23 Eylül 2009 Çarşamba

Fener'de hâl ve gidişat

Fenerbahçe sezon başında görkemli bir giriş yaptı yıla. Bu girişin bu kadar yaldızlı görünmesinin en önemli iki nedeni şuydu: Birincisi, geçen yılki Aragones faciasının taraftar üzerinde yarattığı depresyon ve onun yerine kim gelirse gelsin zaten "evla" görünecek olması. İkincisi ise, birkaç sezondur takımın bankoları olduğu halde taraftarın bir türlü kabullenemediği Selçuk ve Uğur yerine 2 yeni Brezilyalı'nın alınmış olması. Bunun dışında son 10 yılda en iyi ve hasretle anılan birkaç yıılık dönemin teknik direktörü olan ve takıma 3 sezonda 2 şampiyonluk kazandıran Daum'un varlığı da önemli bir güven unsuruydu.

Sezon başladığında Andre Santos'un müthiş bilekleri ve attığı goller, Emre'nin ve Guiza'nın müthiş formu, takımın dinamizmi ve devamlı ileriye oynama arzusu gözlerimizi şöyle bir boyadı. Ama ikinci Sion maçında takke düştü, kel göründü: (Geçen sene onlarca defa yazdığım gibi) Alex ve Guiza'nın forvet oynadığı hiçbir takım, asla ve asla nitelikli, dinamik ve hücuma dönük bir futbol oynayamazdı. Nitekim oynanamıyor da. Bu ikisi yetmezmiş gibi bir de sağda Kâzım (veya Deivid, fark etmez), solda Andre Santos gibi presi, pres zamanlamasını "bilmeyen" iki oyuncu da banko kadroda yer alınca, iyi ve kaliteli futbol sevdası hepten güme gitmiş oldu. Şu anda takımda Cristian ve Emre ile özellikle Gökhan ve stoper ikilisi anormal bir yük çekiyor. Mücadelenin adaletli şekilde paylaşılmadığı ve homojen olmayan bir görüntü var takımda. Buna rağmen ligde şampiyon olunabilir, gayet mümkündür ve ciddi anlamda da olasıdır. Ama bu kadro yapısı ve "söz konusu kadronun doğal sonucu olan oyun anlayışı" ile Avrupa'da çeyrek final görmek bile inanılmaz bir hayaldir. Aynı şekilde G.Saray'ın kadro ve oyun yapısı ile de çeyrek final hayal ama ona başka bir yazıda değineceğim.

Öte yandan, önemli bir husus var. 20 senedir Avrupa futbolunu en ince ayrıntısına kadar takip eden biri insanım. 97 yılının Roma takımını say deseniz sayacak kadar izledim bu oyunu ve tüm bu izlenimlerim ışığında Fener'in futbolunu eleştiren insanlara söylemek istediğim bir şey var, o da şu: "İyi ve nitelikli futbolu kim kaybetmiş ki, Fener bulsun?" Serie A'nın 3-4 yıldır tozunu atan Inter'in, United, Liverpool ya da Barca kadar iyi futbol oynadığı tek 1 maç hatırlayan var mı? Şu son 4-0'lık Milan maçı hariç ben hatırlamıyorum. Ama Fener'in Inter'ı 8-0 yenebilecek kadar rezil ettiği bir maç hatırlıyorum mesela. Uzatmayayım, Avrupa'da Fenerbahçe'den "istenen ve beklenen" tarzda iyi futbol oynayan takım sayısı 5'i, hadi bilemediniz 10'u geçmez. Fener taraftarı olarak bunu bir hakmış gibi istemek muazzam bir adaletsizliktir. Fener taraftarı hele hele Alex gibi bir sünepenin olduğu bir takımdan bunu hiç bekleyemez. Bekleyen de avcunu yalar. Kimyası bu kadar bozuk, Alex'i mecburen oynatmak zorunda kalan ve kalitesi 118 milyon avro civarında olan bir takımdan "iyi ve nitelikli" futbol bekleyemezsiniz. Bu futbolun birinci şartı olan fizik güç ve pres bilgisi, bu oyuncu topluluğunda hiçbir şekilde yok çünkü.

Neyse, neticede taraftarlar aklını başına toplasın, ayakları yere bassın ve bu takımdan en fazla ne beklenebileceğini herkes görsün: "Ellerinden gelenin en iyisi." İşte bekleyeceğimiz şey bu. Kâzım gibi kırk gün kırk gece falakaya yatırılması gereken züppeler değil; Topuz, Emre, Selçuk, Uğur, Gökhan, Lugano, Bilica ve Özer gibi her durumda elinden gelenin en fazlasını vermeye gayret eden oyuncularla "özverili ve azimli" bir futbol oynanabilir. Onun dışında Xavi ve Iniesta'nın, ya da Gerrard ve Kuyt'ın, ya da Alonso ve Lass'ın olduğu vs. takımların oynadığı tarz ve kalitede bir futbolu beklediği sürece, taraftarlar mutsuz olmaya devam edecektir. Beklenmesi gereken, mücadele eden, azimli ve elinden gelenin en iyisini veren bir takım olmalıdır.

4 yorum:

Sinan Yılmaz dedi ki...

Aynı şekilde G.Saray'ın kadro ve oyun yapısı ile de çeyrek final hayal ama ona başka bir yazıda değineceğim.

Bu cümle dışında bütün söylediklerine katılırım. Eline sağlık

bombe_ekran dedi ki...

G.Saray'ın kadro ve oyun yapısı ile ilgili yazını ben de 4 gözle bekliyor ve baharda görüşmek ümidiyle diyorum..

güzel yazmışsın eline sağlık

Gündüz Feneri dedi ki...

g.saraylı kardeşler şu an çok güzel bir rüyadalar. ondan uyanmalarını bekliyorum. eğer bu hafta eskişehir uyandırmazsa o zaman yazacağım, söz. ama bu ülkede bir takımın başına bu kadar çok "iyi" şey gelmez, bir yerde bir aksilik mutlaka çıkacak. bunu göreceğiz. neyse vakit bulur bulmaz yazacağım, katılmayan katılmaz ve kendi görüşünü belirtir. herkes her istediğini düşünmekte özgür sonuçta. görüşmek üzere...

Alper dedi ki...

Rüyadan uyanmaktan kasıt herhangi bir mağlubiyet ise eğer bu gs li arkadaşları rüyadan uyandırmaya yetmez.Sadece bir maçın skoruna göre değişebilecek bir algı oluşmadı bu sezon gs li arkadaşlarda.Futbol adına doğruları yaparsanız Bu ülkede bir takımın başına bu kadar çok iyi şey elbette gelir.Aslında Gsli olmayan arkadaşların uyanması, bunları görmeleri gerekir.