27 Şubat 2011 Pazar

Fener'in serisi sürüyor

Hafta içinde oynayıp oynamayacağına ilişkin pek çok haber yapılan tüm oyuncuların sahada olmasının verdiği şaşkınlıkla başladı maç. Kasımpaşa'yı pek çoğumuz çantada keklik görüyordu ama belli ki Aykut Kocaman öyle düşünmüyordu. Takımın düşünmesine de müsaade etmedi, sağlık kurulundan "oynayabilir" raporunu aldığı tüm önemli isimleri sahaya sürerek maça ne kadar ciddiyetle baktığını herkese gösterdi. Ve nitekim en ideal kadronun görev aldığı maç, beklentilerimizin aksine oldukça zor geçti.

Takım kazanıp havaya girdikçe, rakiplerin de puan kaybı ile birlikte önce Kocaman ile belli-başlı oyuncular arasındaki buzlar eridi. Akabinde ikinci yarı ile birlikte oyuncuların kendi arasındaki bağlılıkları ve takımdaşlıkları en üst seviyeye geldi. Benim çocukluğumdan beri zaten Fenerbahçe hep en zengin, en fazla transfer yapan ve en kaliteli oyuncuları barındıran kulüptür ama her sene şampiyon falan da olmaz. Olmamasının nedeni de o en kaliteli oyuncuların bir türlü tam kapasite, tam motivasyon ve tam iştah ile oynamamasıdır. Hepimiz de "eğer şu takım doğru-düzgün oynasa var ya, ligin tozunu atar" diye kendimizi avutup sezon sonunda avcumuzu yalarız. Ama bu sene ligin ikinci yarısından itibaren takıma sanki bir sihirli değnek değdi ve bugünkü tablo ortaya çıktı. Bu kadar yakından takip etmeme rağmen inanın ne olduğunu ben de bilmiyorum. Zico döneminde çeyrek final oynayan takımda bile görmediğimiz müthiş bir birliktelik ve dayanışma var ekip içinde ve bunu neyin sağladığı hakkında hiçbir fikrim yok. Kocaman faktörü dışında da aklıma hiçbir şey gelmiyor. Neticede bir şey oldu ve Fenerbahçe artık bambaşka bir takım hâline geldi işte. Öyle bir takım ki, geçen hafta da yazdığım gibi 1-2 maçta puan kaybedilse bile bu havasını kaybetmeyecek gibi görünüyor.

Eskiden sadece Emre, Gökhan ve Topuz'dan bahsediyorduk ama bugün Alex bile inanılmaz bir gayretle pres yapıp savunmaya yardım ediyor. Andre Santos bütün fazla kilolarını attı, beklediğimizden bile daha istekli ve iştahlı bir şekilde elinden geleni vermeye çalışıyor. Cristian ona keza.. Selçuk zaten takımın neferi, değeri hiç bilinmeyen müthiş bir ön libero. Eksikleri var ama hep dediğim gibi, "onlar da olsa zaten Real'de oynardı." Niang son iki haftadır o bitkinliğini atmış görünüyor. Emre ve Topuz'a hiç değinmiyorum, en formda dönemlerinden birini geçiren Volkan'a da.. Sonuçta takım olarak ve bireysel olarak çok üst düzey bir noktadalar ve kazandıkları her puanı alınlarının teriyle sonuna kadar hak ediyorlar. Hepsine helal olsun.

Fener takımı gelecek hafta Gençler'i de deplasmanda yener, sonraki hafta evinde Konya'yı da.. Selçuk'un dediği gibi Arena'ya da lider gider bence. Yarın Trabzon'un kendi sahasında (Kayseri defansı bireysel bir hata yapmazsa şayet) puan kaybetmesini bekliyorum. Berabere bile kalsalar, Fener ikili averajla liderliğini koruyacak. Umarım böyle olur.

Fenerbahçe 2 - Kasımpaşa 0

1 yorum:

özgün dedi ki...

bir de dia'nın yerine genç stoch'un girdiğini görsek çok daha güzel olacak. özer son 2 maçta da girdikten sonra topları hep ezdi. küstürmemek lazım 89 doğumlu bu çocuğu.