Şu blog açıldığından beri Mustafa Denizli'nin, bu ülkenin en kötü teknik direktörlerinin başında geldiğini yazıp durdum. Her yazımda da bana çemkirmeyen kalmadı. Neymiş; üç büyük kulübün üçünü de şampiyon yapmış, geçen sezon iki kupa birden kazanmış, Kupa 1'de yarı final, Euro 2000'de çeyrek final görmüş vs. Ben zaten şampiyon olamayacağını hiçbir zaman söylemedim. Bir tek bu sezon başında söyledim, onun da doğru çıkıp çıkmayacağını sezon sonu görürüz.
Benim için, o hükmü verirken en önemli kıstas ise takımına oynattığı futbol oldu her zaman. Mustafa Denizli'yi 20 seneden beri takip ediyorum, ne yaptığını bildiğini tek bir gün bile düşünmedim, görmedim. Onun hal ve hareketlerine baksanız her cümlesinden bir züppelik, bir bilmişlik, bir "diğerlerini hakir görme" okursunuz. Hani şu Aceto isimli kendini bilmez gibi (özellikle eleştirilere karşı tavırları çok benziyor). Ama altını kazıdığınızda inanılmaz bir boşluk ve sığlık çıkıyor (bu özellikleri de çok benziyor). Denizli'ye, zamanında (benim çocukluğumda) yaptığı çılgınca oyuncu değişiklikleri yüzünden Hıncal Uluç isimli süne zararlısı "hücumcu" unvanını vermiş, öyle de gelmiş bugüne kadar. Ama pratikte takımlarına oynattığı futbola bakıyorsunuz, Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en korkak hocasının o olduğu ortaya çıkıyor. Euro 2000'de sadece savunma yaptığımız İsveç maçı turnuvanın (açık ara) en zevksiz ve yavan maçı seçiliyor. Hollanda ile Bursa'da oynuyoruz; Seedorf 86'da penaltı kaçırıyor, yarım pozisyon ile (İlker'in hayatının ortasıyla) mucizevi bir gol buluyoruz, rakip 10 tane net kaçırıyor. G.Saray ile Monaco çeyrek final oynuyor, 180 dakika orta sahayı bile geçmeyen G.Saray 40'tan atılmış bir frikik ile turu atlıyor. Örnekleri sayfalarca uzatabiliriz. Bu yıl Beşiktaş'a Şampiyonlar Ligi'nde oynattığı futbol ise tam bir yüz karası, utanç vesilesi. Ama ona sorsanız, Fener ile "0" çektiğinde hiç sıkılmadan dediği gibi "gruptaki birçok maçı biz de kazanabilirdik" der. Hey ya rabbi...
Bu gece Beşiktaş'ta sezon başından beri sol açıkta, sağ açıkta, sağ bekte, atak orta sahada kaçıncı oyuncu oynadı bilen var mı? Sol açığa bakalım mesela: Nihat, Bobo, Ekrem, İsmail, Yusuf, Tello (!!!) Bir sezon içinde bir takımda orta sahanın solunda 6 farklı oyuncu oynar mı be birader? Savunmanın ortası hariç, Beşiktaş'ta her mevkide en az 3 oyuncu görev almış bu yıl.
Neyse uzatmayayım, her konuda olduğu gibi bu konuda da geçen yıldan beri yazdığımız her şey gerçekleşti. Mustafa Denizli artık bu işleri bıraksın, çünkü mesela Yılmaz Vural'ın, Hikmet Karaman'ın, Ersun Yanal'ın vs. onda biri kadar bile bilmiyor. Vural da bir profesör sayılmaz mesela ama hiç değilse züppe, kendini beğenmiş ve overrated değil. Denizli ise hayatı boyunca "hiç olmadığı biri ve bir şey" gibi görünüp bunun ekmeğini yedi bu ülkede. Yazık.
Gaziantep 2 - Beşiktaş 0
(11' Julio Cesar, 52' Deumi)
4 yorum:
Bende sizin gibi fenerliyim ve acetonun sayfasında çok tarafsızmış gibi davranıp ve öyle olduğunu iddaa ederek 6S borazanlığını yaptığını gördükten sonra blogunu takip etmeyi bıraktım.
Sonuçta bu bir blogtu istediği gibi davranabilirdi ama kendisi tabiri caizse ''köylü kurnazlığı '' yapmayı tercih ediyordu..Ne de olsa ustaları Hıncal Uluç'tur.
Yazılarınızda bu kişinin adını anmamanın daha doğru olacağını düşünüyorum.
saygılarımla
haklısın, bu sondu zaten. teşekkürler.
İnsanları eleştirirken, 6S diye yorum yapan bir adamın yorumunu, kendi haklılığını ispat için onaylamak en basitinden ayıptır. Haz almış mı arkadaş, 6S yazınca? Orgazma ulaşabilmiş mi acaba?
evet , ulaştı.
Ben sonuçta bir okuyucuyum küfür etmediğim sürece istediğim gibi eleştirme hakkına da sahibim.
Asıl zavallı olanlar ; ah ne kadar tarafsızız deyip(Israrla da derimki blog böyle bir mecra değildir ve herkes dilediğince taraflı davranabilir)kendisinin de içinde bulunduğu medya kanalı ile çok tarafsız ve ilkeli blog yapıyor diye reklam yaptırıp ; alttan alttan kin kusanlardır.
Evet , budur.
Ben 6S diyorum ve o camiadan nefret ediyorum.
Yorum Gönder