18 Nisan 2011 Pazartesi

Fenerbahçe'den açıklama

İNSAN HATASININ ÖTESİNE GEÇEN BİLİNÇLİ YANLIŞLAR

"Spor Toto Süper Lig’in 29.haftasında, stadyumumuzda Gaziantepspor’la oynadığımız karşılaşmadaki muhteşem desteklerinden dolayı, taraftarlarımıza teşekkür ederiz. Taraftarlarımız, 90 dakika boyunca hiç durmadan ve asla ümitsizliğe kapılmadan takımımızı desteklediler; sonunda hak ettikleri galibiyeti; formalarını, terlerinin son damlasına kadar ıslatan futbolcularımız ile birlikte büyüklüğümüze yakışan bir şekilde kutlamasını bildiler. Taraftarlarımızı tahrik etmek için yoğun çaba sarf edilmesine rağmen 12.Adam, küfür etmeden, saha olaylarına neden olmadan takıma nasıl destek verilir, dosta düşmana bir kez daha göstererek, herkese büyük bir ders verdi…

Bu noktada Kulübümüzün şanlı tarihini sporcularımızla birlikte yazan büyük taraftarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.

Futbolun bilirkişiliğine soyunanların bilmesi gerekir ki; Bilirkişi, tarafsızlığını, güvenilirliğini yitirdiği andan itibaren, onu konusunda uzman yapan donanımı ne olursa olsun söyledikleri asla ve asla itibar görmez. Tarih, bu şekilde itibarını yitirmiş binlerce insana şahit olmuştur. Türk futbolunda bilirkişiliğe soyunan, kendilerine bu manada futbol adamı ya da yorumcu demeye dilimizin varmadığı bir elin parmağı kadar sayıdaki şahıs; her gün gazete gazete, kanal kanal dolaşarak; Kulübümüze, Takımımıza ve oynadığımız rakiplere karşı, haksız, çirkin ithamlarda bulunmakta ve taraftarlarımızı tahrik ederek şampiyonluğumuzu engellemek adına kamuoyu oluşturmaya çabalamaktadırlar.Bunlara kucak açan gazete köşelerini ya da televizyon programlarını, bunların değersiz görüşleri ile dolduranlar da en az bu kişiler kadar ortaya çıkan olumsuzluklardan sorumludur.

Haklı galibiyetlerimizi, rakip takımların bize karşı oynanamamasına bağlamaya çalışan; şampiyon olmuş bir takımın, şampiyonluk adayı bir başka takıma; geçen yılın diyet borcunu ödediğini; hayasızca, hiç utanmadan dillendiren bu kişilerin, zerre kadar yüzleri kızarmıyor mu?

Her yıl, aynı şekilde yaptıkları komplo teorisi yorumları ile büyük camiaları karşı karşıya getirdiklerini, spor kamuoyunu gerip-kutuplaştırarak, sporda yaşanan şiddetin başlıca sorumlusu olduklarını göremiyorlar mı? Bunlar için televizyon programlarının formatının değiştiği, RTÜK gibi kuruluşların doğrudan bu kişilere yayın sırasında müdahale etmek zorunda kaldığı maalesef unutulan gerçeklerdir. Bugün yürürlükte olan ve eskisine oranla daha sert cezalar öngören Sporda Şiddet Yasası da büyük oranda bu kişilerin yarattığı şiddet ortamının bir sonucu değil midir?

Bugün çıkan yasa sebebi ile sporun asli unsurları olabildiğince dikkatli olmaya çalışırken, kanallarda ve gazetelerde milyonlarca kişiye hitap eden bu şahısların yaptığı, bu yasayı tam anlamıyla çiğnemek anlamına gelmiyor mu? Bu ülkede her gün yeni bir komplo senaryosu ortaya koyan bu insanları çağırıp, gel kardeşim bildiğini anlat, anlatamıyorsan yaptığının hesabını ver diyecek bir savcı yok mu? Bu yasa daha ilk gününden bu kişiler için uygulanmayacaksa sonrasında uygulandığında nasıl bir etkisi olacak?

Şampiyonluk yarışında karşı karşıya kaldığımız hakem hataları sonucunda, terazinin kantarının dengesini nasıl yitirmeye başladığını; ’Gaziantepspor maçında’ bir kez daha açık bir şekilde gördük. Bundan daha iki hafta önce Bursaspor maçında verilmeyen penaltılarımız sonucunda belki de lig yarışının gidişatı etkilendi.

Geçen iki haftada MHK ve TFF’nin, yaşananlardan hiç ders almadığını, kötü gidişatın sebeplerini araştırmak yerine sessizlik içinde, olanları seyretmek ile yetindiğini görüyoruz. Bunun sonucunda, Gaziantepspor maçının, daha 45.saniyesinde verilmeyen bir penaltı ile başlayan hatalı kararlar serisini, hakemin formsuzluğu olarak adlandırmak, son derece zorlama ve gerçekçi olmayan bir durum olacaktır.

Maçın kaderini; verilmeyen penaltılar, gösterilmeyen ve haksız yerlerde gösterilen kartlar, hatalı bir kararın ardından hatanın giderilmesi amacıyla verilen bir başka hatalı karar ile sahadaki futbolcular değil, müsabaka hakemleri belirlemiştir.

Sahada 50 bin taraftarımızın, ekran başında ise milyonlarca futbolseverin gördüklerini, pozisyonlara en yakın kişiler olan hakemlerin görmemesi nasıl izah edilebilir? Üstelik bu sadece bir ya da iki pozisyon için değil onlarca pozisyon için geçerliyken; tüm bunları hakemin formsuzluğuna bağlı basit hakem hataları diye yorumlamak mümkün olabilir mi?

Bu denli hatalı kararlar veren ve gördüğünü dahi çalmayan hakemlerin mesleki olarak bir yaptırım ile karşılaştıklarını görmek mümkün olmayacak mı? Her fırsatta, her camiadan özür dileyen MHK Başkanı; Kulübümüze karşı yapılan hatalar alışkanlık haline geldiği ya da bu hatalar vakayı adiden sayıldığı için mi bugüne kadar herhangi bir açıklama yapmadı ve yapmıyor? Fenerbahçe maçlarında verilmeyen bu kadar penaltı, Fenerbahçeli futbolcuların ceza sahasında üzerlerindeki formayı çıkarmaya varan formadan çekme, güreş sporunun her türlü taktiğini yapmaya varan sert futbolun bir izahı var mı? Bu kadar fazla sayıda ve hep bir takımın başına gelen yanlış kararlar, sadece hakem hatası ya da formsuzluğu ile izah edilebilir mi? Bize bu derece yoğun yapılan bu hatalarla, şampiyonluk yarışındaki rakibimiz nasıl oluyor hiç karşı karşıya kalmıyor? Bunun mantıklı bir izahı olabilir mi?

Futbolun kuralları bellidir. Bir penaltı nasıl olur hangi durumlara penaltı kararı verilir bunlar nettir. Bu kararlar, ligden lige, takımdan takıma değişkenlik göstermez. Bu kararların bu denli değişkenlik gösterdiği bir durumda, bu yarıştaki bunca emeğin, çabanın bunlar için yapılan büyük maddi yatırımın, hiçbir anlamı kalmaz.

Gaziantepspor maçında, hakemin verdiği yanlış kararlar ile lig şampiyonluğu yarışı bitebilirdi. Allah’ın bir lütfu olarak, hakem hatalarının maçın sonucuna olacak etkisi, son anda yaşanan 'bir futbol mucizesi' ile bertaraf edildi. Ancak böyle bir mucize bir daha asla yaşanmayabilir. Yanlış yapanlar, hata sahibi kişileri uyarmayarak, cezalandırmayarak sonraki yanlışlara ortam oluşturanlar, sorumluluklarından asla kaçamazlar.

Fenerbahçe Spor Kulübü ve büyük camiası; başarılarımıza set çekmeye çalışanları, hatanın ötesinde, bilerek yanlış yapanları, asla unutmaz ve her türlü hukuki zemin üzerinde onlarla hesaplaşır, meşru zeminlerde hakkını sonuna kadar arar…"

Hiç yorum yok: