29 Temmuz 2011 Cuma

Fenerbahçe yönetimine açık mektup

Ey Fenerbahçe Yönetim Kurulu'nun muhterem üyeleri.. 3 Temmuz 2011 günü kulübümüze karşı başlatılan insafsız ve art niyetli operasyonun üzerinden 26 gün geçti. 1983 yılından beri Fenerbahçe taraftarı olan, zamanında bu kulüp için çok gözyaşları dökmüş, geliri doğrultusunda katkıda bulunmaya çalışan ve sizlerin muhayyilesinin çok ötesinde bir sevgiyle bu renklere bağlı biriyim. Tek de değilim, benim gibi milyonlarcası var bu ülkede.. İslam Çupi ölümünden birkaç gün önce evinin merdiveninden düştüğünde parmağı koptuğu zaman, bunu duyunca gözünden yaş gelen insanlarız biz. İçinizden Nihat Özdemir gibi çok ısınmadağımız bir insanın geçen gün Divan Kurulu'ndaki gözyaşlarını gördüğümüzde, onunla ağlayan kişileriz. Özetle, kelimelerle açıklanamayacak, mantık sınırları içinde irdelenemeyecek, kerameti kendinden menkul bir sevgimiz var sarı-lacivert çubukluya.. Dolayısıyla bizleri ve kulübümüzü temsil için orada bulunan sizlere de edebimizi bozmadan iki çift laf etme hakkımız mevcuttur diye düşünüyorum..

Karşımızdaki güç hafife alınamayacak bir güç, bunu hepimiz biliyoruz. Zeki, sinsi, içten pazarlıklı, attığı her adımı ölçerek atan, cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir organizasyonla karşı karşıyayız, bunu da biliyoruz. Vatanın bütün kaleleri neredeyse zapt edilmiş durumda, bu da mâlum. Ama başkanımızın dediği gibi "zapt edilemeyen ve edilemeyecek olan tek kale" Fenerbahçe ise şayet, ve bu irade sadece süslü sözlerde kalmayacaksa, bunun gereği olan söylem ve tutumlarda bulunmak, bu travma günlerinde camiaya önderlik etmek de sizin boynunuzun borcudur. Sadece titriniz yüzünden göreviniz değil, memlekette herkesin tanıdığı-bildiği Fenerbahçe taraftarları olarak boynunuzun borcudur. Yani kaçamayacağınız bir misyondur.

Bugüne kadar bir aydan beri sosyal paylaşım sitelerinde, bu naçizane bloglarımızda vs. Fenerbahçe taraftarı olarak durumun hassasiyetini düşünüp sizin basiretsizliklerinizi sineye çektik. Belki binlerle ifade edilebilecek sayımız ve twitter'dan, oradan buradan attığımız mesajlarımız sizin için sinek vızıltısıdır, (affedersiniz) bilmem nerenize yelpaze oluyordur ama eğer sinik tavırlarınızın nedeni buysa, "kitlesel" bir şeyler görmüyorsunuz diye bu kadar kifayetsiz davranıyorsanız, göründüğünden bile daha vahim bir akıl tutulması içindesiniz demektir. Fenerbahçe taraftarı bu ülkedeki hiçbir taraftara benzemez, bunu en iyi sizin bilmeniz lâzım. En büyük rakibimiz diye geçinen zavallılar onda birimiz kadar merchandise geliri elde edemezken, şampiyonluk formaları bile satamazken, 10 Temmuz günü bu taraftar Topuk Yaylası'nda Fenerium'dan hiçbir şey almadığı halde tezgâha para bırakıyordu. İşini, eşini, evini bıraktı yüz bin tanesi, kolluk kuvvetlerinden dayak yeme pahasına bu kulüp için Cadde'ye akın etti o gün. Bunlar, yazarken bile tüylerimizi diken diken eden çok küçük örnekler ama almak isteyen için yeterince mesaj barındırıyor kendi içinde.. Ama şu an yürütmenin başındaki takkeliler alamadığı gibi, maalesef siz de gerekli mesajları alamıyorsunuz belli ki..

Biz bugüne kadar sustuk, size ilişmedik çünkü bir de "kendi içimizden" sorunlarla uğraşmayın istedik. Ama bunu yaparken sizin camiaya liderlik etme görevinizi bihakkın ifa edeceğinize güvendik, size inandık ama her geçen gün bu güvenimizi boşa çıkaran, güvendiğimiz dağlara kar yağdıran suskunluğunuz artık bizi çıldırtma noktasına getirdi. Bunun siz farkında olmayabilirsiniz ama vardığınızda çok geç de olabilir, en azından bunu görmenizi dilerdim, naçizane..

En büyük rakibimiz, ebedî dostumuz G.Saray küme de düşse, onlara 6 tane gol de atsak, 3-0'dan evire çevire de yensek, onlarla 3 gün dalga geçeriz, sonra geçer gider. Onlar da bizi yendiğinde aynı şekilde.. Bu tip sportif olaylar, başarısızlıklar vs. her iki tarafta da "gönül verenlerin" sevdasına bir halel getirmez. Taraftar olarak kendi kulübünden utanmaz, Bank Asya'da da sevmeye devam eder kulübünü. Ama bir taraftar kendi kulübünden ne zaman utanır biliyor musunuz sevgili Yönetim Kurulu üyeleri? O kulüp birilerine, bir yerlere "avuç açtığında", boynunu birilerine eğdiğinde utanır.. Bunu yapanlar, o kulübü temsil pozisyonundaki kişilerse şayet, gerçek taraftar o yönetim binasını onlara dar eder, başlarına yıkar.

Ezelî rakibimiz küme düşse de, Arena'nın açılışında başkanlarının dilenci gibi rte'nin karşısında el-pençe divan durduğundaki kadar bizim gözümüzden düşmez. Şampiyonlar Ligi şampiyonu bile olsalar, biz kendi arkadaşımız olan G.Saray taraftarlarına sadece o sahneyi hatırlatırız ve içlerinde onurlu olanları da susar zaten. Ama Fenerbahçe'nin böyle bir durumda kalmasını değil görmek, akıllardan bile geçirmek toplu cinneti beraberinde getirecek bir şeydir. Hatta bırakın o başkanın öyle ellerini kavuşturarak durmasını, sizin şu anda sahip olduğunuz sinir bozucu suskunluk bile Fener taraftarını çileden çıkarmaya yeter. Bu yüzden aklınızı başınıza toplamanız için daha kötü şeyler olmasını beklemeyin bence, naçizane bir kardeşiniz olarak önerimdir.

Çıkıp kısık sesle, dudaklarınızı burkarak "Fenerbahçe olarak veremeyecek hesabımız yok, şampiyonluk alın terimiz" diyorsunuz mesela.. Bunu masaya yumruğunuzu vurarak, inanarak, dinleyenleri inandırarak söylediğinizi ben hiç görmedim. Bir kere bunu yapmak birinci göreviniz. "Biz suçsusuz!" diye bağıracaksınız, bu camia sizden bunu bekliyor.

İkincisi, Fenerbahçe'ye karşı yürütülen bu saldırının hayasızca bir saldırı olduğunu haykıracaksınız.. Bunun, Türk futbolunu temizlemekle ilgisi bile bulunmayan bir operasyon olduğunu, eğer öyleyse son 20 yılın tamamının incelenip öyle karar verilmesi gerektiğini, aksi takdirde Fenerbahçe taraftarının akla-hayale gelmeyecek tepkilerle bu operasyonun başındakileri doğduğuna pişman etmeye hazır olduğunu söyleyeceksiniz. Bizim adımıza konuşun, korkmayın. Bir kıvılcım çaksa, biz istenen her yere yürüyecek bir ruh hâlindeyiz şu anda. "The Big Lebowski"deki Alman nihilistlerin söylediği gibi: "Sizin aklınıza bile gelmeyecek şeyler yapabiliriz."

Geçen sene devletin dandik bir kurumu yüzünden Taurasi, bu yıl da başka bir kurumu yüzünden Emenike bu kulüpten kaçarak gitti. Bunun hesabını sorun, en azından "kim verecek?" deyin.. Suçu olmayan bir Afrikalı genci nasıl içeride 4 gün tutabildiklerini, onun psikolojisini nasıl bozduklarını, bu sene Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak olan takımın en önemli transferinin kaçışının faturasını kimin ödeyeceğini sorun.. Tazminat davası açmakla tehdit edin, hatta açın.. Oyuncumuzu Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenler kaçırttı deyin, maddî ve manevî tazminat davası açın. Kazanıp kazanmamak önemli değil, ama açın; bir "tavrınız" olduğunu gösterin. Fenerbahçe'nin başka hiçbir kulübe benzemediğini haykırın, unutanlara hatırlatın. Gerekirse o kıvılcımı bizzat siz çakın, yüzbinler Taksim'de toplansın. Atlayalım 500 km öteden gelelim yine.. Ama siz karakterli olun önce..

Divan Kurulu'nda Yüksel Günay "hiçbir islamî örgüt ve cemaat bu kulüpte barınamaz" dedi, bunu diyecek kişi o mudur? Siz niye oturuyorsunuz orada, sizin "tavrınız" nerede? Ligleri erteleyen kifayetsiz federasyona destek olmak ne demek? Niye basında aklı selim birkaç kişinin 1 aydan beri söylediği şeyleri siz söylemiyorsunuz? Niye "bu soruşturma geçen sezonla kalırsa bu ülke bunun altından kalkamaz, Fenerbahçe taraftarının sabrını kimse denemesin" demiyorsunuz? Rüştü ve İbrahim Toraman'ın sattığı şampiyonluktan başlayarak son 20 yılın araştırılmasının "zorunlu" olduğunu, yoksa hiç kimsenin tatmin olmayacağını, önümüzdeki yıllarda da bu sezon atılan tohumların bu ülkede kan dökeceğini niye hatırlatmıyorsunuz? Deniz Baykal'ın kıçı kırık muhalefetinden ne farkınız var sizin? Seçimden önce 31 vilayet gezmişti o adam, siz de 26 günde 1 ya da 2 kere konuştunuz.. Her gün konuşun kardeşim, her gün çıksın biriniz basın toplantısı yapsın.. Suçumuzun olmadığını haykırsın, aba altından sopa göstersin, Fenerbahçe taraftarı haksızlığa uğrarasa o köprüyü sadece trafiğe kapatmaz, çok daha kötülerini de yapar, bunu hatırlatsın.. Bunu siz bilmiyorsanız bile başka bilmeyenlere hatırlatın. Çünkü hatırlatmak zorunda olan bir makamı işgal ediyorsunuz şu anda.. İşinizi yapın, sizi seçenlerin yapmanız için seçtiği şeyleri.. Yani bu kulübün haklarını korumak; başka bir şey istemiyoruz sizden..

Haa, bugünkü suskunluğunuzun nedeni "kişisel" korkularınız ise.. "Ulan soruşturmanın ucu bana da dokunur, belki bizi de dinlediler anasını satıym" gibi bir düşünce ise.. Sezonlar boyunca her gün medyaya çıkıp karı gibi ağlayan tüp kafa Demirören ve Sadri Şener gibilerinin şimdi ödlek tavuk gibi kümeslerine çekilmeleri ile aynı sebep yüzündense.. Ya da tanınmış iş adamları olarak rte başta olmak üzere bu badem bıyıklıları karşınıza almak istemiyor falansanız.. O zaman defolun gidin o koltuklardan.. Bu kulübün sizin gibi adamların temsiline ihtiyacı yok, "adamların" temsiline ihtiyacı var..

Bugün mesela İBB ile birleşmekten falan bahsediliyor.. Kadın basketbol şubesinin ne olacağı belli değil.. Şampiyonluk alınsa ve Avrupa'ya gidemesek bile, eğer küme düşürülmezsek bununla sizin tatmin olacağınız vs. söyleniyor.. Bunları aklınızın ucundan bile geçirmeyin. Eğer şampiyonluğumuz alınırsa, Avrupa hakkımız gasp edilirse ve biz yine de kümede kalırsak, siz de takımı "eksi bilmem kaç puanla" o maçlara çıkarırsanız, o stadı geçen seneki Trabzon maçının ardından gördüğünüzden çok daha vahim bir durumda görmeniz işten bile değildir..

Eğer şampiyonluğu elinden alınırsa, Avrupa'ya gönderilmezse bu kulüp başka o. çocukları aç kalmasın diye onların istediği ligde oynamaz. Gider paşa paşa ikinci ligde cezasını çeker. Maçları da Digiturk denen o şerefsiz kurum değil, açık kanal verir. Haa, gitmek isteyen haysiyetsiz futbolcular varsa da gider başka yerde oynar, batan gemiyi önce fareler terk edermiş. O farelerin bu ülkede bir takıma gidemeyeceklerini, bu memlekette elini-kolunu sallayarak gezemeyeceklerini ben tahmin edebiliyorum ama, orası ayrı..

Aklınızı başınıza toplayın ey Fenerbahçe yöneticileri.. Çoluğu-çocuğu, işi-gücü olan milyonlarca insan şu anda tek bir kıvılcım bekliyor, iç savaş bile çıkarabilecek bir bozuk ruh yapısında göz yaşları döküyor.. Eğer bu kıvılcım bir gün çakarsa, bugünleri hatırlayarak sizi de alır götürür..

2 yorum:

Adsız dedi ki...

şu çilekeş günlerde sesimiz oldun. ağzına sağlık GF!!!

burock dedi ki...

Ey buyuk Fenerbahcemizin kucuk yonetimi, godos takimi, milyonlarca dolarlik holdinglerde g.tunuzun altindaki koltuklar kaymasin diye gunlerdir uyuyamayan, Fenerbahce'ye degil servetime ne olur bilincaltiyla kafasini kuma gommus bekleyen, bu kulube adi bir tezgah kurulmussa susarak(kabullenerek) katmerleyen guvensizlik abideleri, yerinizin adami degilsiniz! Kulubumuzden defolun!
Ey tezgahci zihniyet, sark kurnazlari, Fenerbahcemiz ustunden bir toplum muhendisligi yapmaya kalktiysaniz bu is bi tarafiniza girecek; bilmem o kucuk aklinizla kac hamle hesaplayabildiniz!..