15 Eylül 2011 Perşembe

Tiyatro mu, Süper Lig mi?

Olağanüstü gelişmelerle biten yazın ardından beklenen oldu ve Süper Lig başladı. Fenerbahçe taraftarı olarak zerre kadar umursamasak da, Digiturk sahibi değilsek ve asla olmayacak olsak da, Fener maç yapıyorsa bir şekilde yolunu bulup seyrediyoruz. Ordu maçını da seyrettik; rakibin daha etkili olduğu, bizim takımın tutuk göründüğü vs. bir ortam vardı ama söz konusu koşullarda "bundan iyisi, Şam'da kayısı" demekten başka çare yok. Futbolcuların, neyin ne olduğunun ve olacağının bu kadar muğlak göründüğü bir durumda ortaya koyduğu performansı öpüp başımıza götürmemiz gerekiyor bence; bu, işin bir boyutu..

İşin asıl önemli boyutu ise içinde bulunduğumuz tiyatro.. 3 Temmuz'dan beri geçen süreçte sadece Altaylı'nın programında TFF başkanına verdiği ayar ile takdirimizi kazanan, onun dışında "darağacında olsak bile, son sözümüz Fenerbahçe" cümlesini bile doğru biçimde söyleyemeyen ve sünepe görüntüsüyle giderek artan bir şekilde nefretimizi kazanan Nihat Özdemir, Ordu maçının ardından tüm taraftarlara "yönetim adına" Ligtv'ye abone olmalarını salık verdi. Hatta bunu bizzat "rica etti, istedi." Eğer bu istek gerçekten de yönetim adına yapıldıysa Fenerbahçe Spor Kulübü'nün, hâl-i hazırda taraftarın sahip olduğu psikolojiden zerre kadar anlamayan bir yönetimi var demektir. Ve eğer durum böyleyse, ayrıca Ligtv aboneliği için dilencilik yapacak bir pozisyona gelindiyse, o kerli ferli adamların hepsinin bir an önce istifa edip o şerefli görevi, gerçekten şerefli bir şekilde yapacak başkalarına bırakmaları da kaçınılmazdır.

Şu anda açık bir şekilde görülüyor ki, iş Türk futbolunu kurtarma operasyonundan, Ligtv'yi kurtarma operasyonuna döndü. Zaten Fener taraftarının iptalleri ile 150 milyon dolar kaybı olduğu söylenen yayıncı kuruluş, öncelikle %100 bir şekilde kendisinin projekte edip dayattığı ve yürürlüğe sokturduğu play-off sistemiyle zararının bir kısmını kurtarma peşine düştü. Ama bu yetmedi, zira Fenerbahçe taraftarlarına yeniden decoder aldırmak gerekiyordu. Bunun için önce "1 yıl taahhütlü" kampanyayı getirdiler, şimdi de normal yayın fiyatına HD yayın satıyorlar. Bunlar da yetmedi, TFF'ye "yargı kararı sezon ortasında çıksa bile cezasının sezon sonunda uygulanacağı" açıklamasını yaptırdı. Yani Fenerbahçelilere şöyle diyorlardı: "Decoder alın, sezon sonuna kadar 35-40 maç oynayacağınızı biz garanti ediyoruz." Tüm bu kepazeliklerin Fenerbahçe camiasına göstermesi gereken şey ise, verilmesi gereken tepkinin sadece bir kısmı verildiğinde bile Fenerbahçe'nin, bu ülke futbolunun eksenini tamamen kaydıracak bir potansiyele sahip olduğunun ortaya çıkmasıdır. Ligdeki diğer tüm kulüpler ve yayıncı kuruluş, bu kadarcık bir tepki ile bile Fenerbahçe'yi kurtarmak için böyle "el pençe divan" duruma geldiyse, yapılması gereken şey mezkur tepkinin dozajının artarak devam ettirilmesidir. Zira Fenerbahçe, hakkı olan ve devlet eliyle gasp edilip kedi-köpeğe peşkeş çekilen şeyleri ancak bu şekilde geri alabilir. "Restine rest ulan" demekten başka bir çare ve bir duruş kalmamıştır. Oysa bizim yönetim ne yapıyor? "Bend over" bir şekilde kendisine hangi rol biçilirse onu ifa ediyor. Biz de onlar için beddua edip o koltuklarda oldukları için utanmaktan başka bir şey yapamıyoruz.

Ama yapabiliriz. Fenerbahçe taraftarı, asla ve asla hiçbir şekilde yayıncı kuruluşa para kazandırmamalı, illâ para verecekse gidip Fenerium vasıtasıyla bizzat kendi kulübüne vermelidir. Taraftar kart daha 275 bin oldu, başkanın koyduğu hedefin çok uzağındayız. Kendisine taraftar diyen, kulübünü sevdiğini iddia eden, cemaatin bu kulübün içine girmesini istemeyen ve nihayet 35 TL verebilecek durumda olan herkes gidip kartını almalı. Bu işin lamı cimi yok. Yönetim artık taraftarın niyetini, saikini ve isteklerini temsil etmekten saptı, bu durumda onları dinlememize gerek de yok. Ayrıca Fenerbahçe taraftarının hangi davranışı gösterdiğinde "gerçek taraftar" olacağını belirlemek ve bunun fermanını vermek Nihat Özdemir gibi bir sünepenin haddine değildir. Bunu özellikle belirtiyorum.

Fenerbahçe bu yıl 80 puan toplayıp play-off hakkı kazandı, orada da şampiyon oldu diyelim.. Sezon sonunda TFF'nin "15 puanın silinmesi cezasına karar verdim" deyip, hem geçen yılki hem de bu yılki şampiyonluğu gasp etmeyeceği ne malum? Ki olacak olan budur, ben size söyleyeyim. TFF'nin tek derdi şu anda yayıncı kuruluşu kurtarmak, Fenerbahçe'nin açtığı davada da mahkûm olmamaktır. TFF'nin, Türk futbolunun, diğer bütün kulüplerin ve yayıncı kuruluşun "varlık sebebi" olan Fenerbahçe, TFF'nin umrunda bile değil. O zaman biz de bu "Süper Lig" isimli tiyatroyu umursamayalım.

Maçları bir şekilde seyredelim, tamam. Neticede sahada "çubuklu" oynuyor ve seyretmekten başka çaremiz yok. Ama Ligtv'ye para kazandırmadan, mevcut abonelikleri de iptal ederek TFF ve diğer kulüpler üzerindeki baskıyı arttırmak lâzım. Yoksa koskoca kulübe göz göre göre istediklerini yapacaklar. Bunu yazın bir yere..

2 yorum:

Adsız dedi ki...

10 numara bir yazı olmuş yine. Şu süreçte taraftarın ağzından çok güzel yazılar yaxdık Gündüz Feneri, seni tebrik ediyorum. Özellikle Özdemir'e giydirdiğin kısımlar içimi soğuttu. Hepimiz böyle devam....

Saygılar....

Anıl-Ankara

muyek dedi ki...

Yonetim yalvar yakar aglayip taraftar kart dayiyacagina taraftara , neden FB'liyim diyen amatore dussek oynariz diyen Emre, muzmin yedek Semih, kabadayi Volkandan 500'er bin eu kesmiyor bunu da yaz Gunduzfeneri ?

Millet gotunu skip 44 liraya zor bilet alip mac seyrediyor ama Emre , Volkan Lamborginiye binip Acarkentte oturup keyif suruyor. Futbolcular neden biraz maddi fedekarlik yapmiyorlar madem en delikanli fenerli onlar, madem kotu gunde sahip cikmak herkesin borcu onlarda koysun elini tasin altina, hep taraftar degil.

Nihat Ozdemer aglak tavirla decoder alin diyecegine koysun 10 milyon $ gorelim ikinci baskanligini FB sevgisini , taraftara dayiyor Abdullah Kigili Feneriumdan 80 liraya formayi 30 liraya 3 lira etmez tshirtleri biraz da aga babalar versin para. Koskoca FB 35 liraya taraftar kart satarak demogoji yaparak kart satmasin bi zahmet.