2 Ekim 2009 Cuma

Sheriff 0 - Fenerbahçe 1

Fenerbahçe, birkaç posttur belirttiğim gibi tipik bir Daum takımı olarak, öncelikli hedefi "kazanmak" olan bir görüntü sergiliyor. Ha, "o Appiah, Anelka, Aurelio, Tuncay ve Özatlı kadro da Daum takımıydı ve inanılmaz bir fizik gücüyle rakiplerini adeta boğuyordu" diyeceksiniz. Haklısınız ama zaten sorun da bu; iki kadro arasındaki kimya farkı. Fenerbahçe'de şu anda Tuncay'ın yerine Andre Santos, Appi'nin yerine Kâzım (ya da Deivid), Marco'nun yerine Cristian, Selçuk'un yerine Emre var. Nobre'nin yerine de Guiza. Bu oyuncuların hepsine baktığınızda ortaya çıkan sonuç, Fener takımının şu anda 4 sene öncesine göre kıyaslanamayacak kadar "yumuşak" bir takım olduğudur. Dolayısıyla öyle ucuz kabadayılıkla rakibini sahasına hapsetme, forchecking yapma, 90 dakika tempolu oynama gibi saçma sapan yollara tevessül etmemesi gayet normal. İşte birkaç posttur bunu anlatmaya çalışıyorum; Fener taraftarı şu anki takımının kimyasına ve oyuncu yapılarına bir baksın ve bu takımın an itibarıyla oynadığı "şekilden" başka bir şekille kısa vadede başarı yakalamasının çok zor olduğunu herkes kabul etsin. Bu süreçte taraftar sıkılacak ama sonuçta ilk etapta önemli olan başkanın koyduğu hedeflere ulaşmak. Eğer taraftar kızacaksa dönüp başkana kızsın.

Bu yazdıklarım benim daha öncelikle yazdıklarımla çelişmiyor mu peki? Hiçbir şekilde çelişmiyor çünkü ben diyorum ki; takım kendi kimyasına en uygunu o olduğu için temposuz bir futbol oynamak zorunda olabilir ama bunu yaparken benim görmek istediğim şey bütün futbolcuların "kapasitelerinin tamamını ortaya koymak için elinden gelenin maksimumunu vermesi." Eğer mücadele edebileceğinden daha az mücadele ediyorsa o futbolcunun cehenneme kadar yolu var.

Ayrıca Daum da şunu bilmeli: Eğer Fenerbahçe kulübünün en büyük finanasman kaynağı olan biz taraftarlar bu sıkıcı futbola zorunluluktan tahammül edeceksek, her maçlarını kazanıp şampiyon olsalar iyi olur. Eğer bu rezil futbolun üzerine bir de sportif başarı olarak çuvallarsa, allahın kulu dinlemez mazeretlerini.

Sheriff maçı Fener'in oynaması gerektiği gibi oynadığı ve kazanması gerektiği gibi kazandığı zor bir maç oldu. Yine pek çok futbolcu vasatı geçemedi ama Alex, ben ne kadar sövsem de bu takımın çok önemli bir parçası olduğu gösteriyor. "Bana büyük maçlarda lâzım, Avrupa'da Alex ne yapmış" diyor pek çok kişi ama Alex dün attığı golle kulüp tarihinin Avrupa kupalarındaki en golcü oyuncusu unvanını ele geçirdi. Semih geçen seneki formundan çok uzak, Emre bu takımın Alex ve Gökhan'dan sonra en önemli oyuncusu, Cristian ön libero oynamayı bilen faydalı bir oyuncu, stoperlerin uyumu ise her maç biraz daha artıyor. Ama Önder Turacı'nın bu sene hem bek hem de stoper olarak yaptığı hatalara gerçekten de inanamıyorum ve bir an önce eski görüntüsüne dönmesini bekliyorum.

Özetle Fener'in futbolu keyif vermeyebilir ama rasyonel ve en efektif oyunun bu olduğunu kabul edelim. Ondan sonra her şey daha kolay olur.

2 yorum:

Arkhe dedi ki...

Fenerbahçe'den Barcelona bekliyor insanlar.. Garip..

Fenerbahçe Türkiye Ligi'nin en iyi takımı olmayabilir ama Türkiye Ligi'ne en iyi takım..

emrefb dedi ki...

hep kazanmaya devam edelim, hiç iyi oynamasak da olur :)