Manchester United tam da beklediğim gibi kendi sahasındaki Arsenal maçını 1-0 kazanmasını bildi. Benim ilk gençliğimden beri hep böyle olmuştur: Ferguson'ın takımı ligin sonlarına kadar evindeki bütün maçlarda farklı ve gollü galibiyetler alır, deplasmanlardan istediği puanları toplar, bütün kupalarda ilerleyebileceği kadar ilerler ve sezonun sonu böylece yaklaşır. O vakitler geldiğinde bir bakarsınız ligin tozunu atan o takım her maçını 1-0 almaya başlamış. Bu sene de farklı bir şey yok.
Dünkü maçta gerçi ilk yarıda farkı daha da arttırabilirdi ev sahibi takım ama oldukça gününde olan Almunia çok sayıda pozisyonu kurtararak buna izin vermedi. Ferguson maçın zorluk derecesini düşünerek her zamanki 4-2-4 sisteminden vazgeçip Berbatov'u keserek yerine Anderson'ı koymuş ve 4-3-3 ile takımını sahaya çıkarmıştı. Oyundan çıkana kadar genç oyuncu da oldukça faydalı oynadı. Buna mukabil Arsene Wenger ise ön libero Diaby'yi sol açık, sol açık Nasri'yi ise ön libero oynattığı abuk-sabuk bir kurgu ile adeta maçı kazanmayı istemiyor gibiydi. Kalecisi ve Silvestre'nin muhteşem oyunu olmasa sahadan en az 3 farklı yenik ayrılarak bu saçmalamaların cezasını da fazlasıyla çekecekti ama şanslıymış. Ayrıca Adebayor'un arkasında oynattığı Fabregas ağır, temposuz, iştahsız ve uyuşuk futbolu ile asla o yerin adamı olmadığını bir kez daha gösterdi.
İlerleyen dakikalarda Walcott'ın yerine Bendtner'i alarak forveti ikileyeceğini düşündüm Wenger'in ve gerçekten de Bendtner'i oyuna soktu; ama küçük bir farkla, sağ açık olarak! Bu zihniyette bir adamla Arsenal'in turu geçmesi zaten imkânsız. Bence aylar öncesinden beri hepimizin beklediği o muhteşem final, United-Barça resitalini seyredeceğiz en sonunda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder