Lider Sivas, Türkiye'de futbolu takip eden insanların belki de dörtte üçünü yanıltarak Trabzon karşısında görkemli bir galibiyet aldı. Bir kere artık bu takımın, geçmiş yıllarda şampiyonluğa yaklaşan (geçen seneki Sivas dâhil!) bütün takımlardan önemli bir farkının olduğu net bir şekilde görüldü: Mental kuvvet. Yani şampiyonluk stresinin en üst seviyede yaşanacağı haftalara çoktan geldik ama sanki öyle bir eşik vardı ve Sivas o eşiği 15 ile 25. haftalar arasında çoktan geçti. Şu anda artık kenetlenmiş, inanmış ve "hazır" bir camia görüyoruz ve bu gerçekten de büyüleyici bir şey. Umarım bu büyük destan, sonunu hak ettiği şekilde bulur ve bu takım sezon sonunda şampiyon olur. Ki sezon başından beri yazdığım gibi, ben olabileceklerine inanıyorum.
Beşiktaş ise ne yapacağı belli olmayan hocasıyla kör-topal ilerlemeye devam ediyor. Kifayetsiz ve güçsüz bir Eskişehir'i tam bir büyük takım gibi uyutup ikinci yarıda attığı iki golle geçmesini bildi. Gelecek haftaki Fener maçına, tarihinin en şanslı durumuyla çıkacak Beşiktaş ama fikstürünün hâlâ çok zor olduğunu düşünüyorum. Fener'i de biraz zor yenerler; Lugano, Edu ve Önder'in yokluğuna rağmen yenemezlerse zaten şampiyon olmaları çok zorlaşır.
Trabzon ise artık iflas etti. Bunun olacağı da sezon başından belliydi ama bazı arkadaşlar benim yazdıklarıma isyan edip sitemde bulunuyordu. Ne olursa olsun maalesef kadronun kapasitesi bu kadar. Mesela Yusuf'u almak onları bir kademe yukarı çıkarabilirdi ama o da olmadı. Alanzinho da ciddi bir adaptasyon sıkıntısı çekiyor. Eğer bu sene lig bu kadar kalitesiz olup puan baremi bunca düşmeseydi Trabzon ilk 4'e bile giremeyecekti.
G.Saray ve Fener'in hâli ise içler acısı. Fener artık kupaya odaklandı, onu alıp alamayacakları da şüpheli. Ben Lugano-Önder'in dönüşüyle alacaklarını düşünüyorum. G.Saray ise üçüncü olsa ne olur, olmasa ne olur..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder