28 Ağustos 2008 Perşembe

Şeker, bal, lokum...

Fenerbahçe, geçen sezonkinden bile daha kolay bir gruba düştü devler liginde: Arsenal, Porto ve Dinamo Kiev. Arsenal ile ilgili olarak sezon başında da yaptığımız değerlendirmede belirtmiştik (bkz: Arsenal yarışmacı bir kulüp mü?), Arsenal artık büyük bir takım olmaktan çıktı. Kendi liginde ilk dörde girip Şampiyonlar Ligi'ne katılmak Arsene Wenger'e sanki yetiyor gibi. Zaten Avrupa kupalarında 2-3 sezon önceki finalden başka bir başarısı da yok, hatta bir sendrom var sanki bu konuda. Wenger takımı o kadar gençleştirdi ki resmen çoluk-çocukla sahaya çıkıyor şu aralar, sakatların da etkisiyle. Bizce birinci torbadan gelebilecek en kolay takımdı Arsenal (daha sonra Lyon ve Liverpool'u sayabiliriz) ve o geldi, bu açıdan çok şanslıyız.

İkinci torbadan ise Porto çıktı, ki geçen yıl Beşiktaş ile oynadığı maçlardan hatırlayabiliriz Portekiz temsilcisini. O maçlarda son derece vasat ve dişimize göre bir takım intibaı vermiş ama iki maçı da onlar kazanmıştı. İlk maçın Porto deplasmanında olması çok ciddi bir dezavantaj, açılış maçı olduğu için son derece asılacaklardır. Eğer Fenerbahçe oradan bir beraberlikle dönerse, gruptan çıkmak için çok büyük bir avantaj elde edecek. Yenilirse de, gruptaki en ciddi rakibine karşı önemli bir yara almış olacak.

Dinamo Kiev ise elbette çok tehlikeli bir takım, iki sene önce Fener'i Şampiyonlar Ligi'nin dışına itmişlerdi. Çok tempolu ve hızlı oynayan, ekol olmuş bir ülkenin temsilcisi. O maçların rövanşı olacağı için çok daha ciddi ve zevkli bir eşleşme olacak. Ama 10 Aralıktaki son maçın Kiev'de olması da kötü, zemin adeta artistik patinaj pistlerini andırıyor o dönemde. Fener'in o maçta kendisine beraberliğin yettiği bir pozisyonda gitmesi lâzım Ukrayna'ya.

Sonuçta, olasılıkları düşündüğümüz zaman çok iyi bir kura çektiğimizi düşünebiliriz. Eğer Fener takımı istediğimiz Fener olursa, bu gruptan lider bile çıkabilir. Ama şu an için bu konuda hiç de ümit vermiyor.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Dinamo Kiev yerine dört kolay takımdan biri olsa nasıl olurdu ki?Gerçi o zamanda üç takım için de altı puan çantada keklik sayılabilirdi.Neticede "iki rakip"ten 4'erpuan alınmalı bence

Adsız dedi ki...

işfutbolu bilen birinden isabetli bir yorum: iki rakipten 4'er puan... aslında şöyle de denebilir: ikisine de asla ve asla 4 puan verilmemeli, en kötü 2'şer ya da 3'er puan paylaşılmalı. o zaman arsenal'i evinde yenen takım gruptan çıkacaktır. hayırlısı..

methaldar dedi ki...

Fikstürümüz çok kötü. İlk maç Porto deplasmanı. 3,4 Arsenal... Son maç Kiev deplasmanı.
Ayrıca Arsenal çok hızlı bir takım, biz bu orta sahayla hızlı hücumculara karşı naparız bilmem. Bir de stoperlerimiz ağır, hem de bu sene daha önde karşılıyorlar rakibi, arkaya adam kaçırma sorunu olacak.

Adsız dedi ki...

Bugun Sekip Mosturoglu baglandi bir programa. Gecen seneki Fenerbahce ile bu seneki fenerbahce arasindaki guc dengesini sordu sunucu.Cevap muthisti:)

"2 futbolcu gitti, 4 futbolcu geldi, gecen seneden daha gucluyuz"

Bugun Adnan Polat'in Baros'un imza torenindeki diyalogu da ekleyelim;

Adnan Polat:Istanbul'a ilk gelisin mi?
Baros:Hayir daha once liverpool ile
CL finali oynamistim.
Adnan Polat: haa evet evet.

milyonlarca euro sayip Aldigi futbolcunun kariyerini bilmeyen bir baskan, bakkal hesabi yapip gecen seneden gucluyuz diyen bir yonetici.Ucuncu kardes bjk'nin olaylari zaten komedi dizisi olur.

Uc buyuk klup dedigimiz bunlar.
Ne denebilir ki..