10 Ekim 2009 Cumartesi

Belçika 2 - Türkiye 0

Türk millî takımı, tarihî bir farktan kurtulduğu maçta Belçika'ya deplasmanda 2-0 mağlûp oldu. Bosna'nın kazanmasından sonra (Dünya Kupası özelinde) zaten formalite maçına dönüşmüştü bu karşılaşma ama milyon dolarlar kazanan futbolcuların bu kadar vurdumduymaz, profesyonellikten uzak ve ruhsuz olmasını nasıl açıklayacağız? Hani bizim imparator ve şürekâası, birer motivasyon gurusuydu? Hadi elbirliğiyle 2010'u denize attınız, bari şu iki maçı kazanın da 2012'nin kura çekimleri için hayatî derecede önemli olan kademeyi elde edebilesiniz. Ama nerede? Sanki Estonya'nın Bosna'yı yenmesini gerçekten bekleyen birer safmış gibi, adeta afyon yutmuşçasına uyuşuk ve ruhsuz bir oyun sergiledi millîler. İkinci yarıda rakibin tamamen kapanmasıyla topa daha fazla sahip oldular ama başarıyla uygulanan alan savunmasını aşmayı da bir türlü beceremediler.

Teknik direktör zaten tam bir skandal. Ona birçok yazıda defalarca değindim; şansı yanında olmadığında tam bir cüceye dönüşen ama kendisine ölesiye tapan bir narsist, ego-manyak ve zavallı Fatih Terim. Oynadığı abuk-sabuk kumarlarla ve büyük oranda şans yardımıyla çevrilen maçlar sayesinde bir taktik deha olarak görülmesine ise gülelim mi, ağlayalım mı, bilmiyorum. Hikmet Karaman'ın, son oynanan G.Saray maçında Mehmet Çakır'ı önce (4-4-1-1 sisteminde) Metin'in yerine tek forvet olarak oyuna alıp sonra Ceyhun'un çıkmasıyla birlikte sistemini 4-5-1'e döndürüp Semavi'yi içeri çekmesi ve Çakır'ı sağ kanada koyarak rakip sol bek ile oynatmasınun benzeri bir "akıl" ortaya koyduğunu hiç görmedim çakma imparatorumuzun bugüne kadar. Skoru korumak için savunmaya destek olarak yapılan değişiklikler veya skor olarak geri düştüğünde akıl yoksunu bir şekilde forvet sayısını arttırma dışında başka bir hamlesini gören varsa da beri gelsin. Bunun yanında bir ekol, bir oyun modeli var mı millî takımın? Yok. G.Saray'da hasbel kader bir oyun modeli oluşturulmuştu 4 senede ama sonradan Terim'in kendisi de dünya futbolunun gittiği yere yönelerek kontrol futbolu saplantısına düştü. O zamandan beri de bir daha iflah olmadı zaten. Neyse sabaha kadar uzatılabilir. Ama şurası bir gerçek: Terim 9 yıldan beri dünyanın en başarısız teknik direktörlerinden biri. Herkes bunu görsün. Mental olarak tam bir skandal diyebileceğimiz onlarca oyuncumuz var. Bunları idare edebilecek akıllı bir hoca (bence Lucescu) gelmedikçe millî takımdan bundan sonra da bir halt olacağını zannetmiyorum.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

walla bugünkü maçın oldukça önemli bir maç olduğunu bildiğim halde, izleme gereksinimi bile duymadım. çünkü yenileceğimizi zaten biliyordum. bende gittim, onun yerine Farmville oynadım. daha faydalı işler yaptım... :))