28 Ağustos 2009 Cuma

Tabata transferi

Beşiktaş, Delgado'nun sözleşmesini dondurmasının ardından G.Antep'in oyun kurucusu Tabata'yı 8 milyon avro bonservisle renklerine bağlamış; söylenen bu. Şimdi bu transferin birden çok boyutta değerlendirilmesi lâzım. Öncelikle maliyet; Lucio'nun 7 milyona transfer yaptığı, Van Der Vaart'ın 10 milyon olduğu vs. bir dönemde 29 yaşında bir oyuncuya 8 milyon vermek tam bir enayilik ve işbilmezliktir. Türkiye içinden yerli oyuncu transfer etmek söz konusu olduğunda "küçük" kulüplerin nasıl kendini bilmez ve fırsat düşkünü olabildiklerini biliyoruz. Bunun yanında "büyük" kulüplerin nasıl akıl yoksunu adamlar tarafından yönetildiğini, onyıllardır bir oyuncu izleme ekibi kurmamaları yüzünden 2.5 milyona Wolfsburg'a giden Dzeko gibi adamları bizim kulüplerin alamadığını da biliyoruz. İşbu halde eğer sen yabancı oyuncuyu da yurt içinden alıyorsan, kazık yemen kaçınılmaz. Bunu Beşiktaş camiası düşünsün, 106 yıllık kulübü kendine borçlandırarak esir eden başkandan onlar hesap sorsun. Bu bahsi burada kapatıyorum.

Trtansferin ikinci yönü ise oyuncunun kalitesi. Ve geçen yıldan beri en az 10 maçta izlediğim Tabata için rahatlıkla Türkiye'nin en iyi 3-4 futbolcusundan biri diyebilirim. Tabata oyun kurucu bir orta saha oyuncusu ama kati surette Alex, Delgado, Lincoln, Ricardinho vs. tipinde değil. Ha, Lampard ve Gerrard kadar da değil ama işte bu iki türün ortasında bir yerlerde olan bir oyuncu. Yani inanılmaz bir oyun zekâsı, teknik, pas kabiliyeti ve vizyon; ama aynı zamanda takım oyunculuğu, yeterinden daha fazla koşma, savunmaya yardım etme ve oyunu "iki yönlü oynama" da var Tabata'da. Dolayısıyla Beşiktaş onu Fink ve Ernst'in yanına yerleştirse de olur, o kadar büyük bir savunma zaafı ortaya çıkmaz. Ki öyle yapacağını düşünürsek kadro CL için şöyle olmuş oluyor (4-2-3-1): Rüştü - Toraman, Sivok, Ferrari, Üzülmez (İsmail) - Fink, Ernst - Holosko, Tabata, Tello - Bobo (Nobre)...

Tabii Denizli yine bazı saçma sapan tercihleriyle bu dengeli kadroyu sürmeyebilir sahaya, bu çok olası. Burada asıl önemli olan şey ise Nihat transferinin Beşiktaş'a yarardan çok zarar getiren tam bir fiyasko olmasıdır. Fiziksel olarak bitik, yaşlı ve savunma açısından katkı vermeyen bir oyuncu olan Nihat, çift forvet dışında başka hiçbir sistemin hiçbir yerinde oynayamayacak bir adam. Dolayısıyla üçlü forvetin sağına soluna koymak beyhude bir çaba. Bunu ilerleyen haftalarda göreceğiz. Öte yandan tek forvet hiç oynayamaz. Gel gelelim bu adam yılda 7.5 milyon lira para alıyor ve takım içinde de bir huzursuzluk kaynağı. Demirören'in Topuz transferi yüzünden duyduğu ezikliği örtmek amacıyla yaptığı bu hamlenin maliyeti gerçekten de çok yüksek.

Neyse, Beşiktaş hakkında enseyi hep fazla karartıyoruz gibi görünebilir ama Denizli'nin ironik bir biçimde söylediği "kargalar" aslında Beşiktaş'ın başında; başkan, yönetim ve teknik direktör olarak. Bunların olduğu bir yerde umutlu olmak çok zor. Yoksa taraftarı kusursuz, kadrosu yeter derecede kaliteli ve büyük bir takım sonuçta. Ama bu camiaya yön veren adamlar Demirören ve Denizli olunca, 25 senedir bu ülkenin futbolunu fazlasıyla yakından takip eden biri olarak (uzun vadede) olumlu düşünebilmem neredeyse imkânsız. Yine de tüm Beşiktaşlı arkadaşların gönlüne göre bir CL serüveni diliyorum.

2 yorum:

ali dedi ki...

bu parayı verirlerse yazıklar olsun..CL den gelen para meger bize değil Demirören in iş ortağına aitmiş, haberimiz yok; ismail+ tabata: 14,5 mio eur

fiko dedi ki...

"büyük bir takım sonuçta"...aşşağılama mı sezdim bana mı öyle geldi:):)