Dün Inter maçından sonra Sevilla'ya bağlandım ve 1 haftadır merakla beklediğim Sevilla-Valencia maçını seyretmeye başladım. Ama malesef dağ fare doğurdu. Birbirlerinin oynamasına izin vermeyen, beraberliğe sanki razı olan iki takım 1'er puanı paylaştı. Maç boyunca Sevilla sanki daha baskılı gibi gözüktü ama aldatıcı bir görüntüydü bu. Zira istatistiklere baktığımızda hemen hemen tüm sayılarda eşitliğe yakın bir denge var. Bu tip takımlar birbirleriyle oynadığında futbollarındaki o "bozucu" taraf fazlasıyla ön plana çıkıyor. O kadar alan daraltıldı ki mesela dün, aslında pasa yatkın takımlar sahada olmasına rağmen doğru düzgün bir paslaşma bile göremedik. Bu tip takımların maçlarında duran toptan, bireysel hatadan, şans eseri vb. bir gol bütün kilidi açıyor ve ondan sonra goller yağmur gibi geliyor. Ama işte o ilk gol gelmezse de maç kilitlenip kalıyor. Dün bunu yaşadık. Bugünün zevkle geçmesini beklediğim Trabzon-Sivas ve Hamburg-Bremen maçlarında aynı şey olmaz umarım.
Sevilla (4-4-2): Palop - Mosquera, Squillaci, Prieto, Navarro - Navas, Duscher (46' Maresca), Romaric (84' Renato), Adriano (74' Capel) - Kanoute, Fabiano
Valencia (4-1-4-1): Renan - Miguel, Albiol, Alexis, Moretti (78' Maduro) - Marchena - Joaquin (89' Pablo), Baraja, Fernandes (76' Edu), Mata - David Villa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder