7 Kasım 2008 Cuma

Helal olsun

G.Saray, (ismiyle bile) zorlu Benfica deplasmanından, herkesin beklentilerini aşan mükemmel bir skorla döndü. Skordan öte, Di Maria, Aimar, Reyes, Nuno, Suazo gibi isimlerin olduğu bir takıma karşı ortaya konan oyun tek kelimeyle kusursuz denebilir. Bu skor, skor olarak, galibiyet olarak çok önemli değil. Zaten her türlü çıkardı bu gruptan G.Saray ama bu sonucun ve bu futbolun takıma kazandıracağı özgüven, bütün neticelerden daha önemli ve daha uzun vadeli bir hadise. Bununla ne demek istediğimi, gelecek deplasmanlarda (hatta bu haftadan başlayarak) göreceğiz kanımca.

Naçiz kanaatim, bu oyunda geçen maçlardan farklı pozitivitelerin tamamına yakını Kewell yerine Karan gibi bir hamal oyuncunun oynaması nedeniyledir. Hadi Kewell oynayacaksa o zaman forvetin Baros gibi kırılgan bir oyuncu olmaması gerekir. Kewell, Arda, Lincoln ve Baros'un dördünü birden zor maçlar kaldırmıyor, bunu net olarak gördük artık. Ama forvette Nonda veya Karan olursa bence bu dezavantaj minimize edilebilir. Hatta çok çok zor deplasmanlarda Sabri sağ açık oynatılır ve Topal dönerse, gerçekten de Uefa'da hayal edilen yerleri zorlayan bir G.Saray ortaya çıkabilir. Her ne kadar sevmesek de bu takımı, saygı duymak zorundayız. Bir kere kadro kalitesine ama en önemlisi de (böyle oynanacaksa) bu olumlu futbola.

Fener maçında Benfica maçının ya olumlu ya da olumsuz etkisini göreceğiz. Rahatlık ve aşırı özgüven hüsran getirir. Ama bu maçtaki gibi bir tedbir ve yardımlaşma futbolu, 9 yıl sonra Kadıköy'de alınacak bir galibiyetin anahtarıdır. Fener mi? Fener'in işi her hâl-i kârda allaha kalmış zaten...

Hiç yorum yok: