28 Mart 2010 Pazar

Fener yenilmez

Gerçi sabah attığım postta Emre oynamazsa Fener'in şansı çok azalır demiştim ve gerçekten de takımın en önemli oyuncusu o, bunu herkes kabul ediyor. Ama kuşkusuz maçın neticesini ve gidişatını etkileyecek Emre dışında da sürüyle etken var ve şimdi onları kendi meşrebimce değerlendirmeye çalışacağım.

Bir kere Bursa'nın puan kaybedip de Beşiktaş'ın kazanması, her iki takım açısından bu maçın stratejisini direkt olarak etkileyecek. Zira ikisi için de artık beraberlik, yarıştan tamamen kopma anlamına gelmiyor. Buna mukabil eğer ikisinden biri bu akşam kaybederse o takımın şampiyonluk şansı artık Kaf Dağının ardında olacak diyebiliriz. Bir değil, iki değil, üç takımın arkasında (hem de 3'er 5'er puan farkla) kalıp, son 7 haftada bunların üçünü birden geçmek neredeyse imkânsız olur çünkü.

Neyse, işte bu yüzden her iki takım da öncelikle kaybetmemek için oynayacak. G.Saray'ın, kendi sahasında olmasına karşın önde pres yaparak, forse ederek ve risk alarak oynayacağını hiç zannetmiyorum. Eğer öyle oynarsa Rijkaard'ın çok çok büyük bir hoca olduğunu gösteren önemli bir ayrıntı olacak bence. Çünkü G.Saray, 1992 yılından beri bu futboldan başka bir futbol oynamasını "bilmiyor". Ne zaman kontrollu oynamaya kalksa her daim çuvallıyor. Mesela pres ve baskı futbolu ile 2000 yılında Uefa Kupası alındı, Fatih Terim döneminde bu anlayış ile zirveye ulaşıldı ama Terim, Fiorentina ve Milan'da kontrol futbolu oynayan İtalyan takımlarından tokat üstüne tokat yiyip de o tarz futbola hayranlık beslemeye başladıktan sonra G.Saray'a yeniden döndü ve değiştirdiği futbol anlayışıyla bu kulüpten kovulacak kadar başarısız oldu. Ve yine 2000 yılından beri Terim'in kazandığı tek bir kupa bile yok. Terim hariç o yıllardan beri göreve gelen bütün hocalar da G.Saray'a pres ve for checking futbolu oynattığında başarılı oldular. Feldkamp'ın ilk döneminde yerleşen bu futbol, G.Saray için bana göre başarının anahtarı durumunda.

İşte bu akşam G.Saray oyunu kontrol etmeye çalışır, topa sahip olma temelli sakin bir oyun oynarsa, "Parreira'dan beri sadece böyle futbol oynadığında başarılı olabilen" Fenerbahçe karşısında şansı çok azalacak. Çünkü Fenerbahçe bu futboldan başka futbol oynayamayacak kadar özümsemiş durumda ve bunun kitabını yazacak kadar yetkin bir takım. Bu futbolu belki küçük takımları açma konusunda çok büyük dezavantaj oluşturuyor ama kendisiyle denk ya da daha üstün takımlara karşı çok daha rahat oynuyorlar.

Benim birinci ve en temel argümanım bu. Bunun yanında G.Saray'ın herkesçe favori olarak görülmesi de Fener için bir avantaj. G.Saray'da Sarp ve Topal'ın bir arada oynaması, Elano gibi müthiş klas bir futbolcunun varlığına rağmen onları (istese bile) pas yapamayacak bir takım hâline getiriyor. Ayrıca Keita, Jo ve Dos Santos gibi savunmaya yardımı sınırlı adamların varlığı da Fener için ciddi bir bonus. Bu açılardan baktığım içindir ki, Fener'in kesinlikle yenilmeyeceğini düşünüyorum.

G.Saray'ın Sarp-Topal çift ön liberosu ile işi çok zor. Tek şansları bu oyuncuların fizik güçlerini maksimum derecede zorlayarak, daha önce de dediğim gibi Fener'in savunmasına baskı yapıp onların yerleşme düzenini bozmaya çalışmak olabilir. Eğer G.Saray pres yaparak, forse ederek ve önde basarak oynarsa Fener'in yukarıda saydığım bütün avantajları ortadan kalkar ve G.Saray favori olur. Fener'in erken bir gol atması da bunlara sebep olabilir. Benim düşüncelerim bunlar. İnşallah tatsızlıklarla hatırlanan bir derby olmaz.

Hiç yorum yok: