11 Nisan 2009 Cumartesi

Alex'li ve Alex'siz

Fenerbahçe'de yarınki G.Saray deplasmanında Alex'in oynayıp oynamayacağı henüz belli değil. Son gelen haberlere göre ağrılarının azaldığını ve maçta görev almak istediğini söylemiş hocasına ama Aragones gibi bir teknik direktör hafta içindeki (hatta 3 haftadır!) hiçbir idmana katılmayan ve üstelik maçlarda zaten hiç koşmayan bir oyuncuya görev verir mi, ondan şüpheliyim. Üstelik Guiza son 2 maçta 2 gol atarak, millî takımda da Türkiye deplasmanında son dakikalarda galibiyet golünün asistini yaparak üstün bir form yakaladı. Bunu da göz önüne aldığımızda Alex'in oynamaması daha yüksek bir ihtimal gibi görünüyor.

Zaten Fener için hayırlısının da bu olduğunu düşünüyorum. G.Saray'ın ağır savunmasının arasına koşular yapabilecek bir Guiza ve hem ona bu pasları atabilecek ve "hem de ileride top tutarak takımı rahatlatacak, orta saha oyuncularına aksiyon alanı açabilecek" bir Semih forvet için en ideal ikili durumunda şu anda. Denebilir ki, Alex o pasların tillahını atan oyuncu değil mi? Öyle ama Alex ve Guiza'nın birlikte oynadığı maçlarda Fenerbahçe'nin nasıl rezil olduğunu, pivot santrforu olmadığı için ileride hiç çoğalamadığını, Guiza o özellikleri haiz olmadığı için de Alex'in ona yaklaşmayıp orta sahaya gelerek ileriye uzun ara pas atma gibi bir kolaylığa kaçtığını çok gördük. Fener'in organize tek bir atak bile geliştiremediği o maçlar tam bir kâbustu. Bu yüzden Aragones'in biraz aklı varsa bu ikisini beraber oynatmaz.

Ha, Alex-Semih ikilisi hep en ideal seçim dedik ama onun da işlerliğinin %70'i Kadıköy'deki maçlarda oluyor. Gerçi 3 hafta önce Kayseri deplasmanında muhteşem goller üretti bu ikili ama o maçta Kayseri'nin de ne oynadığına bakmak lâzım. Alex'in G.Saray deplasmanlarında nasıl ortadan kaybolduğunu ve hiç etkili olamadığını düşünününce, Semih'in oyun kurucu ve pas dağıtıcı özelliklerini de göz önünde bulundurursak bu maçta Guiza-Semih forvetinin en ideal seçim olacağını düşünüyorum. Eğer bu ikili ile çıkarsa Guiza'nın da mutlaka gol atacağını hissediyorum. Tabii bu hissiyatın reelde hiçbir kıymeti harbiyesi yok, o ayrı konu.

G.Saray'da Emre-Hakan tandemi geriye yaslandıklarında dar alanlarda çok iyi oynuyor ama geniş alanda tam bir fiyasko olabilir. Bu yüzden G.Saray'ın kendi evindeki bu maçta topu kaptırdığında önce ön alanda bir pres yapıp başarılı olamazsa hemen geriye dönerek kendi onsekizi önünde alan daraltması lâzım. Fener'de Selçuk ve Uğur gibi sakar ve top kaptıran oyuncular var ama Semih, Emre ve Deivid gibi inanılmaz teknik oyuncular da var. Hatta bunlara Guiza bile eklenebilir çünkü bazen muhteşem ara pasları atabiliyor. Eğer Fenerbahçe bu teknik oyuncuları ile G.Saray'ın öndeki presini aşıp rakip savunmayı çizgide yakalarsa kesin ama kesin gol atar. Ama bunun tersi durumda rakibin presi esnasında çıkarken kaptırılacak bir top da kendi kalesinde skor demektir. Bu yüzden Uğur ve Selçuk çok ama çok dikkatli olmalı.

Fener için savunma sorun değil çünkü büyük bir şans eseri bu maçı deplasmanda oynuyor. Fener'in 3 yıldır beraber oynayan bir tandemi, 2 yıldır beraber oynayan dörtlü savunması ve kalecisi var. Onların önündeki oyunculardan da sadece Guiza ve Emre 2 yıldan daha yeni oyuncular. Fenerbahçe'nin, özellikle geçen seneki Avrıpa maçlarında da görüldüğü gibi, geriye yaslanıp alan daralttığında rakibe çok zor pozisyon veren bir takım savunması var. Burada kişisel hatalar ön plana çıkabilir, ki buna en namzet oyuncular Uğur ve Selçuk. Onun dışında G.Saray'ın o çok becerikli (mahşerin dört atlısı denen) Kewell-Lincoln-Arda-Baros dörtlüsünün çok etkili olabileceğini sanmıyorum. Sadece bu ülkenin en iyi oyuncusu olan Arda ile geriden sürpriz dalışlar yapan Ayhan-Barış ikilisi tehlikeli olacaktır. Ama Arda'nın kanadına Deivid ve Selçuk'un yardımları Gökhan Gönül'ü rahatlatır. Gökhan tek başına yakalandığında bile çok kolay geçilmiyor, kaldı ki orada da arkasına Lugano'nun kademesi var.

G.Saray normalde kontrollü oynamalı ama bu maçın şifresi kanaatimce bu: Ali Sami Yen'de bunu ne kadar becerebilir? Zaten senelerden beri kontrol futbolunu en kötü uygulayan takım G.Saray, en iyi uygulayan takım da Fenerbahçe. Bu maç da G.Saray değil Fener için deplasman olduğuna göre otomatikman Fener avantajlı oluyor. Benim görüşüm bu. Eğer Alex oynamazsa Fenerbahçe kazanmaya yakın olan taraf. Bireysel bir hata ile skor dezavantajına düşmezse bu maçı kesin alacaktır. Ama G.Saray ilk golü bulursa, ki zor olacak bu, o zaman elbette G.Saray kazanır. Her durumda bu ülkede bu iki takımı tutan her insan evladı için sezonun en önemli günleri bunlar. Daha 36 saat var ama heyecanı yüreklere çoktan girdi bile.

2 yorum:

fiko dedi ki...

Herhalde canlı canlı hatırladığımız FB-gs derbi sayısı 50'yi geçmiştir.Hepsinde ayrı heyecan hepsinde ayrı tat.Tabi "unutulmazlara" olumlu yönde hep biz imza attık,hatta birkaçına birebir yerinde,KADIKÖY'de şahit olduk.Eskiler ve eskisi gibi "cimbomu yenelim yeter!!!" düşüncesi tabi ki yok artık bizde(ki zaten hep yaptığımız şey:)) ama yine de bir FB-gese maçı bu...Hele ki dün NTV sporda bir belgesel izledim ve 19 Mayıs 2007'de şampiyon olarak gittiğimiz Ali Sami Yen'de "su ve şişe yağmuruna" tutulduğumuz maçı görünce yani hatırlayınca,yine yine yine yenmeliyiz...Senin de belirttiğin gibi Alex'siz bir düzen en azından bu maç için ideal gibi.Ancak Selçuk yazmışsın sürekli,Josico bombası olursa şaşırmayalım...

Juan y Fer dedi ki...

Hello,
it will be very important for his team, the presence of Alex in the game. Fenerbahçe needs his play to be competitive at Ali Sami Yen.
Regards,
http://saqueneutral.blogspot.com/
(a blog about sport in English and Español)