8 Kasım 2008 Cumartesi

Alex'siz Fener #2 ve derbi

Daha önce Sivas deplasmanı öncesinde bu başlıkta bir post yazmıştım (bkz: Alex'siz Fener) ama o zaman son anda kadroda yer alıp sahaya çıkmıştı kaptan. Bu kez kesin olarak kadroda yer almayacakmış. Ve tıpkı o zamanki gibi yine ben bunun hayırlı bir olay olduğunu düşünüyorum. Haksız da çıkabilirim, neticeyi yarın göreceğiz. Ama Fener'in yarınki maçta sergileyeceği performans hangi oyuncunun olup hangisinin olmadığı ile ilgili değil zaten. Sahada kim olursa olsun, ancak elinden gelenin maksimumunu sahaya yansıtırsa işler istendiği gibi gidebilir. Aksi taktirde sonuç hüsran olacaktır.

Yarın büyük ihtimalle Fener'in 11'i şu şekilde olacak: Volkan - Gökhan, Lugano, Edu, Carlos (Vederson) - Josico, Selçuk - Semih, Emre, Uğur - Guiza...

Şimdi burada birinci skandal Semih'in sağ açıkta oynaması. Bu diziliş Bursa maçında bu şekilde uygulanmış ve 5-2 kazanmıştı ama o zaman rakip Bursa idi. Şimdi ise G.Saray gibi bu ülkenin en kaliteli kadrosuna sahip ve son derece moralli bir takım var karşıda. Bu yüzden Semih'in sağ açık oynaması Fener'in maçı kaybetmesi için ilk koşul.

İkincisi ise Carlos'un oynaması. Carlos artık adeta veteran ve halı sahada oynayan bir futbolcu gibi. Kapasitesinin zaten altında oynuyor ama o kapasitenin tamamını verse ne olur? Bu ciddi bir sorudur. Birkaç maçtır biraz toparlandı ve işin defans yönünde ciddi oynayınca gayet iyi bir tablo çıktı ortaya ama o da buraya kadar işte. Bu yüzden, şayet 90 dakikayı kaldırabilecek durumda ise mutlaka Vederson oynamalı sol bekte. Carlos forma giyerse, bu G.Saray için ikinci avantaj.

Üçüncüsü ise Josico. Gerçi Josico defansif orta saha olarak çok iyi görev yapıyor (Maldonado'dan yüz kere daha iyidir), toplar çalıp Selçuk'un yükünü hafifletiyor ama hücuma hiç katkısı olmadığı gibi orta sahayı da asla geçmiyor. Ayrıca o oynadığı için Semih sağ açıkta görev yapmak durumunda kalıyor. Bu yüzden Josico'nun yerine, Emre'nin oyun kurma hususunda yükünü hafifletecek bir Deivid'in mutlaka sahada olması lâzım. O zaman Semih de Guiza'nın yanında ikinci forvet olur ve çok daha iyi bir hücum hattı ortaya çıkar. Ha, Selçuk yalnız kalır diyeceksiniz, bu kısmen doğru. Ama Emre Alex'ten daha fazla koştuğu ve daha bir "orta saha" oyuncusu olduğu için Selçuk'a gerekli yardımı fazlasıyla yapacaktır. Ayrıca Deivid de zaten Kâzım gibi çizgide kalan değil, ortaya yanaşarak oynayan bir oyuncu. O da orada belli bir alan kaplıyor sahada olduğu dönemlerde.

Sonuçta bunlar bizim fantezilerimiz, Aragones yukarıda yazdığım 11'i çıkaracak sonuçta sahaya. O zaman da Fener'in galibiyeti formasına, seyircisine ve rakibi karşısındaki ezici üstünlüğün getireceği avantaja bakıyor. Ama G.Saray bu sefer bunu yiyecek gibi görünmüyor açıkçası bana.

G.Saray gayet kendine güvenli ve rahat çıkıyor bu maça. Önceki yıllardan farklı bir tablo bu. Sanki bütün oyuncular bu kez kazanacaklarından son derece emin. Ama bu rahatlık avantaj olabileceği gibi büyük bir dezavantaj da olabilir. Derbilerde (kontrollü demeyeceğim ama) "kontrolsüz olmayan" bir "hırs"ın ne kadar belirleyici olduğunu çok sefer gördük önceki yıllarda. G.Saray'ın söz konusu rahatlığı "ruhsuzluk" şeklinde tezahür ederse kesinlikle kaybederler. Geçen yılki maçı hatırlayın, o hırs ve agresivite ile ezmişlerdi Fener'i. Velhasıl G.Saray bu sefer özgüvene ek olarak hırslı ve konsantre oynarsa maçın mutlak favorisidir. Elbette ben rahat rahat oynayıp kaybetmelerini umuyorum ama ne olacağını yarın göreceğiz. Yarınki gelişmelere göre de maç öncesi konuşuruz. Hayırlısı olsun...

Hiç yorum yok: