Fenerbahçe, 1989 yazında Hasan Vezir'in G.Saray'a gitmesinden sonra Aykut'un yanına pivot özellikleri olan, uzun boylu bir forvet transfer etmek istiyordu. Bir önceki yıl tarihî bir başarıya imza atarak 103 golle şampiyon olunmuş ve Şampiyon Kulüpler Kupası'nda ön eleme oynama hakkı elde edilmişti. Uzun aramalardan sonra, Yunanistan'ın Iraklis takımından büyük umutlarla Danimarkalı Nielsen alındı. Geldiği sezon Yunan takımında sadece 14 maç oynayıp 1 gol atan yakışıklı oyuncu, önceki iki sezonda ise AEK'da 40 maçta 26 gol atmıştı. Muhtemelen bu yüzden transfer edilmiştir ama Fenerbahçe'de bekleneni bir türlü veremedi, koca sezonda hepi-topu 5 gol attı. Boluspor'u Kadıköy'de 2-0 yendiğimiz maçta gollerin ikisini de o atmıştı ki, bir tanesi ceza sahası içinde kazanılan çiftvuruştan klas bir plaseyle gelmişti.
Neyse, Nielsen beklentileri karşılayamayınca sezon ortasında Karşıyaka takımından 25 yaşında, 1.87 boyundaki Cevdet transfer edildi. Bir alttaki postta yer alan Sarıyer maçında sonradan oyuna girdiğini görebileceğimiz oyuncu, Kadıköy'deki 2-2 biten Bursa maçında kalecinin üzerinden bir kafa vuruşuyla ilk golünü atmıştı. Sezon boyunca (10 maçta) kaydettiği 3 sayının en hatırlananı ise, 3-1 biten Adana Demirspor maçında 4 kişiyi çalımlayarak attığı enfes goldü. O golü, aşağıdaki videoda 9:00'dan itibaren görebilirsiniz. Zlatan Ibrahimovic'in Ajax formasıyla attığı o meşhur gole benziyor :)
Cevdet ile ilgili (ki ben kendisini çok severdim, niye gönderildi sezon sonunda, onu da anlamıyorum) ilginç bir ayrıntı ise vakti zamanında bir gazetenin verdiği poster ve onunla yaptığı röportaj. O röportajda yer alan sorulardan bazıları ve genç santrforun verdiği cevaplar şöyle:
Hangi ayakla oynuyorsun: Her ikisiyle de
Eğitimin: Lise
Bildiğin yabancı dil: İngilizce
Karakterin: Sakin, sessiz
En iyi huyun: Dürüst olmak
En kötü huyun: Bence kötü huyum yok ( :))
Hobilerin: Seyahat etmek, müzik dinlemek
Sporda en büyük hedefin: Fenerbahçe'de şampiyonluk görmek
Kaç kez millî oldun: 2
En iyi oynadığın maç: Karşıyaka - Trabzon 4-3
En büyük başarın: İzmirspor ile 2. lig gol krallığı
Oyuncu olarak en büyük özelliğin: Soğukkanlı olmak
Futbolcu olmasaydın ne yapardın: Turizm işletmeciliği
Günün en sevdiğin saati: Akşam üzeri
Haftanın en sevdiğin günü: Çarşamba (ne alâka?)
En sevdiğin mevsim: Yaz
En sevdiğin ay: Aralık
En sevdiğin sayı: 11
En sevdiğin hayvan: Tavşan
En sevdiğin renk: Siyah, yeşil
Tatilini nerede yapmayı seversin: Bodrum, Kuşadası (Bazı şeyler hiç değişmiyor)
Futbol dışında sevdiğin sporlar: Voleybol, atletizm
En sevdiğin şehir: İzmir (Bazı şeyler ebediyen değişmeyecek)
En sevdiğin yabancı şehir: Frankfurt
En sevdiğin yabancı ülke: İngiltere
En sevdiğin yemek: Kuru fasulye
Hangi müzik türünden hoşlanırsın: Slow
En sevdiğin yazar: Dostoyevski (?!)
Okuduğun gazeteler: Hepsi
Okuduğun dergiler: Nokta, Playmen (dürüst cevap)
En beğendiğin yerli-yabancı şarkıcılar: Sezen Aksu, Julio Iglesias
En beğendiğin yerli-yabancı artistler: Tarık Akan, Robert de Niro
En son seyrettiğin film: Vahşet
En beğendiğin yabancı futbolcu: Van Basten
En beğendiğin yerli futbolcu: Cüneyt (helal len)
Dünyada en beğendiğin sporcu: Katerina Witt (vaay)
Türkiye dışında tuttuğun takım: Real Madrid
Sevdiğin giyim tarzı: Spor
Televizyonda sevdiğin dizi: Zenginler de Ağlar (vay anasını, ne günlerdi ya..)
En büyük hayalin nedir: Evlenip yuva kurmak (olaya bak, Anadolu'dan İstanbul'a gelmiş topçu söylüyor bunu)
Nasıl bir etki bırakır?
Galibiyet: Normal bir şey
Mağlubiyet: Üzüntü
Yalnızlık: Benim için iyi bir şey
Sakatlık: Futbolcu için en kötü şey
Eleştirilmek: Normal
Alkış-övgü: Çok güzel şeyler
Para: Her şey değil
Yaşlanmak: Doğal bir şey
Verdiği bir takım cevaplarla ne kadar aklı başında ve efendi bir adam olduğunu gösteren, Demispor'a attığı unutulmaz golle kendisini hep hatırlayacağımız, an itibarıyla hocalık yapan Cevdet Çapar'a hürmetlerimizi sunuyoruz buradan. Şampiyonluk maçı öncesi nostalji turumuzu da böylece tamamlıyoruz :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder