12 Aralık 2009 Cumartesi

Fenerbahçe 3 - A.Gücü 2

Seyircisiz oynanan, bu yüzden onca temposuna ve atılan 5 gole rağmen keçi boynuzu tadı veren lig müsabakasında Fenerbahçe "çakma A.Gücü'nü" 3-2 yenmeyi başardı. Ama takımla ilgili olarak "güzel" diyebileceğimiz (Özer dışında) ne var derseniz, mumla arasak bulamayız herhalde. İnsanları akıl hastası edebilecek kadar kabiliyetsiz ve karizma yoksunu Güiza; devre arasında takımdan ayrılacağı şimdiden belli olan, Trabzon deplasmanına gitmek istemediğini söyleyen ve Daum'dan ret yanıtı aldığı için bugün kasıtlı şekilde sarı kart görüp cezalı duruma düşecek kadar alçalan bir Carlos; artık iyiden iyiye bir "açık" gibi oynamaya başlayıp savunmada kulvarını yol geçen hanına çeviren bir Gökhan; iki gol yiyen bir savunma vs. vs.

Ama Özer diye bir oyuncu var ki, sezon başından beri dört gözle beklemekte ne kadar haklı olduğumuzu gösteren inanılmaz güzellikte bir futbol oynadı. Defalarca yazdığım gibi kendisini bir "8 numara" olarak tanımlayan bu oyuncu, gerçekten de kanatta verimsiz bir ilk yarı oynadıktan sonra gerçek mevkiine geçip ikinci yarıda adeta şov yaptı. Hele attırdığı bir ikinci gol var ki, bu memleket topraklarında görebileceğimiz (Arda ile birlikte) en klas iki oyuncudan biri olduğunu bağırdı adeta. Bu durumda Emre döndüğünde Özer nerede oynayacak sorusu da ciddi bir problem olarak önümüze çıkıyor. Özer-Emre hiç olmayacağına göre, Cristian-Emre göbekte, Özer (mecburen) yine kanatta oynayacaktır. Ama geçen yıllardaki Deivid gibi içeri gelerek ve bekine alan açarak ama savunmada o bekine mütemadiyen yardım ederek faydalı olabilir, göreceğiz.

Bu arada sezon başında büyük tantanalarla A.Gücü'ne transfer edilen Vassell de eski günlerinden bir demet sunarak muhteşem bir futbol oynadı, onu da söylemeden geçmek istemem. Hem güçlü, hem disiplinli, hem özverili, hem de efektif bir performans gösteren bu oyuncu, bu hâliyle Trabzon başta olmak üzere bütün büyük takımlarımızda oynayabilir. Gökhan Ünal, Umut, Nobre, Bobo, Nihat, Güiza ve Nonda'dan daha iyi bir oyuncu olduğunu açık bir şekilde söyleyebilirim. Ama köpek gibi koşup pres yapan, defansına da yardım eden, özverili ve iyi yaşadığını gösteren mevcut görüntüsü için söylüyorum bunları...

Fenerbahçe için defansta yapılan büyük hatalar dışında hücumda üretkenlik sorunu olmayan bir maçtı. Bu yüzden önümüzdeki günlerde takım savunmasına dikkat edip ona göre çalışılmalı. Tabii ilk olarak 2 yıldır yazıp söylediğimiz gibi takımdaki karaktersizlerin tek tek ayıklanıp devre arasında onlara yol verilmesi gerekiyor.

Not: Fener'in yediği ikinci gol bariz şekilde hakem hatası zira Metin'in Bilica'ya yaptığı açık bir faul var. Son dakikadaki pozisyonda ise topun çizgiyi geçtiğini düşünüyorum. Ama net bir şekilde görebilmek mümkün değil. Bu verilmeyen golü Aziz Yıldırım'ın açıklamalarına bağlayacak olan geri zekâlılar şunu bilmeli ki, o açıklamalardan etkilenen hakemler Fener'in yediği ikinci goldeki faulün üçte birine bile zırt diye çalardı düdüğü ve A.gücü atağını keserdi. Ya da Fener'e kıyak yapmak için 90+3'ü beklemezdi. Bunu söyleyenler hakikaten aptal olmalı.

Fenerbahçe (4-2-3-1): Volkan (**) - Gökhan (*), Lugano (**), Bilica (**), Roberto Carlos (**) - Cristian (**), Selçuk (**) (75' Semih (**) - Mehmet (**) (87' Uğur ), Alex (****), Özer (****) - Güiza (**) (90' Deniz)

A.Gücü (4-4-1-1): Senecky (**) - El Yasa (*), Brabec (**), Baki (**), Broggi (*) - Cihan (*) (90+3' Volkan), Hürriyet (**), Adem (*), Aydın (*) - Metin (**) (61' Meye (**) - Vassell (****) (77' Konate (**)

Goller (3-2): Alex 27', 60', Güiza 87' - Vassell 38', Aydın 49'

1 yorum:

EmrE dedi ki...

Bu maçta Özer'le ilgili aklımda ne topla birlikte hızlanmaları, ne güzel çalımları, ne oyunu 2 kanata da açması ne de yaptığı klas asist kaldı. Onları zaten çok iyi yapan ve ilerde de çok daha iyi yapabilecek bir oyuncu olduğunu biliyordum. Aklımda kalan
pozisyon, Vassel'e omuzu atıp, topu aldığı ve ardından, süratlenip arkadaşına pas verdiği pozisyon oldu. Ben Özer'in tek dezavantajının, her ne kadar ona kıvraklık ve sürat olarak geri dönse de çelimsiz duran fiziği olduğunu düşünürdüm. Ama çocuk aynı zaman da güçlü de çıktı. Demek ki neymiş doğuştan gelen fizik yapısı kadariyi çalışıp güçlü olmak da önemliymiş:))

Valla çok beğeniyorum ben bu çocuğu, Allah sakatlıklardan korusun, ne diyeyim:)