22 Şubat 2010 Pazartesi

Avrupa'daki en güzel mücadele

Avrupa'nın büyük liglerinde son yıllarda bazı takımların sağladığı dominasyon bu sezon da kendini gösteriyor. Örneğin İspanya'da Barcelona'nın şampiyonluğu neredeyse %80 ihtimal. İngiltere'de Chelsea o kadar favori olmasa da bu hafta puan farkını 4'e çıkararak yeniden ciddi bir avantaj yakaladı. İtalya'da Inter zaten en az 2 yıl daha şampiyonluğu kimselere bırakmaz diye düşünüyorum. Almanya'da ise Leverkusen bugüne kadar iyi getirmiş olsa da birkaç hafta sonra Bayern zirveyi ele geçirir ve ondan sonra da bırakmaz bence.

Benim dikkat çekmek istediğim mücadele ise Premier League'de dördüncülük için yaşanan kıyasıya yarış. Bizim ülkede büyük takımlar için hâlâ ikinciliğin ne kadar büyük bir piyango olduğunu hiçbir yönetici anlayamadı ama Avrupalılar Şampiyonlar Ligi'nde oynamanın değerini bizden kat be kat fazlaca biliyor. Dolayısıyla ilk üç sıranın neredeyse kesinleştiği İngiltere'de dördüncülük, Devler Ligi'ne giden trenin son bileti olduğu için ziyadesiyle önem arz ediyor. Bu kontenjan için Man City, Liverpool, Tottenham ve Aston Villa, sezon sonuna kadar sürecek bir azim ve kararlılıkla, kendilerini seyreden futbolseverlere müthiş bir mücadele sergileyecek. Bunu tahmin etmek hiç zor değil.

An itibarıyla Tottenham 27 maçta 46, City 26 maçta 46, Liverpool 27 maçta 45, Aston Villa ise 26 maçta 45 puana sahip. Tottenham'ın fikstürüne baktığımızda iki hafta sonra City deplasmanında hayatî bir maça çıkacaklar. Ayrıca 34 ve 35. haftalarda kendi sahasında Chelsea ve Arsenal'ı ağırlayacaklar. 36. hafta ise Old Trafford deplasmanı var. Bu açıdan inanılmaz zor bir fikstürün onları beklediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

City ise bu hafta Chelsea deplasmanına gidiyor. Kazanmaları çok zor olan bu maçta 1 puan fazlasıyla iyidir. Onun dışında rakibi Liverpool'a bu hafta Tevez'den yoksun bir şekilde yenilmemeleri iyi karşılanabilir. Son dört haftada sırasıyla United (i), Arsenal (d), Villa (i) ve West Ham (d) maçları var.

Acıların takımı Liverpool 1 ay sonra Old Trafford'a gittikten sonra 37. hafta Chelsea'yi ağırlayacak. Muhtemelen o maçta Maviler'in şampiyonluğu garantilemiş olması için dua edecekler. Onun dışında büyük maçı yok Liverpool'un. Fikstür olarak en avantajlı durumdaki takım onlar ama bu avantaj, değerlendiren için geçerli haddizatında.

Ve Aston Villa'ya bakacak olursak onlar da Mart ayının sonunda Chelsea deplasmanına gittikten sonra 37. haftada City ile yine dışarıda oynayacaklar. Onların da maçları tıpkı Liverpool gibi çok zor görünmüyor. Ben de açıkçası dördüncülük için en ciddi aday olarak onları görüyorum; sadece formasıyla bile gönül tellerimi titreten Liverpool ile birlikte elbette.

Futbolsever arkadaşlara, özellikle bu dört takımın bundan sonra oynayacakları maçları kaçırmamalarını öneririm naçizane. Bizim buralarda futbol seyircisi için lüks sayılabilecek, (sözde) büyük takımlarımızın da canları isterse görebileceğimiz maksimum azim, hırs, motivasyon ve mücadele olacağı garanti en azından.

1 yorum:

UyAha dedi ki...

liverpool'ü her ne kadar sevsek de 1 sene dinlenmeleri ilerisi için daha hayırlı olur kanaatindeyim. diğer 3 takımdan cl de izlemek istediğim takım kesinlikle astonvilladır