Ş.Ligi'nde çeyrek final serileri sona erdi ve yarı finaldeki eşleşmeler Chelsea-Barça ve United-Arsenal şeklinde tecelli etti. Sezon başında Barça ve United'ın son 4 içinde yer alacağını herkes tahmin edebilirdi ama diğer iki kontenjan için en büyük adayların Londralılar olduğu pek söylenemez. Özellikle Liverpool'un burada olmaması (en azından benim için) ciddi bir sürpriz oldu. Ama öte yandan şurası bir gerçek ki, Chelsea, Kırmızıları elemeyi sonuna kadar hak etti.
Dün geceki maç, 91 yılından beri seyrettiğimiz bu eşi benzeri olmayan turnuvanın en güzel 5 maçından biriydi, bu rahatlıkla söylenebilir. Özellikle (ben dâhil) tüm Liverpool taraftarlarının ümitlerini tamamen tüketen o ilk maçın ardından Chelsea'nin skoru korumaya yönelik olarak gömülü savunma yapıp kontra arayacağı, Liverpool'un ise asla şuursuzca denemeyecek bir baskı kurma çabasıyla dengeli bir şekilde gol arayacağı kısır bir maç bekleniyordu. Ama önce (hiç tutmadığım) Aurelio'nun akıl dolu frikik golü, akabinde ise her hakemin çalamayacağı bir penaltı sayısının ardından maç inanılmaz bir hâle geldi. Ama ilk maçın ikinci yarısında deplasmanda rakibini adeta sürklase eden Chelsea'nin, Drogba'nın inanılmaz inadı ve gayreti ile bulduğu gol bir kez daha momentumu tersine çevirdi. İkinci yarıda yine bir Chelsea fırtınası ve 2-0'dan 3-2'ye dönen bir maç. Sonra yine "bir kez daha" oyunu bırakmayan Liverpool ve yeniden 4-3 öne fırlayış. Ve nihayet Lampard'ın muhteşem golü ile hakkaniyetli bir şekilde 4-4 biten bir final. Liverpool hiç kimsenin beklemediği Anfield'daki o anlaşılmaz tutuk futbol ve hezimetin faturasını bu şekilde ödemiş oldu ve favorilerden bir olarak gösterildiği bu müthiş turnuvaya erken bir şekilde veda etti. Chelsea ise neresinden bakılırsa bakılsın bu kupanın artık gediklisi hâline gelmiş olan ve kendi dengi takımlarla oynamasını çok iyi bilen rakibini eleyerek büyük bir iş başardı. Gel gelelim Barça karşısında hiç şanslarının olmadığını düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder