25 Ağustos 2009 Salı

Ligde 3. hafta (09/10)

Liderliğe averajla oturan G.Saray, Ali Sami Yen tarihinin en "kek" takımı olan Kayseri'yi güle oynaya geçti. Hakem kim olursa olsun, hatta hakem olsun veya olmasın maçın skoru asla değişmezdi. Ama Halis Özkahya denen cibiliyetsiz önce faulden golü verdi. Sonra Baros'un penaltısını çalmadı. Ardından da avut olan topu korner göstererek Kayseri'yi bitiren golün erken gelmesini sağladı. Şimdi bazı geri zekâlılar bunların galibiyete gölge düşürmek için yazıldığını zannedip laf yetiştirebilir. Onlar için berrak bir şekilde yazayım: Fenerli de olsam Rijkaard'a tapıyorum. Kewell, 20 yıldır tuttuğum Liverpool'un en sevdiğim oyuncularından biri. Bu senenin de mutlak şampiyonluk adayı G.Saray bana göre. Fener'in de en çok G.Saray ile kapışmasını isterim bu ligde, mümkünse sezonun son maçına kadar. Dolayısıyla G.Saray'ın kazanması beni rahatsız etmiyor. "Rahatsız"lar anlasın diye yazdım, aklı başında G.Saray taraftarı arkadaşlar kusura bakmasın. Ama bana burada "bir Fenerliden G.Saray maçı yorumu istemiyoruz" diyen züppeler bile var. Onlar için böyle bir açıklama gerekliydi.

G.Saray inanılmaz bir kadroya sahip, daha inanılmaz bir teknik direktörü olan ve sezon başında da yazdığım gibi Avrupa Liginin yarı final veya final adayı bir takım. O yüzden haftalar ilerledikçe daha da oturacağını düşünürsek bazı şeylerin, bu kanaatimizin güçlenerek devam etmesi normal. Arada maç veya puan da kaybedebilir ama sezon sonuna kadar her kulvarda mücadeleyi sürdüreceğini hepimiz görebiliyoruz.

Fener ise, alttaki postta yazdım, Hanoi'den çıktı sanki. Aziz Yıldırım'ın dediği gibi, ağzından salyalar saçarak oynayan bu futbolcu müsveddeleri, hatta adına "taraftar" denen ve daha da köpekleşmiş ve işi ambulans taşlamaya kadar götüren aşağılık mahluklar, sezon sonunda küme düşmeyi fazlasıyla hak ediyor. Denizli ile birlikte en tiksinerek seyredeceğim takım Diyar olacak bu sene.

Beşiktaş, teknik direktörünün saçmalamalarıyla kör-topal ilerliyor. Böyle defansif 11'ler, pek çok kişi tarafından söylendiği üzere Ş.Ligi'ne hazırlıksa ve ligdeki puanlar bu uğurda kaybediliyorsa ne âlâ. Ama öyle olsa bile işe yarayacağı ne mâlum? Ki ben yaramayacağını düşünüyorum, çünkü Denizli'nin futbol anlayışı tam anlamıyla çağ dışı ve günümüz futbolunu hiç takip etmeyen bir zihniyetin ürünü. Benitez'in bir sözünü hatırlattı Güntekin Onay programında, hayran olmamak mümkün değil: "İlk 6 haftada şampiyon olamazsınız ama şampiyonluğu kaybedebilirsiniz." İşte Beşiktaş erken bir şekilde bu yola girdi bence. Bunca Beşiktaşlı arkadaşım varken, umarım yanılırım diyorum.

Trabzon ise nedenini hiçbirimizin anlamadığı bir şekilde tepetakla gidiyor. Kadro bu kadar istikrarlı bir şekilde korunup 1-2 takviye ile güçlendirilmişken neden bu kadar etkisiz oynuyor, bilmiyorum. Bu haftaki maçlarını seyredemediğimiz için yorum yapmıyorum ama genel anlamda gidişat iyi değil.

2 yorum:

hakan dedi ki...

boyle yorumlari gormek gercekten guzel tesekkurler. blogunuzu bir galatasarayli olarak dikkatle takip edecegim ve bundan keyif alacagima inaniyorum.

Gündüz Feneri dedi ki...

eyvallah kardeşim, senin gibi g.saray taraftarları başımız üstüne :) takımınız çok güzel, bizim de öyle. keyfimize bakalım.