Sadece Türkiye'nin değil, kulüp olarak Avrupa'nın en büyüğü olma yolunda hızla ilerleyen Fenerbahçe'nin (biz demiyoruz, Fransızlar diyor) önüne her aşamada, her merhalede engeller çıkmaya devam ediyor. Saha dışında yapılanlar ve her hafta rakiplerine çalınan (haksız) penaltılar, çıkmayan (haklı) kırmızı kartlar yetmiyormuş gibi, penaltıları ve golleri engellenen bir Fenerbahçe görüyoruz. 3 haftada verilmeyen penaltı 3, verilmeyen gol 1. Bu şekilde devam ederlerse cemaatin, Bursa'yı şampiyon yaptığı ve her şeyi denemesine rağmen Fenerbahçe'ye yenildiği 2 yılın ardından bu yıl da derinden desteklediği G.Saray mutlu sona ulaşacaktır. Hakemlerin yolu doğru yol yani..
Maçı, daha önce de yazdığım gibi yorumlamayacağım, umrumda bile değil. Derdimiz başka, savaşımız başka, futbolun çok dışında bir şeyler var. Cahiller uyutulmaya devam etsin ama ben uyumayacağım. Sadece 90 dakikanın kendi içinde dünyadan kopup, son düdükten sonra (sonuç ne olursa olsun) gerçeğe döneceğim. Başkan hâlâ içeride, hisselerin hâlâ kime gittiği belli değil, mahkeme süreci devam ediyor, Ülker hâlâ Fenerbahçe'nin sponsoru vs. Sonuç, gerçekten, kimin umrunda?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder