Aslında maçın istatistiklerine bakınca tam bir denge görünüyor ve genel olarak beraberliğin hakkaniyetli bir sonuç olduğu söylenebilir. Ama sadece istatistik ve pozisyon sayıları bu anlamda yüzde yüz bir yol gösterici olamıyor. Maç boyunca Kırmızılar'ın kazanmayı daha fazla isteyen, bunun için daha istekli ve daha çok çalışan taraf olduğu çok açıktı. Villa ise kendi sahasında oynamasına rağmen önce rakibi gömülü alan savunmasıyla durdurup daha sonra (tıpkı Chelsea'ye yaptıkları gibi) duran toptan ya da kontradan bulacakları bir gole bel bağlamıştı. Bu pencereden bakınca Liverpool'un 3 puanı (her ne kadar 90+3'te gelmiş olsa da) hak ettiğini düşünüyorum. Zira maç boyunca elinizden geleni yapıp, "top oynamaya çalışıp" galibiyete yine de bir duran topla ya da kontrayla ulaşabilirsiniz; ona bir şey demem. Ama eğer elinizde 150 milyon avro değer biçilen bir takım varsa ve kendi sahanızda oynuyorsanız maçın "stratejisini" buna göre kuramazsınız. Bu açıdan Liverpool'un başına geçmesi için aday olarak görülen O'Neill'ın çok kötü bir sınav verdiğini düşünüyorum.
Liverpool'un Chelsea, United ve Arsenal'ı geçmesi bu yıl artık pek mümkün görünmüyor. Ne yapıp edip Tottenham ve City'yi alt etmesi ve Şampiyonlar Ligi'ne girmesi lâzım takımın. Onlarla da 4-5 puan fark var şu anda. Artık saçma sapan puan kayıplarını geride bırakıp (bu maçta golü atan kahraman Torres'in de dönmesiyle) "kazanması gereken maçları kazanan" bir Liverpool görmek dileğiyle...
Aston Villa - Liverpool
Şut: 8-8
İsabetli şut: 4-4
Korner: 8-10
Ofsayt: 0-1
Sarı kart: 1-1
Faul: 13-11
Pas isabeti: %73-%77.75
Topa hâkimiyet: %42.2-%57.8
Şut: 8-8
İsabetli şut: 4-4
Korner: 8-10
Ofsayt: 0-1
Sarı kart: 1-1
Faul: 13-11
Pas isabeti: %73-%77.75
Topa hâkimiyet: %42.2-%57.8
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder