5 Eylül 2009 Cumartesi

Millî takımdan umut yok

Millî takım, sözüm ona "imparator" teknik direktörüyle saçma sapan puan kayıplarını takiben şu anda 2010 Dünya Kupası'na gitmeme tehlikesiyle karşı karşıya. Hatta bana göre gitmesi imkânsıza yakın bir ihtimal. Kendisini eleştiren futbolcular Uefa Kupası finali bile oynasa onları kadroya almayan (bkz: Tekke), küçük takım futbolcularını aylarca görmezden gelip büyük takıma transfer olur olmaz -aynı performansla oynasa bile- hemen davet eden (bkz: Sarp), kendisinin her yaptığı işi doğru zanneden, Frank De Boer'in sözleriyle "aynı gün içindeki 3 antrenmana 3 farklı eşofmanla çıkacak kadar narsist" olan imparatorumuz, nasıl olsa Federasyonu avcunun içine almış olduğu için kovulma korkusu da yok, istediği gibi at oynatıyor. Hatta Erman Toroğlu'nun deyişiyle "Türk futbolunun allahı" konumunda şu an, Federasyon bile onun ağzının içine bakıyor her konuda. Türk futbol tarihinde kulüpler 4 defa Ş.Ligi gruplarından çıkmış, hiçbirinde onun adı yok (3 Lucescu, 1 Zico). Kariyerinde çalışıp da kovulmadığı yer sayısı çok az (millî takım ve ilk G.Saray dönemi). En son Uefa'yı kazandırdığı G.Saray takımının taraftarları tarafından yuhalanarak gönderildi ama şu anda millî takımı yönetiyor. Onun yönettiği millî takım da, 90+ bilmem kaçıncı dakikada gol atamazsa, işte bundan daha fazlası olamıyor. 2012 için başka bir hocayla anlaşılmazsa (mesela artık yaşlandığını söyleyen Luce gibi) Terim ile oraya gitmek de çok zor.

12 yorum:

swallowen dedi ki...

mustafa sarp'ın aynı oyununu oynadığını söylemenin tek sebebinin fenerli olman olduğunu düşünmek istiyorum. eğer milli takıma alınmasaydı rijkaard gibi bir hocanın vazgeçemediği ancak terim'in neden çağırmadığı konuşulurdu. ayrıca mustafa sarp'ın katettiği mesafeyi tartışmak abest-e iştigal, sözgelimi neden önder turacı için bu kadar uğraşıldığı da ayrı bir tartışma konusu olmalı. artık çıkaralım şu takım gözlüklerini milli maçlarda,bir galatasaraylı olarak ben semih gol attığında da deli gibi sevinirim ama görünen o ki siz mustafa sarpla gelicek bi puanı terim'in şansı olarak nitelendirip beğenmezsin. işte bizde bu yüzden bu kadar zorlanıyoruz dünya kupasını gitmek konusunda. çünkü hala herkes kendi takımını destekliyor, milli takımı değil. şu noktayıda belirteyim detaylara fazla takılırım konuyu bambaşka bir yere çekmemden rahatsız olduysanız özür dilerim, bu da benim düşüncem...

Tuğçe dedi ki...

O derece subjektif bir yazı olmuş ki, acıdım sadece. Sinirlenemedim bile. Ayrıca benim bildiğim kadarıyla Fiorentina'dan da kovulmadı Terim.

Gündüz Feneri dedi ki...

kovuşmadı, kaçtı. lazio'dan 4 yemesini takiben sevgili tuğçe. ben de senin kadar gözleri kör olmuş birisine acıdım diyebilirim ama demiyorum. sen bu kafayla devam et.

Adsız dedi ki...

Tabi ki subjektif bir yazı. Objektif Türk basınından fatih terim güzellemeleri okumaya alışmışlar için değişik gelebilir. Bazıları gerçekten FTyi tanrı zannediyor. garip.

Unknown dedi ki...

Kesinlikle mükemmel bir yazı.Sujektif oldugunu düsünmüyorum,adam o kadar tabu haline gelmiş ki ülkede rıdvan dilmen bile elestirirken cekiniyor.Bi kere olayın su takımın bu takımın taraftarı olmakla alakası yok.Olay o kadar acık secik ortada duruyor ama insanlar bakmak istedikleri yerden bakıyorlar
Ft göreve 2006 dünya kupası elemerinde ukrayna yunanistan ı yenince bize dogan 2.lik sansını federasyonun ersun yanal la kullanmak istememesi sonucu geldi(yani ondan istenen tek sey bizi evimizde düzenlenecek olan dünya kupasına götürmekti.) ve bizi baraj maclarına ft degil tümer metin tek basına soktu(bkz.arnavutluk,ukrayna,danimarka macları)Sonra baraj maclarındaki rakibimiz isviçre oldu.İsviçre deki maçta da hatırlarsanız,Ft nin bu maçta sanki hazırlık macıymıs gibi denemelerine kurban gittik.(2.golde h.cimsir ofsaytı bozuor,adamın sucu yok,beyimiz onu defans 3 lüsünden biri olarak kullanıor)snç. 2-0.sonra kadıköye gelioruz ve elenioruz.Evimizdeki dünya kupasına gidemioruz.Dogal olarak göreve gelis amacının bizi dünya kupasına götürmek olan adamın,bu görevi yerine getiremediği zaman görevden alınması veya onurlu bir sekilde istifasını vermesi beklenir ama o imparator ya olur mu öle sey,ayıp degil mi?
Sonra beyimiz görevde kalır ve en büyük rakiplerimizin norveç ve yunanistan oldugu gruptan kıl payı cıkarız.Euro 2008 de olanları zaten hepimiz biliyoruz.Her tarafımızdan bal akıyordu.
Sonra 2010 dünya kupası elemelerinde Ft nin sansıyla yine kolay bir gruba düseriz ve sonuc türkiye 6 macta 8 ve estonya 6 macta 5 puan.
Bu adamı savunmak,iyi teknik direktör diyebilmek bu adamın en sevdikleri olan ailesi tarafından bile söylense abesle istigal.

Tuğçe dedi ki...

Fatih Terim'in olan nefretin sonucu yazmışsın bu yazıyı, bu çok açık fikrimce. Ben de Terim'den çok hoşlandığımı söyleyemem. Kendisini sürekli gülünç duruma düşüren bir narsisttir kendisi, evet. E bize ne narsistliğinden yahu? Bu tarihin en başarılı Türk teknik direktör olduğu gerçeğini değiştiremiyor maalesef. Şampiyonlar Ligi'nde gruplardan çıkamadı demişsin de, UEFA Kupası'ndan, Türkiye'yi tarihinde ilk defa Avrupa Şampiyonası'na götürmesinden bahsetmemişsin. 10 yıl sonra gelen bir yarı final de cabası. Aa ama tabi 90+ bilmem kaçıncı dakikalardan gelen gollerle, "tesadüf"le bu başarıları elde etmişti kendisi.

Mustafa Sarp'ın Bursaspor'daki performansını izlemedim, geçen yıllardaki performansı için bir şey diyemem. Ancak bu öyle bir adam ki, oynadığı her maç üzerine koydu bu yıl. Teknik konulardan anlamam ama onun bu gelişimi ben bile hissedebiliyorum. Yılın başında ilk 18'e bile gireceği düşünülmeyen bu adam, artık her maç banko 11'e yazılıyor. Milli takıma çağrılmayı da gerçekten haketmiştir benim gözümde.

Oyuncu seçimlerinde FB-GS dengesini tuturmaya çalışması yanlış gibi görünüyor çoğu kesim tarafından. E bunlar bu yılın en formda iki takımı değil mi?

Seçimlerde bazen performansı değil, oyuncuyla olan ilişkisini göz önünde tutuyor. Bu özelliğini ben de sevmiyorum. Fakat milli takımın başarısına da engel olmadı bu tutumu. Tabii ne olursa olsun profesyonel olmalı seçimlerde.

Evet, belki de gözleri kör olmuş ve acınacak durumda olan benim. Ancak düşüncelerim böyle ve bu kafayla da devam edeceğim. Sen de nefretini biraz daha az yansıt lütfen. Gerçi bu senin blogun, istediğini istediğin şekilde yazarsın ama pek hoş durmuyor.

Gündüz Feneri dedi ki...

ayrıntılı yorumun için teşekkür ederim. sırayla gidiyorum:

senin aksine ben sarp'ı bursa'da izledim. hatta erciyes'teyken de izledim zira ben küçük takımların 4 üyüklerle oynadığı 8 maçın yanı sıra, özellikle kendi aralarındaki maçları da takip ederim. bu yüzden her futbolcuyu yılda en az 10 kere seyrederim. ve seni temin ederim. şu andaki performansı bursa'dakinden gıdım bile ileri değil. ama bu performans da çok çok abartılıyor. dümdüz bir oyuncu yoksa sarp, sezon boyunca 5 tane "key" pasını göremezsin. gören olursa buradan bana hatırlatsın, kapak olur. ama atmayacağını net bir şekilde biliyorum. bunun yanında olumlu özellikleri de var; inanılmaz özveri, savaşçılık, fizik kondisyon ve devamlılık gibi. ama 10 üzerinden 6'ya düşmeyen bu oyuncu, 9'a da hiçbir zaman çıkamaz. bunu göreceksin.

milli takıma alınması bu yüzden saçma, bursa'dakinden daha iyi oynamıyor; daha iyi bir takımda ve daha iyi oyuncularla oynuyor.

bunun dışındaki saçmalıklarını sen de zaten yazmışsın. son olarak nefretim çok fazla ama yazıda nefretimle ilgili bir şey yok. sadece görüşümü yazıyorum, gerçekten de terim'in iyi bir hoca olmadığını düşünüyorum. zavallının biri bence. ama türk futbol tarihinin en başarılı hocası, sadece milan'a "seçilmesi" bile yeterli benim bu kanaate varmam için. ama başarılı olmak yetmez; atasözü "ben sana vali (başarılı) olamazsın demedim, adam olamazsın dedim" diyor.

ayrıca ben duygularımla yazsam, şurada türk futbolunun en "başarılı" takımı g.saray'dır yazamamam lazım. ama bak, yazıyorum. fener 25, g.saray 19 şampiyonluk olursa, o zaman fener derim.

Tuğçe dedi ki...

Terim'i başarısız bir hoca olarak yansıttığın için sinirlenmiştim(sinirlenemedim dedim ya, yalan o:D). Yukarıdaki yorumunda "Türk futbol tarihinin en başarılı hocası" olduğunu söylemen yeterli oldu benim için. İlk yorumumda "acıdım" dediğim için de özür dilerim, gereksiz bir çıkış olmuş. Neyse.

Tayfun dedi ki...

Bence bu yazının başlığı Fatih Terim'de umut yok olmalıymış...

Adsız dedi ki...

Yorum keşke maçla ilgili olsaymış?
Fatih Terim'i değil ama Erman Toroglu'nu mu dinleyelim?
Frank de Boer ne yaptı Galatasaray'da, bilmemkaç sene önce ne dediği bugün ne ifade eder?
Günde 3 eşofman değişmek kişinin egosunu ne kadar yansıtır?
Fatih Terim her yerden kovulmamıştır, kovulmuş olsa da bu ne demektir, nasıl yorumlanır?
MustafaSarp'ın şu an milli takımı haketmedigine gercekten inanıyor musunuz?
Bugun FatihTekke'yi mi görmek isterdiniz sahada, yoksa Sercan Yıldırım sizi tatmin etti mi?
Terim Galatasaray'dan yuhalanarak gönderilmemiştir! İyice bir bakmanızı öneririm.

Tekrar, Erman Toroglu mu dedin? İnsaf.

M. Alper dedi ki...

Düşüncelerime tercüman olmuşsun.
Yazının her cümlesine imzamı atarım.

Adsız dedi ki...

Bu ülkede Fatih Terim'i eleştirirsen kulüpçülük yspıyor olursun. Adam eleştirilemez.

Sonra bir de objektif olmaktan bahsederler. Fatih Terim Fenerbahçe'ye o başarıları yaşatsa ben de laf söyletmezdim, kabul ediyorum. Çünkü objektif olamazdım.

Bu çok ortadayken karşındakini subjektif olmakla suçlamak komik oluyor.

Arkhe