa maçında daha taraftarının beklediği skoru elde etmeyi başaramadı. Bunda ilk maçın yarattığı rehavet, sezonun daha başında oluşumuz, Bilica'nın faul bile olmayan bir pozisyonda atılması ve rakibin golünün kolla kaydedilmesi gibi etkenler rol oynamış olabilir. Ama iki takım arasındaki kalite farkını düşününce, ülke puanına ne kadar ihtiyacımız olduğunu hesaba katınca ve Fener'in zaten çok bozuk olan Avrupa sicilini düzeltmek için bu maçların ne kadar işlevsel olduğunu hatırlayınca, ne yapıp edip bu maçın kazanılması gerekiyordu. Ama senelerden beri sünepelikleri ile taraftarı çıldırtan oyuncular bu maçta da ikinci yarıda disiplini tamamen elden bırakarak Honved gibi ikinci sınıf bir takıma sayısız pozisyon verdiler. Hiç de sıkılmadılar.
Daha sezonun başındayız, bu yüzden ilk maçtaki oyunla havaya girmediğimi, sadece ışıktan etkilendiğimi önemle belirtmiştim. Gerçekten de takımın iyi yolda olduğunu biliyor, yeni transferlerin uyum süreci aşılınca her şeyin daha iyi görüneceğini de takdir ediyoruz. Ama şu da bir gerçek: Daum'un öncelikle üzerinde durması gereken husus, oyun disiplini olmak zorunda. Eğer sıradan bir İtalyan takımı olsa (Catania mesela) 10 kişi bile kaldığı durumda Honved'e karşı öndeyken bu kadar pozisyon vermez, maçın da 1-1 bitmesine asla müsade etmezdi. Ama Fenerbahçe gibi 100 milyon avronun üzerindeki bir takım ikinci yarıda kalesinde 3-4 tane gol görebilirdi.
Taraftarların tek istediği birazcık özveri, disiplin ve çalışkanlık. Ama bunu yıllardır çok görüyorlar, öyle ya da böyle...
1 yorum:
can sıkıcı bi oyundu ama önemli olan turu geçmekti
bu arada lugano dönsün artık!
Yorum Gönder