29 Ağustos 2008 Cuma

Bayern Münih insan mı?

Son yirmi yıldır futbol dünyasını olabildiğince yakından takip etmeye çalışan naçiz gönüllülerden biri olarak, Avrupa ve dünya futbolunda eşi benzeri olmayan, adeta kan emici bir vampir gibi Alman futbolunun üzerine çökmüş bulunan iğrenç kulüp Bayern'e değinmek istiyorum bu kısa yazıda.

Bayern'in transfer politikası gerçekten de adeta bir vampiri andırır. Ne zaman kendisi dışında bir Alman kulübünde bir yerli isim parlayıp da millî takıma seçilse Bayern hemen onu transfer eder (Jeremies, Deisler, Lahm vs). Gelirleri, diğer Alman kulüpleriyle kıyas bile edilmeyecek kadar fazla olduğundan çoğu zaman parayı bastırıp oyuncuyu alır, mezkur kulüp de teklife hayır diyemez. Zaten dese bile Bayern çoktan o oyuncunun aklını çelmiş ve kalması durumunda o kulübe hiçbir hayrının dokunmayacağı bir kıvama getirmiştir.

Ayrıca yabancı oyuncularını da yurt dışından transfer etmez bu itici kulüp. Diğer takımların alıp da Alman yaşam tarzına adapte ettiği, o ligde ve ekolde başarılı olacağını kanıtlamış "hazır" yabancılar alır (Pizarro, Salihamidzic, Ze Roberto vs). Genelde de bunlar geldiği kulüpte sergilediği performansla ülkenin en iyi yabancıları hâline gelmiştir.

1990'ların başında Mehmet Scholl'ün ülkemizin gündemine düştüğü yıllardı. Scholl o zamanlar Karlsruhe takımında forma giyiyordu. Şimdi size o takımdan bazı oyuncular sayacağım: Oliver Kahn, Oliver Kreuzer, Thorsten Fink, Michael Tarnat, Mehmet Scholl... Bir yerlerden tanıdık geliyor mu? Evet, Bayern bu oyuncuların beşini birden (aynı sezon!) Karlsruhe'den transfer etti! Kreuzer daha sonra futbolu bıraktı ama diğer dördü 99 Şampiyonlar Ligi finalinde ve 2001 şampiyonluğunda kadrodaydı. Yine aynı şekilde, son yirmi yılın en iyi takımlarından biri olan 2002 yılının Leverkusen'inde oynayan Michael Ballack, Ze Roberto ve Lucio da bu iğrenç kulüp tarafından adeta çalındı. Bu oyuncular da çok uzun yıllar Bayern forması giydiler.

Şimdi de geçen yıl Moenchengladbach'tan aldıkları Marcel Jansen'i 8 M Euro karşılığı Hamburg'a vermişler. Adamlar parlayan bir oyuncuyu alıyor, tutarsa ne âlâ, tutmazsa gönderiyorlar. Asıl ilginç olan ise, konformist Alman oyuncuların bu rezil düzene başkaldırmayıp bilâkis teklif geldiğinde tıpış tıpış Bavyera kulübünün yolunu tutmaları. Durum böyle olunca sezon başında Bayern hariç diğer 17 takımın hocası arasında yapılan ankette şampiyonluk için tamamı (!) Bayern'in adını vermiş. Aferin size, kişiliksizler ordusu, böyle devam edin. Bir gün Alman ligini gerçekten saygı ve heyecan duyarak birileri izlemeye başlar belki...

Hiç yorum yok: