26 Eylül 2009 Cumartesi

Evlere şenlik maç

Fenerbahçe, Antalya'yı (son dakikada rakip kaleciye karşı 1'e 4 gidip gol attığı acayip maçta) 2-1 yenerek kazanma serisini 7 maça çıkarmayı başardı. Hemen aşağıdaki postta belirttiğim gibi Fener'in bu kadrosunun maçı domine eden bir futbol oynaması zaten imkânsız bir şey ama bütün futbolcuların coşkulu, istekli ve motive bir şekilde oynaması biz taraftara yetecek. Öyle oynandıktan sonra puan kaybedilse de çok önemli değil, inanın değil. Ama bu akşamki maçta haftalardır oynamadığı için huzursuz olduğunu işittiğimiz Semih ve Uğur'a bakıyoruz, bundan daha barbat bir oyun oynanamaz herhalde. Yahu kardeşim, eğer bu kadar şahsiyetsiz, ruhsuz, isteksiz ve moralsiz oynayacaksan, ne bok yemeye forma istiyorsun hocadan; hiç mi utanman, arlanman yok? Daum devre arasında Andre Santos çıktığında (yabancı sayısı problem olmadığı için) Carlos'u oyuna alıp Vedo'yu onun önüne koyabilirdi ama Uğur haftalardır forma beklediği için muhtemelen deli danalar gibi koşuşturup elinden gelenin fazlasını bile verecek diye düşündü. Biz de öyle düşündük ama yanıldık. Bu kadar formadan uzak kalıp, maç 1-1 iken devre arasında oyuna girme şansını yakalamış bir sol açık böyle oynuyorsa eğer, ben olsam bir daha sezonun ortasına kadar forma vermem ona.

Ya Semih'e ne demeli? Kezman gibi kariyeri Semih'i fersah fersah geçecek olan ve sahada her şeyini veren bir adamı; ayrıca İspanya gol kralını onun uğruna adeta harcadığımız, onlar dururken kendisinin oynaması gerektiğini barım barım bağırdığımız bir ortamda, bir insan bu kadar silik bir futbol oynar mı? Geçen senenin ortasından beri, Semih'in Fenerbahçe ilk 11'inde oynayamayacak bir oyuncu olduğunu düşünüyorum ve o da beni hiçbir şekilde yanıltmıyor, sağ olsun. Ha, Kezman ve Guiza dururken "oyuncu modeli" olarak her durumda Semih oynar ama, böyle oynayacaksa olmaz olsun.

Oyuna baktığımız zaman ilk yarıda Kâzım'ın müthiş salvolarıyla rakibin sol kanat savunmasını adeta felç ettiği, Alex'in yürüye yürüye akıl almaz bir oyun zekâsı ve teknik ortaya koyduğu ama onun dışında herkesin eli belinde yürüdüğü sıkıcı bir oyun seyrettik. Bu yetmezmiş gibi taraftarların yüzde doksanının göz bebeği durumunda olmasına rağmen son haftalarda saçma sapan kartlar gören, ayrıca oyunun savunma tarafını hepten boşladığı görülen Gökhan'ın hatasıyla beraberlik golü de yendi. Golün ardından Antalya takımı 10 kişiyle savunma yapıp ikinci golü hiç düşünmeyen bir zihniyetle oyunu çirkinleştirmeye başladı ve ne olduğunu anlamadan devre sona erdi. Andre Santos kız takımının kaptanı gibi hiçbir ikili mücadeleye girmeden "ne şiş yansın ne kebap" zihniyetiyle silik bir futbol ortaya koydu. Vederson bence Kâzım ile birlikte takımın en iyisiydi. Cristian ise yine anahtar paslar vermese de defansif görevini kusursuza yakın bir şekilde yerine getirdi. Stoperler hatasız bir gün geçirirken onun dışındakiler vasatı geçemedi.

İkinci yarıda Kâzım değil bu kez sahneye Yunus Yıldırım çıktı. En az 8-9 kere yere yatıp zaman geçirmeye çalışan bütün Antalyalı futbolculara müsamaha gösterdi; topun oyuna girmemesi için ölü topları sağa-sola atmalarına arkasını döndü; kırmızı kart olup olmadığı tartışılabilecek bir pozisyonu ve diğer net sarı kartlık müdahaleleri de görmezden gelerek (ve nihayet 1-1 iken de açık bir penaltıyı vermeyerek) maça damgasını vurdu. Son haftalarda Fenerbahçe aleyhine inanılmaz bir hakem taarruzu görüyorum. G.Saray'ın Kasımpaşa maçında da tam bir hakem rezaleti vardı ama o, geçen sene de kendisinden sitayişle (!) bahsettiğim, hakemliğin h'sinden bile nasibini almamış İlker Meral isimli acayip insan müsveddesinden kaynaklandı. Onun dışında genel bir şeyden bahsedemem; etmek isteyen gene etsin. Ama Fener maçlarında Deniz Çoban ve Yunus Yıldırım başta olmak üzere görev yapan neredeyse bütün hakemler sahaya Fener takımının mağlup olması için çabalamak üzere çıkıyor gibiler. Bu 7 maçlık seri, bu karaktersizlere de kapak olmuş oluyor (Not: 98 dakikanın 53 [!] dakikasında topun oyunda olmamasına çanak tutan Yunus isimli bu kifayetsizin gelecek hafta hangi maçla ödüllendirileceğini dikkatle izleyelim bu arada).

İkinci yarıda Fener ne yaptı diye bakarsak, maç berabere olmasına rağmen yine ruhsuz ve sünepe bir futbol oynandığını görüyoruz. Bu devrede Gökhan'ın sakatlandığı pozisyonun ardından teknik direktör Daum sezonun ilk büyük fahiş hatasını yaparak Mehmet'i sağ beke çekip orta sahayı sadece Cristian'a bıraktı ve Semih ile Guiza'yı (Alex ile) birlikte oynatmaya başladı. O âna kadar sadece defans yap(maya çalış)an Antalya takımının bile pas yapmasına olanak tanıdı bu skandal karar. Eğer bazı maçlarda çift forvet oynayıp risk alacaksa bile burada orta sahanın sağında ve solunda Mehmet ile Emre'nin olması lâzım mesela. Eğer Kâzım ve Uğur'u baklava orta sahada oynatacaksan, senin Aragones'ten ne farkın kalıyor? Bu akşam Daum maçı Antalya takımına resmen altın tepside ikram etti ama Antalyalı futbolcuların akıl almaz gafleti sonucu bedava bir 2 puan geldi. Ve fakat eğer Daum bu kafayla devam ederse buna benzer maçlarda çok puan kaybedilir, hep beraber göreceğiz.

Sonuç olarak inanılmaz derecede kalitesiz ligimizin en kalitesiz takımlarından biri olan Antalyalı oyuncular, aldıkları tek bir kuruşu bile hak etmedikleri, erkek gibi oynamadıkları ve kendilerinden resmen tiksindirdikleri iğrenç bir maç oynadılar. Onlardan daha kifayetsiz ve tepeden tırnağa art niyetli Yunus Yıldırım maçı daha da çirkinleştirdi. Fener ise taraftarına (Guiza başta olmak üzere) saç-baş yoldurmaya devam ederek, düşe-kalka yoluna devam ediyor. Tek teselli maçların kazanılması, onun dışında hiçbir şeyin tadı yok.

Antalya (4-3-3): Polat 6 - Kerim (10' Hakan 5), Yalçın 5, Batak 6, Orhan 4 - Sedat 5, Jedinak 7, Ertuğrul 5 - Zitouni 7, Veysel 6, Necati 3 (78' Balili 5)

Fenerbahçe (4-1-3-1-1): Volkan 7 - Gökhan 4 (49' Semih 2), Lugano 7, Bilica 7, Vederson 7 - Cristian 7 - Kâzım 7, Mehmet 6, Andre Santos 3 (46' Uğur 2) - Alex 8 - Guiza 5 (90' Selçuk)

Goller (1-2): Zitouni 21' - Kâzım 10', Semih 89'

9 yorum:

Adsız dedi ki...

bir gs taraftarı olarak hep merak ederdim bu fb den birşey olmaz diye neden söylerler diye anladım şimdi sizin gibi taraftarları olduğu müddetçe bir cacık olmaz evet son paragraf için yazıyorum bunu ve sana acıyorum

Gündüz Feneri dedi ki...

sana acıyorum diyen adama bakalım: adını bile şu foruma bırakacak kadar totosu olmayan, muhtemelen uefa kupası alındığı zamanlarda büyüdüğü için "kazanan" takımı tutmak adına gs'lı olmuş ve bunca senedir futbol seyredip hala "bir gs taraftarı olarak merak ederdim, bu fb'den bişey olmaz diye niye söylerler" diyecek kadar da zeka özürlü... bence asıl acınacak olan sensin "adsız"..

tamchee dedi ki...

@Gündüz Feneri
Bence onları(Adsız'ları) şimdiden 10'uncu hafta korkusu sarmış..!!
:D:D

Gündüz Feneri dedi ki...

:)

işleri güçleri yok, forumlarda adsız bir şekilde ona buna sataşan ruh hastası zavallılar; allah ıslah etsin bile diyemiyorum çünkü onları kendi hallerine bırakmış, belli. onlar da ancak bu kadar olabilmiş. neyse..

alihoca dedi ki...

Sn Gündüzfeneri;

Diyarbakırspor başkanı; ''tiribün olaylarını çıkaranlar,taraftarlarımızın arasına sızan ve proveke eden İstanbul Kulüplerinin taraftarlarıdır.'' demişti.

Dünkü maçta da Antalyaspor taraftarı arasına sızan rakiplerimizin adsız taraftarları olabileceği,

Her nedense medyanın dikkatlerinden kaçmakta, kaçırılmaktadır.

Saygılarımla

Gündüz Feneri dedi ki...

düşünmemiştim, olabilir. çünkü d.bakır başkanı onu dediğinde de olay hasır altı edildi, bu kadar önemli olabilecek bir hadise halının altına süpürüldü. daha neler göreceğiz kim bilir...

M.T dedi ki...

Sözkonusu Antalyaspor'un kalitesizliği ve zevk vermeyen futbolu mu, yoksa Fenerbahçe'nin şansı mı bilemem ama dün akşam televizyonun başında futbol adına hiçbir şey göremediğim bir 90 dakika vardı. Şifo'nun neden bu kadar kötü bir takım sürdüğüne anlam veremedim, bir bildiği vardır dedim ama bildiği 90+2'de takımının bir halı saha yemesine sebep oldu.
Diyarbakırspor başkanının görüşlerine katılmıyorum. Bir camiayı sözle kirletmek, üstelik hiç bir kanıt olmadan bu iftirayı atmak ne derece doğrudur tartışılır. Başkan böyle yaparsa, o tribünler daha çok dellenir nasıl olsa arkamızda başkanımız var diye.
10. hafta mevzusuna gelirsek:)Benim çok samimi Fenerbahçeli arkadaşlarım bile şu an fanatik bir biçimde Galatasaray'ın kazanmasını istiyorlar 10. haftaya kadar. Kadıköy'e 9'da 9 la gelmesini çok istiyorlar Sarı Kırmızılıların. Bilemem 9'da 9 yapan formda bir Galatasaray belki de Kadıköy'de 9 senenin üstüne bir sürprize imza atabilir. Neden olmasın?

Adsız dedi ki...

çok komiksiniz lan ama o kadar basıyor kafanız şu yukardaki yorumlara bir bakın gülsemmi ağlasam mı traji komik yani o kadarsınız ne diyim size

Gündüz Feneri dedi ki...

eğer ben "sen" olsaydım, sen olduğum için ağlardım. bence sen de ağla.