1 Mart 2011 Salı

Ayağınıza sağlık Maviler

Chelsea, ilk yarısını yenik kapattığı maçta Man Utd gibi bir takımı ikinci yarıda attığı gollerle 2-1 yenmeyi başararak rahat bir nefes aldı. United ise dört puanlık farkın yarattığı rahatlığı böylece kaybetmiş oldu ve hafta sonu bu kez Liverpool deplasmanına gidecekler. Liverpool'un ahı gitmiş vahı kalmış bir durumda olduğunu biliyoruz ama United karşılaşmalarını her zaman farklı oynar Kırmızılar. Şayet maça Howard Webb atanmazsa, o maçta ev sahibinin yenilmeyeceği kanaati ve umudu içindeyim.

Bu geceye dönersek, Ferguson'ın sürpriz saha içi dağılımından başlamak gerekir diye düşünüyorum. Berbatov'u yedek bırakıp Hernandez'i tek forvet oynatan, Fletcher'ı sağ açığa hapseden bir dağılım bu. Ön liberolar Scholes ve Carrick hücuma hiç ama hiç destek vermiyor, Fletcher sağ çizgide daha çok Cole'u kovalamakla meşgul, Nani ise Ivanovic'in sertliği ile sinmiş ve sezonun en etkisiz oyunlarından birini sergiliyor. Sağ bek O'Shea olduğu için savunmadan hücuma destek verebilecek yegane oyuncu Evra ama o da nedense hiç çıkmıyor; üstelik karşısında Ramires var ve o da devamlı içe kat ederek oynayan bir isim. Evra yine de zorlamıyor, gerçekten çok ilginç. Forvetlerden Hernandez hareketli ama tecrübesiz bir oyuncu, Luiz ve Terry'nin sağlam tandemi onu ivedilikle pasifize etti zaten. Neticede iş sadece Rooney'nin maharetine kalmış durumdaydı United takımında; nitekim yıldız oyuncu üzerine düşeni fazlasıyla yaparak ilk yarım saatin sonunda sazı eline aldı ve takımını öne geçirmeyi başardı. Gol esnasında Terry ve özellikle de Luiz'in "kaytaran" görüntüsü tam anlamıyla şaşkınlık vericiydi. Rooney'nin vuruşu da muazzamdı.

İkinci yarıya Chelsea oyuncu değiştirmeden biraz daha istekli başladı. United ise topun kontrolünü tamamen rakibe bırakarak geride gömüldü ve kontra aramaya koyuldu. Bir pozisyondaki ribaund sonucu Essien'in şişirdiği top Lampard'ın kafasından sekip Luiz'in önünde kalınca ve Brezilyalı muhteşem bir vuruşla alt doksanı bulunca, Maviler derin bir nefes aldı. Yine de galibiyeti kovalamaya devam ettiler, United ise her geçen dakika daha da düştü oyundan. Şampiyonlar Ligi'ne katılamama tehlikesiyle karşı karşıya olan Chelsea'nin daha istekli, daha iştahlı olması belki anlaşılabilir bu maçta ama dört puanlık avantaja rağmen United'ın ruhsuzluğu ve uyuşukluğunu mazur gösterecek hiçbir şey yok. Maçı daha çok isteyen takım kesinlikle ev sahibiydi ve saçma bir penaltı ile de olsa istediklerini elde etmeyi başardılar. Onlar adına altın değerinde bir üç puan bu. Eksik maçlarını kazanıp City'nin önüne bile geçebilecek durumdalar artık. United ise Liverpool'a puan kaybederse, Arsenal'ın iki maçlık galibiyet serisi sonucu liderlikten olabilir. Ki o günü görmek ne güzel olurdu, laf aramızda..

Chelsea 2 - Man Utd 1

Hiç yorum yok: