16 Ocak 2010 Cumartesi

Dejenere spor yöneticilerinin ülkesi

G.Saray kulübü basketbol takımının, hem de hazırlık maçında bir oyuncunun formasıyla aslında cezalı olan bir başka oyuncusunu oynatması, Türk spor tarihinin belki de bugüne kadarki en büyük skandalıydı. Bu ülkede insanlar balık hafızalı olduğu ve her şeyi hemen unuttuğu için, o dönemde fırtınalar koparan bu gelişme şimdi satır aralarında "düzeltmelerle" yer buluyor kendisine. Aslında verilmesi gereken ceza küme düşürme olmalıyken bir takım karmaşık hak mahrumiyetleriyle olayı geçiştiren ahlâk yoksunu basketbol federasyonunun ardından, şimdi tahkim kurulu denen iğrenç oluşum, kendisine sipariş verilen "düzeltmeleri" yapıyor. Geçenlerde puan silme cezasını kaldırarak takımı play-off'a doğru itmeye çalıştılar, verilen hemen her cezada bir şekilde tenzilata gittiler. Bugün de öğrendiğimiz kadarıyla Tufan'ın cezasını hak mahrumiyetinden "men" cezasına çevirmişler. Bugünkü tabloya baktığımızda olayın müsebbibi gibi görünen koç, menajer vs. kurban edilmiş; olayda "suçlu" olmayan ama direkt "sorumlu" olan G.Saray kulübü ise, netice itibarıyla bu işten dünyada alınabilecek minimum cezayı alarak kurtulmuş oluyor.

Her zaman yazdığım bir şey bu, Türkiye'nin futbol ve basketbol federasyonları ile kurullarında ahlâken çürümüş sürüyle insan müsveddesi oturuyor. Rüzgâr nereden eserse ona göre karar veren bu kişiliksizler ordusu, kuralların uygulanması için olmazsa olmaz denebilecek "ceza sisteminin" tam anlamıyla cılkını çıkardılar artık. Ne verilen cezalarda bir standart var ne de yapılan düzeltmelerde bir mantık kırıntısı.. Bir takım şahsiyet yoksunları korka korka ceza veriyor, kafasında tilkiler gezen başka şahsiyetsizler de her seferinde o cezayı verenlere "siz hiçbir boktan anlamıyorsunuz" deyip "düzeltme" yapıyor. Verdiği her ceza bir şekilde "düzeltilen" o geri zekâlılar da kendilerine "bu işte bir iş var, ya biz ceza vermeyi bilmiyoruz ya da tahkim kurulu'nun bize bir garezi var" diye sormuyor.

Türk sporunun niye istenen seviyelere gelemediğini başka hiçbir yerde aramayalım. "Karar verici" pozisyonda duran federasyon ve kulüp yöneticilerinin, yüzlerine tükürmeye bile değmeyecek kadar değersiz adamlar olması yüzünden bu haldeyiz. Bu adamların, bizim hayatımızdaki en önemli "zaman öldürücülerden biri" olan bu sporları idare etmesine izin verdiğimiz sürece, burnumuz boktan çıkmayacak. Açık ve net.

3 yorum:

aks111 dedi ki...

Evet bu ceza olayları öyle gerçekten ama burda tufan ersöz haklı diye düşünüyorum. Tufan ersöz ün haberi olmadan olmuş bi olay yalan söylediğini düşünmüyorum ben açıkçası.Kendisi zaten ceza alırım tamam ama neredeyse 2 yıl ceza almış olucaktı o düzeltildi.

Gündüz Feneri dedi ki...

zaten bunları yazarkenki amacım tufan'daki düzeltmeyi eleştirmek değildi, onu söyleyeyim. ama g.saray resmen cezasız kurtuldu gibi bir şey. tuhaftan öte bir durum. olacak iş değil..

aks111 dedi ki...

Evet öyle oldu ama zaten belliydi değilmi :).Mehmet helvacı diyor lig düşürme çıksa bile kabul edicez ama sonra lig düşürme cezası çıkmadığı halde galatasaray itiraz ediyor ama Tufan ın durumuna sevindim.