25 Mart 2010 Perşembe

Bunların arkasında kimler var?

Mesut Bakkal'ı hepimiz, 2000'lerin başında oynadığı futbolla ligin tozunu atan Ersun Yanallı A.Gücü'nün yardımcı antrenörü olarak tanıdık. Bu ikilinin icraatları, Uefa Kupası'nda 4. turda şampiyon Valencia'ya elendikleri sezonu da içeren G.Birliği macerasında devam etti. Yanal'ın millî takımdan kovulmasından sonra ise yollar ayrıldı, Bakkal yoluna tek başına devam etti ve ilk işini de G.Birliği'nde buldu. Ziya Doğan'ın kovulmasını müteakip Eylül'ün başında takımı devralan Bakkal, sezonu 6. sırada tamamladı. 2 sezon G.Birliği'nde çalıştıktan sonra yönetimle anlaşamayıp 2007 yazında G.Antep'e giden Bakkal, burada geçen başarısız birkaç ayın ardından ilginç bir şekilde Ocak 2008'de G.Birliği'ne geri döndü. G.Birliği bu kadar memnunduysa niye onu sezon başında göndermişti? Yok, eğer kendi rızasıyla ayrıldıysa o zaman neden geri alıyordu, başka antrenör mü kalmamıştı?

Neyse, orada sezonu tamamlayan Bakkal, bu kez sonraki sezonun başlamasından 9 hafta sonra G.Birliği'nden de kovuldu. Ama merak etmeyin, o sezonu da işsiz tamamlamadı. 2009'un Şubat ayında bu kez Denizli'ye attı kapağı. Ama 4 ay çalıştıktan sonra oradan da ayrıldı. Sonra bu sezonun başında Manisa'ya gitti. İlk haftalarda (bütün çalıştığı yerlerde olduğu gibi) takımına oynattığı dinamik futbolla takdirleri toplasa da, yaşanan hızlı düşüşün ligin ikinci yarısında da sürmesi sonucu oradan da kovuldu Bakkal. Ama bu sezonu da işsiz tamamlamayacak zira Sivas takımının başına getirilmiş.

Bakkal'ın hocalığına baktığımız zaman bir ekibi ilk devraldığında (genelde sezon ortası oluyor bu) takımı bir coşturuyor, 5 maçta 10-12 puan falan topluyor ama ondan sonra süratli bir aşağı ivme görüyoruz. Uzun dönemli olarak hiçbir takıma hiçbir şey vermişliği yok. Oradan oraya dolaşıp yüz milyarları götürüyor ve Türk futboluna bir gıdım bile faydasını görmüş değiliz. Türk futbol camiasında (basın dâhil) herkesin ama herkesin "amca, dayı" vasıtasıyla iş bulduğunu düşününce buna fazla şaşırmamak gerekiyor aslında. Kimlere nasıl bir yalakalık yapıyorsa bu tipler (Kayıhan, Bulak vs. de bu gruptan) hiçbir zaman işsiz kalmıyor. "Neresi doğru ki?" diyebileceğimiz futbolumuzun eğrilerinden biri de bu arkası sağlam teknik direktörler özetle..

Hiç yorum yok: