18 Ekim 2008 Cumartesi

Gönüllerin şampiyonu

Avrupa'nın şu anda seyirci ortalaması olarak ilk sırada yer alan ligi Bundesliga'da bir Werder Bremen-Dortmund maçı seyrettik ki bugün, akıllara zarar. Werder Bremen, Schaft yönetiminde yıllardan beri zaten hücuma dönük oyun tarzıyla seyredenleri büyüleyen bir takım. İki forvetle oynadığı bir sistemde bütün ilkeleri çiğneyerek orta sahada Mesut ve Diego'yu bir arada oynatan genç teknik adam, Bayern'i deplasmanda beşlediği maç gibi mucizelerin yanında iki ucu pis değnek misali neye uğradığını şaşırdığı şok skorlar da alabiliyor. Ama bir gerçek var: Eğer amaç hücuma dönük ve zevk veren bir futbol seyretmekse dünyada başvuracağınız yegâne iki takım Barcelona ve Bremen olmalı. Şu an futbolu sevdiğini söyleyen herkese, hazır bu teknik direktör görevinin başındayken ellerinden geldiğince tüm Bremen maçlarını seyretmelerini salık veriyoruz. Mesela biraz sonra başlayacak Kocaeli-Fener maçı bir Fener taraftarı için tam bir ızdırap olacak ve asla şu Bremen-Dortmund maçı kadar zevk vermeyecek. Fener'in lig sonuncusu bir takım karşısında bile favori olamadığı rezil günler yaşıyoruz. Neyse..

Bremen son dakika golüyle iki puanı kaybetti ama gönüllerin şampiyonu tabirini en hak eden takımların başında geliyor. Varsın şampiyon olamasın, varsın her maçı kazanamasın, bu zihniyetleri devam ettiği müddetçe cürmümüz kadar destek vermeye devam edeceğiz mızıkacılara...

Hiç yorum yok: