20 Aralık 2009 Pazar

Rezil futbol, kör hoca, ikiyüzlü taraftar

G.Saray dün gece 4-1 kaybedebileceği bir lig maçını zar-zor 1-0 kazanmayı başardı. Normalde bir büyük takımın "iyi futbol oynamasak da kazanmak önemli" deyip bu işe sevinmesi lâzım ama kendini bilmez bir camia olarak G.Saray'ın buna hakkı yok. Neden böyle diyorum? Çünkü onlar sezon başında "3 yesek de 4 atarız" diyen bir hoca ve taraftar güruhuyken, şimdi kazanmanın kölesi olmuş, kaleyi bulan tek şutlarının (o da boş kaleye) gol olduğu bir iç saha maçına utanmadan sevinebilen acayip bir kitle hâline geldiler. "Bu yıl şampiyon olmasak da olur, önemli olan 5 yıl sonrasının Avrupa şampiyonu olmak" diye işkembeden sallayan zavallılar, şimdi 17 maçın en az 14 tanesinde acınacak bir futbol oynayan takımın ligde lider olmasına seviniyor; gerçekten de bu ikiyüzlülüğe şaşırmamak elde değil.

G.Saray'ın hocası, hayatında hiçbir başarısı yokken Barcelona'nın başına getirilmiş, orada muazzam başarılar elde etmiş saygın bir isim; burası tamam. Ona bakarsak, Güiza da Raul, van Nistelrooy, Messi, Ronaldinho ve Etoo'o'yu geçip penaltısız 27 golle La Liga gol kralı olmuş. Takan var mı? Önemli olan bugün ne olduğu değil midir? Çok sevdiğim bir söz var: "Geçmişte yaptıklarınızın çok büyük görünmesi, bugün pek bir şey yapmadığınızın göstergesidir." Rijkaard'ın CV'sinde ne yazıyor olursa olsun, G.Saray takımının ne oynadığı, daha da vahimi "ne yapmaya çalıştığı" 17 haftadır anlaşılamadı. Ulaşılmak istenen bir hedef olur, oraya varan yol sancılıdır, tökezleyerek de olsa ilerlersin ama en azından ilerlediğini bilirsin; 1 adım da olsa... Ama G.Saray her maçı kendi içinde yaşayan, günü kurtarma peşindeki acınacak bir takım hâline geldi 17 haftada. Dışarıdan bakan biri bunu rahatlıkla görebiliyor.

Daha önce de söylediğim gibi, biz geçen yıl yerin dibine soktuğumuz Aragones'in takımında bu ilerlemeyi görüyorduk. Arsenal'den 5 yediğinde bile takımın ne yapmak istediği az-çok anlaşılabiliyordu (yapamıyordu, ayrı konu). O futbol İnönü'de "Ali Bilgin, Gökhan, Yasin, Carlos" defasına rağmen Beşiktaş'ı maymuna çevirdikleri maçta doruğa ulaşmıştı. Ama sorun şuydu ki, Fener camiası böyle bir süreci bekleyecek sabrı haiz değil; hiçbir zaman da olmayacak. Ama biliriz ki, G.Saray camiasından bir takım kendini bilmezler bu tür erdemleri kendi camialarına atfetmiştir öteden beri. Bugünkü manzaraya bakıp bu gerçeği bilmek, gördüklerimizi, olduğundan daha komik hâle getiriyor.

Dünkü maça bakıyoruz, G.Birliği ilk yarıda hiçbir şey oynamasa da koskoca G.Saray'ı ikinci yarıda resmen maymun etti. Dalga geçer gibi 3 tane %100 gol pozisyonu kaçırdılar ve sonra futbolun altın kuralınca golü yiyip mağlup oldular. G.Saray'ın futbolunda sezon başından bir gıdım bile ileri olan tek bir unsur bile var mıydı peki? Elbette hayır. Kenardan maçı 80 dakika endişeli gözlerle seyreden kör bir teknik direktör, rakip oyunculara bile saldıracak kadar şuurunu yitirmiş yaşlı bir yardımcı, sahada kendi hâline bırakılmış 11 kişilik bir topluluk... Gelgelelim maçtan sonra bakın o yüceler yücesi hoca ne diyor: "Şu an için lider olmamızın bir önemi yok. Şampiyon olmamız için bu performansımızı devam ettirmemiz gerekir. Bazı bölümler hariç oyunun genelinden memnun kaldım. İlk yarıda golü bulmamız gerekirdi. Rakibimiz savunmada iyiydi. Maçın 0-0 gitmesi de onlara yaradı. İkinci yarıya iyi başlayıp, pozisyonlar da buldular. Ancak, maçın geneline bakarsak iyi olan taraf bizdik." Bir insan bundan daha kör olabilir mi, bilmiyorum.

Gol pozisyonuna giremiyor, pas yapamıyor, takım savunması yapamıyor, oyuncuların yeteneklerine bel bağlamış gidiyor G.Saray. Sezon başında Türk basını dâhil bu ülkede Rijkaard'a ilk dil uzatan kişi herhalde bendim. O adamı bana savunmaya kalkan zibidiler daha biberondan süt içerken biz o adamın ŞKK finalindeki golünü seyrediyorduk, onlar emeklerken Barcelona maçı izliyorduk, bunları geçiyorum. Ama Rijkaard gibi bir adama dil uzatıp futbol konusunda eleştiri yapıyorsak, bir bildiğimiz var dedik hep, işte bu tablo onun ne olduğunu gösteriyor şimdi.

Sezon başından beri yazdıklarıma karşılık ortalığı yangın yerine çeviren bir sürü kişi, bugün apaçık bir şekilde hayal kırıklığı yaşıyor olmalı. Birazcık utanması-sıkılması varsa "ulan Rijkaard zannettiğimiz gibi tanrı falan değilmiş, takım 17 haftadır hiçbir b.k oynamıyor, oynayacağa da benzemiyor" deyip kendini sorgulamalı ama 2000 yılı yüzünden takım tutan birilerinden böyle bir erdemi hiçbirimiz beklemeyelim. Sadece hakikat olan şeyin, bizim yazdıklarımızın gerçek, onlarınkinin hayal ve işkembe olduğunun tespitini yapalım. Sezon sonunda bu bahse tekrar döneceğiz çünkü.

24 yorum:

Schumy dedi ki...

Sen harbiden bokunu çıkarmışsın bu sefer.

Galatasaray yetenekli oyuncularına bel bağlıyor en azından hakemlere vs değil.

Bu kadar ezik bir blog yazısı hayatım boyunca okumadım. Galatasaray maçını izledin mi çok merak ediyorum.

Kaleye şut çekmeden maç kazanmışız. Ciddi anlamda problemlisin. Bir bak Galatasaray dün nasıl oynadı. Sanki Galatasaray dışında bütün takımlar mükemmel oyun oynuyor da Galatasaray kötü ve lider. Önce Fenerbahçe'ye sonra Beşiktaş'a sonra da Galatasaray'a bak. Antu'ya döndü burası. Bir süre okumasam daha iyi sanırım.

Gündüz Feneri dedi ki...

yahu ne diye celalleniyorsun birader? bu nasıl bir körlüktür? gs'ın şutu 1/8'di 80. dakikada, asıl sen nasıl seyrettin bu maçı? kaleyi bulan tek şut gol oldu, bunu bile bilmiyorsan biraz fanatikliğini bir yana bırakarak maç seyret.

ayrıca ben "diğerleri futbol oynuyor" falan demedim ki.. futbol oynama iddiasında olan, rüyasında bile total futbol diye zırvalayan sizsiniz sezon başından beri.. bununla yüzleşmek bu kadar mı zor? teknik direktörünüz ne b.k yediğini bilmiyor işte, bu çok açık. ama kadro yeterli ve yetenekli, bu yüzden şampiyon olabilirsiniz. bugün olduğu gibi o zaman da hepiniz total futbolu falan unutursunuz. ben bu tip gs'lılara acıyorum. ama bu benim görüşümdür, siz mutlu olun, mesut olun.

sen normalde aklı başında yorum yaparsın ama ben de senin bu kez bokunu çıkardığını düşünüyorum. git o zibidilerin bloglarını oku schumy, eğer burayı antu gibi gören biri varsa, hiç uğramasın bu sayfalara.

barış dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
soitfire dedi ki...

selamlar,

daha sezonun ortasindayken biraz agir bir yazi, hatta hincal bile bukadar abartmiyor!!

Rijkaard'in barcelona'ya gelmeden once 2000 avrupa sampiyonasinda hollandayla yari final basarisi var. (Hatta yarifinalde de Italya'ya 2 tane penalti kacirdiklari mac ile elenmislerdi.)

Ayrica "G.Saray her maçı kendi içinde yaşayan, günü kurtarma peşindeki acınacak bir takım hâline geldi 17 haftada." O kadar da degil be yaw, gormek istersen ortada birseyler yapmak isteyen bir takim var. (ne kadar yaptiklari tabiki sonuna kadar tartisilabilir). Oyunu kanatlara yaymaya calisan, uzun toplarla israrla kanat degistirmeye calisan, bekleri surekli oyunun icinde olmaya calisan (liste daha uzar gider) bir takim olmaya calisiyor galatasaray...

Ve bence milletin 1-0 sevinmesi (Rijkaard'da dahil olmak uzere), takimin yavas yavas kotu oynarken bile kazanmayi becermeye baslamasindan kaynaklaniyor. Puan tablosundaki yer nekadar yukarida olursa o kadar rahat bir calisma ortami olacaktir teknik ekibin.

Son olarakta, Rijkaard soyledigin kadar kotu olsada, Galatasaray'da acinacak!! bir takim haline gelsede, Rijkaard'in bu ulkede olmasi Turk futbolu adina ileriye dogru atilmis bir adim degil midir? Sadece bu yuzden degmez mi bu adama 2 sene daha katlanmaya? Adam bize bu isin farkli bir sekilde de yapilabilecegini gosteriyor...

Elestiri tabiki sonuna kadar olmali ama kelimeler secilirken biraz daha dikkat edilmeli bence..

kolay gelsin

Gündüz Feneri dedi ki...

soitfire,

kardeş, gs taraftarı olarak siz ne görüyorsunuz bilmem. ben gs'ı niye olduğundan daha kötü göreyim? ayrıca benim fener'e yaptığım eleştiri de gs'dan fazladır. sonuçta hangimizin haklı olduğu net bir şekilde görülüyor. ben sezon başında gs'ın umut vermediğini söylüyordum, bütün gs'lılar total futbol oynadıklarını ve 5 yıl şampiyon olacaklarını söylüyordu. mesela eminim sen de havaya girmişsindir o haftalarda. şimdi ne oldu? şimdi niye kanatlara yaymaya "çalışan", beklerini oyuna sokmaya "gayret eden" bir takım oldu bir anda? ben burada görüşlerimi söylüyorum, bugüne kadar da hepsinde haklı oldum.

ha sen umutluysan, bu şekilde izlemeye devam et takımı. sezon sonunda görüşürüz.

Schumy dedi ki...

Ben senin her yazına mantıklı cevap verdim Gündüz Feneri. Nasıl Kahe'nin kaçırdıklarını şans diye nitelendiriyorsan ilk yarıda da Kewell'ın kaçırdıklarını da yazmalısın. Ayrıca taraftar ne yapacak ? Total total futbl diye sayıklayanlar demişsin. Ben sana söyleyim, Barış, Gökhan Zan, Servet, Hakan Balta, Mustafa Sarp, Emre Aşık, Ayhan, Linderoth, Aydın, Keita, Elano, Arda, Kewell, Baros, Emre Güngör, Caner ve Sabri ile ne kadar total futbol oynanabilirse o kadar total hatta futbol oynatabilir Rijkaard. Sihirli değnek yok elinde, her oyuncuyu maksimum performansına ulaştırmaya çalışıyor. Başka türlü de yapabileceği birşey yok. Elinde bir şablon var ve elindeki oyuncuları en verimli olabilecekleri yere göre oynatıp sistemi oturtmaya çalışıyor. Daha ne yapsın ?

Taraftar olayına da gelince. Ne bekliyorsun inip Rijkaard'a hain bizi kandırdın sahada Barca'yı izleyemiyoruz diye sitem edip istifaya mı davet etsin ?

Tablo sana neyi gösteriyor bilemem ama Galatasaray Fenerbahçe bu akşam kazanamazsa lider. Sene başında kadrosunda kilit bölgelere 5 (Franco, Gökhan, Mustafa Sarp, Elano, Keita) oyuncu katan bir takımın da hemen 10 puan fark yapmasını bekliyorsan çok zor. Fm değil sonuçta bu. Rijkaard da Denizli değil normalden şu kadar puan gerideyiz desin.

Gündüz Feneri dedi ki...

böyle söylersen mantıklı geliyor schumy, ama ben diyorum ki, takımın başında rijkaard değil de yılmaz vural olsa ne değişirdi? rijkaard bu kadar büyük bir dünya markası ve size göre dahiyse, bu takımın üzerindeki imzası nedir? böyle bir şey gören var mı? ben görmüyorum. ayrıca sbri, sarp vs. saymışsın ama sezon başında siz bunları görmüyor muydunuz? ben söyleyeyim;: görmüyordunuz. şimdi uyandınız, takımın bir bok oynamadığını görüyorsunuz ama bu seferde futbolculara kabiliyetsiz deyip rijkaard'ın hiçbir şey vermediğini yine görmüyorsunuz.

ben, sizin söylediğiniz şeylerden yola çıkarak eleştiriyorum rijkaard'ı. yoksa her iki kulvarda lider, 35 puan biraz az olsa da lig konjonktüründe başarılı, normal bir hoca.. ama normalden daha fazlası değil, bunu neticelere değil futbola bakarak söylüyorum.

barış dedi ki...

"bütün gsliler 5 yıl şampiyon olacaklarını söylüyordu"

he canım he

Schumy dedi ki...

Düşündüklerimi şu şekilde anlatırsam daha mantıklı olacak.

Şimdi Schumacher yıllarca Ferrari ile rekorları altüst etti. Araba ve sürücü arasında mükemmel bir uyum vardı. Her sene de Schumacher aracı test ederken değiştirilmesi gereken yerleri kendisine göre değiştirtip mükemmel işler yaptı.

Sene başında Rijkaard kendi felsefesi, oyun anlayışı için 10 tane daha oyuncu alınmasını isteseydi, Emre Güngör, Linderoth, Nonda vs ile yollar ayrılsın deseydi sence Galatasaray yönetimi bunun altından kalkabilir miydi ? Bu yüzden elde olan malzemeye yapılacak birkaç katkıyla Rijkaard geçiş dönemi sayılabilecek bir dönemi en az zararla atlattı diyebiliriz. Fenerbahçe'yi yıllarca çalıştırmış bir Daum, intikam yemini etmiş bir Aziz Yıldırım ve geçen senenin şampiyonu Beşiktaş ve kimseyi kaybetmemiş ama güçlenmiş kadrosuna karşı.

Ha sen bana desen ki Rijkaard sanki 5 sene kalacak Galatasaray'ın başında. Onu anlarım. Kalır veya kalmaz o yönetimlerin ve Rijkaard'ın bileceği bir iş. Çünkü Galatasaray'da hiçbir yönetim teknik direktöre 2 yıldan fazla sözleşme imzalatamıyor, çünkü genel kurul 2 yılda bir yapılır ve diğer yönetime emri vaki yapılmaz. Bu konuya da açıklık getirdiğimi düşünüyorum.

Son olarak da Rijkaard ve Yılmaz Vural isimlerini yanyana koymuşsun ya sana helal olsun demek istiyorum. Teknik direktörün takımda hiç etkisi yok demek ne kadar saçma. Fenerbahçe geçen sene ilk yarıyı 33 puanla bitirmiş, bugün de Trabzonspor'a kaybederse 34 puanda kalacak veya maksimum yine 37 puanda olacak. Şimdi sen bana gelmiş teknik direktörün farkı yok diyorsan Aragones neden gönderildi derim ben sana. Yani demek istediğim sonuçlarla teknik direktörler yargılanmaz. Al sana puan hesabı diyerek bir adamı bir yerden bir yere koyamazsın. Rijkaard'ın bir numarası yok derken de keşke iki kere düşünebilsen. Galatasaray şampiyon olmasa bile bu isim Galatasaray etiketinin yanında yer alıyor. Allah'a şükür de ben gayet memnunum. Önceden de dediğim gibi en azından oyuncuların verebileceğinin maksimumunu bileğinin hakkıyla alabiliyor. Sen de benim gibi taraftara ikiyüzlü diyorsun.

Gündüz Feneri dedi ki...

kardeş, dediğimi tamamen yanlış anlamışsın, ben sonuçlara göre konuşmuyorum. hatta sonuçlara bakarsak rijkaard görevini yaptı diyorum.

futbola bakınca, vural'ın kasımpaşa'ya verdikleri, rijkaard'ın gs'a verdiklerinden fazla diyorum. diplomayla adam olunmuyor, bunu çok iyi biliriz ama vural rijkaard'ın ismiyle geldiği mevki için dünyanın en saygın okullarından birini bitirmiş bir adam. sen nasıl vural ve rijkaard isimlerini yan yana koymuyorsun, ben ona şaşıyorum. oynattıkları futbola, takımlar üzerindeki "etkilerine", imzalarına bir bak, bence ikincisinin takıma verdikleri daha fazla.

daum'un aragones ile kıyaslanması ise gayewt mantıklı olur. sonuçta geçen yılla aynı puan alınmış ve futbol olarak da aşama kat edilememiş, takımda disiplinsizlik almış yürümüşse o zaman ben de "aragones niye gönderildi?" derim. dolayısıyla ilk yarı itibarıyla daum başarısızdır (lig için).

ben de dediğimi umarım anlatabildim. mesela ersun yanal bir takımın başına gittiğinde birkaç hafta sonra o takımın sahadaki görüntüsünde bir yanal imzası görebiliyorsun. aragones de böyle, yılmaz vural da böyle, hatta 91 yılında aydın fener'e 6 tane atarken bile hiddink'in bir şeyler yapmaya çalıştığını anlayabiliyordun. şimdi ben sana soruyorum: rijkaard'ın imzasını gs takımında görebiliyor musun sen? ben kafasına göre oynayan bir takım görüyorum. ayrıca sarp'ı bu kadar oynatması, elindeki bütün oyuncuların hayatındaki en formsuz dönemini geçirmesi, habire diziliş değiştirmesi gibi sürüyle de yanlışı var. bence ben doğru görüyorum, sence sen. sezon sonunda gs'ın oynadığı futbol ne durumda olacak, o zaman bir daha konuşuruz.

soitfire dedi ki...

selamlar tekrar,

hocam olay senin gs'yi oldugundan daha kotu gormen veya elestirmen degil, herkes oynanan oyunun farkindadir az cok. Ben ve bircoklari, senden farkli olarak bu takimin birseyleri yapmaya calistigini, suan icin bunlari beceremese bile, ileride bir noktaya gelebilecegini dusunuyoruz.

Tabiki sonuc senin dedigin gibi husranda olabilir, ama deminde dedigim gibi benim sahsi kanatim ortada yinede bir kayip olmaycagi yonundedir. Cunku bu durum Rijkaard'in duzgun bir adam olmasini ve dusunce yapisi olarak bu ulkeye kazandirabilecegi cok sey olmasi sonucunu degistirmez.

Sonuc olarak bu adam bize bilmedigimiz birseyler anlatmaya calisiyor, ve ulke futboluna diger yabanci hocalardan daha fazla sey katma ihtimali var, en azindan ben oyle dusunuyorum. Sirf bu yuzdende ne olursa olsun arkasinda durulmasi gerekir diyorum.

Schumy dedi ki...

Ben de devre arası itibariyle Galatasaray'ın bir sistem değil, oyuncularının performanslarının arttırılması ile ligde bu durumda olduğunu düşünüyorum.

Bugün Sabri'nin yokluğunun hissedilebileceğine ihtimal veren bir Galatasaraylı görebilir miydin geçen sene ? Rijkaard en basitinden Sabri'yi adam etti. Ayrıca kanat akınlarından Keita'nın arka direğe yaptığı ortaları değerlendiren bir sistem de baya gol kazandırdı bu takıma.

Ayrıca şöyle söylemekte fayda var, Galatasaray senin futbol oynamıyor dediğin haftalarda Baros olmadan sahaya çıktı. Yani forvetsiz bir atak hattı ile sahadaydı. Başka çaresi de yoktu, Nonda 1 2 hafta idare etti, senin güzel oynuyor dediğin Kasımpaşa'ya hattrick yaptı mesela bu taktiksel dizilim. 3 tane yemedi yani.

Ufak takımların büyük hocalarının üzerindeki baskıyla da büyük takımlara gelen büyük hocalara yapılan baskı aynı değil. Kasımpaşanın 100 bin taraftarı varsa Galatasaray'ın milyonlarca var. Senin Rijkaard'dan beklentini anlayabiliyorum fakat bu dediğim gibi küt diye olabilecek birşey değil. Hele hele Baros'suz hiç olabilecek bir iş değil.

Sen Fenerbahçe'de Alex'i, Beşiktaş'dan Ernst'i çıkar bakalım bu kadar hafta içinde kaç puan alacaklardı. Onlarla bile kaç puan kaybettiler.

Senin de dediğin gibi sene sonunda konuşulması gereken şeyler bunlar. Şimdilik ben gayet mutlu ve ümitliyim.

Gündüz Feneri dedi ki...

eyvallah..

Adsız dedi ki...

Vay be... Rijkaard'ın oynatmaya çalıştığı futbolu baltalayan oyuncuları görme, Rijkaard'a kör de. İyiymiş usta. Elano'ya pas atmayan Arda'dan, Luca Toni'den daha yavaş Nonda'dan, 50 metre pas deneyip topu rakibe atan, ofsayt taktiği yaptıracağım diye gol yediren Servet'ten bahsetme, "Rijkaard oyunu göremiyor" de. Takım 17 haftadır oynayamıyor de. Madem o kadar bilgilisin Avrupa futbolu tarihinde, o zaman Rijkaard'ın Barcelona'daki ilk sezonunun ilk yarısının sonunda ne durumda olduğunu da bilirsin. Yaptıkları yapacaklarının teminatı olan adama niye güvendiğimizi de anlarsın. Neeskens'in kendini kaybetmesi hoş değil, ama böyle büyük bir futbol adamını sadece bu çıkışıyla hatırlayacaksak vay halimize. Hadi yazıda sadece Rijkaard eleştirilse bir nebze anlayacağım; ama Aragones'e pay çıkarmak? Rijkaard'ı savunmaya kalkışana "zibidi" demek?

Biraz sakinleş bence. Zira Rıdvan Dilmen gibi, geleceğe dair güzel hamleler yaptığımızı gördükçe şirazenin kaydığını düşünüyorum bu halini gördükçe.

Gündüz Feneri dedi ki...

sen böyle düşünmeye devam et chao, acıyorum size. sezon sonunda görüşürüz.

Adsız dedi ki...

Ben böyle düşünmek için can atmıyorum ama senin sezon sonunda görmeyi hayal ettiklerin için can attığın belli.

Can dedi ki...

Ben daha önce oldukça soğukkanlı bir biçimde yaklaştım yazdıklarına. Hatta birkaç kitap önerisinde bulundum. Yapıcı eleştiriler olsun falan demiştin o zaman.

Ama senin niyetin üzüm yemek değil bağcı dövmek. Lütfen otur kendi takımınla uğraş. Ortalığı germe. Kaos ile beslenmek kimseye fayda getirmez.

Dediğim gibi önceki yazılarında verdiğin cevaplardan sonra olumlu yaklaşma gayretindeydim ama gerçekten iyi niyetli değilsin. Eleştirilerin çoğunun çıkış noktası da bunu açık bir biçimde gösteriyor.

O zaman tavsiye ettiğim kitapları yine tavsiye ediyorum; bir ara mutlaka oku. Yoksa komik olmaktan öteye geçmeyecek bu yorumlar. Biberon kısmını bilmem ama 7 sene amatör futbol oynadım; iyi kötü bilirim futbol topu neye benzer...

mtunay dedi ki...

Her fenerli gibi komplekslisin git kendi takımına kafa yor bizi çözemessin sen.

Seatue dedi ki...

50. dakikada Galatasaray'ın yaptığı pas sayısı 250 iken Gençlerbirliği 125'ti. Maçı bir kez daha izlersen bu istatistiği rahatlıkla görebilirsin. Ayrıca bu dakikaya kadar sadece Kewell'ın girdiği en az 4-5 pozisyon var. Tamam bu dakikadan sonra Galatasaray iyi oynayamadı ama ben hiç bir Galatasaraylı'nın çıkıpta biz maçın tamamında çok iyi oynadık diyebileceğini zannetmiyorum. Ama galiba sen sadece 50. dakikadan sonrasını izlemişin...

Olympian dedi ki...

bu yaziya gelen yorumlardan en cok gulduklerimi siraladim, kronolojik olarak:

1 - schumy den: "Bir süre okumasam daha iyi sanırım."

2- gunduz feneri nin tum yazilarinda degindigi konu olan "bu rijkaard dan bi beklentiniz var anladik da, bu adam bisey yapmadi hala, gormuyor musunuz? birisi bana takim ne yapmaya calisiyor soyler mi?" onermelerine ragmen, karsi fikir olarak soitfire tarafindan one surulen :
"bu takimin birseyleri yapmaya calistigini, suan icin bunlari beceremese bile, ileride bir noktaya gelebilecegini dusunuyoruz" (tamam da, bu takim biseyler yapmaya calisiyosa ve takim su an icin bunlari beceremiyorsa, ne yapmaya calistigini nereden anliyorsunuz??)

3- schumy nin sezon basinda 6-0 lik netanya galibiyeti sonrasi kendi blogunda "Bu gidişle bu sene biraz zor kadro kuracağız gibi." diyerek ovdugu kadroyu, bugun gelip burada tek tek isimlerini yazmak suretiyle, "bunlarla mi top oynicaz" demesi.

4- chao dan gelen "Rıdvan Dilmen gibi, geleceğe dair güzel hamleler yaptığımızı gördükçe şirazenin kaydığını düşünüyorum" (bu sezon en cok kullanilan kaliplardan biri bu. bana birisi, bunu yapan fenerbahcelilerin hangi mantikla yaptigini soylerse cok memnun olurum)

5- can dan gelen "Ortalığı germe. Kaos ile beslenmek kimseye fayda getirmez" (toplasan 50 kisinin okudugu blogda kaostan beslenmek? napiyor reyting mi topluyor adam, para mi kazaniyor, ben anlamiyorum ki)

6- mtunay dan gelen "Her fenerli gibi komplekslisin git kendi takımına kafa yor bizi çözemessin sen." (git derken??)

ya bu adam yaziyor biseyler iste arkadaslar, niye bu kadar aliniyorsunuz ki? abartiyor, onune gelene salliyor diyelim ki, birakin sallasin. hayir, bisey de demiyor yani. galatasaray hakemleri satin aldi mi diyor? yok. rijkaard dolandirici mi diyor? hayir. daum a komisyoncu dedi mi zamaninda? dedi. aziz yildirim a en cok soven adam bu degil mi? e, bu. niye ve nasil galatasaray camiasini yipratacak bi adam olduguna inaniyorsunuz bu adamin. ben bu adami tanirim, galatasaray i yok etme gibi bi plani vardi, bir iki yil once ama tovbe etti, vazgecti. rahat olun yani.

zizou dedi ki...

Yazınla ilgili yalnızca son cümlen dikkatimi çekti; 'Sezon sonunda bu bahse tekrar döneceğiz çünkü.' Hangi bahse girdin Allah aşkına? 3 yıl üst üste şampiyonluk sözümüdür olay? Bence bütün bunları 2 dakikalığına kafandan atıp dediklerimi dinle.Fenerbahçe şu anda günü kurtarmak adına yoğun çaba veriyor.Aziz Yıldırım medyanın üzerinden giderek biraz olsun bu kötü havayı dağıttı ama yetmez.Vizyonunuz yetmez.Burada Rijkaard'a iki laf sallamayla da yetmez.Yetmez işte.Sen sezon sonunda görüşürüz diyorsun ya, ben de MAYISIN sonlarında görüşelim diyorum.Ali Sami Yen'in de sözünü ettiği gibi ...

Gündüz Feneri dedi ki...

görüşelim, biz burdayız.

barış dedi ki...

olympian

yıpratma amacı taşıyan bir sürü cümle var ama başlığa bile bakmak yeterli.

kör hoca iki yüzlü taraftar rezil futbol

gençlerbirliği organize bile olamadan 3 pozisyon buldu diye bütün bunlar, 50 dakika top göremeden bizi maymuna çevirmesi falan.

UyAha dedi ki...

galatasaray'lı arkadaşlar neden bu kadar sinirleniyorlar anlamıyorum. benim bildiğim total futbol total futbolcularla oynanır. türkiye gibi bütün kazmaların yıldız sayıldığı bir ülkede total futbol oynatmaya çalışmak felaketle sonuçlanacak bir deneydir.
takım içinde ümmetçilik yapan örümcek kafalı türklerden arındırmak lazım önce takımı. arda abartıldığı kadar iyi bir oyuncu değil, rakibe kıçını dayayıp top saklamak bugün dünya futbolunda pek umursanan bir meziyet değil.
servet gibi vücuduyla savunma yapan stoperler zaten üst düzey takımlarda 10 senedir yok. hele de mustafa sarp gibi futbol özürlüsü bir amelenin estetik ve göze hoş gelen futbol oynamak isteyen bir takımda nasıl vazgeçilmez futbolcu oluyor anlamak mümkün değil.
galatasaray ve rijkardd konusunda gündüz fenerinin söylediklerine katılıyorum. kendisini ne kadar çok sevsem de türkiye'de çok fazla barınamaz rijkardd.
saygılar herkese..