Amma ve lâkin bu süper yeteneğin Fenerbahçe macerasına baktığımızda kaybolup gitmekte olan bir yıldız hikâyesi daha görüyoruz. İki sezonda (15'inde sonradan oyuna girdiği) sadece 35 maç oynamış, 2 gol ve 2 asist yapmış Özer. Bu iç karartıcı rakamlar bir yana, oynadığı maçlara nasıl bir damga vurduğunu şöyle bir düşündüğümüz zaman aldığı her topu ezen, hızlı ataklarda kendi yarı sahasına dönerek oyunu yavaşlatan, topları ayağına dolaştıran özgüvensiz bir genç oyuncu profili görüyoruz. Aykut Kocaman'ın çok sevdiği, inandığı ve güvendiği bir isim olmasına rağmen onun koçluğunda kendisine verilen şansları da iyi kullanamadığı bir gerçek. Maçlara vurduğu tek olumlu damga her seferinde Topuz ile beraber maçın en çok koşan oyuncusu olması ama bu da tek başına bir işe yaramıyor, takdir edersiniz.
Fener'in meşhur 4-4-1-1'inde orta sahanın sağında, solunda, önünde ve (ön liberonun yardımcısı olarak) ortasında oynayabilen ve hiçbirinde sırıtmayan bu çok yönlü yıldız artık 25 yaşına geldi. Geçen sezon Dia, Stoch ve (rekabet açısından) Caner'in gelişi, ayrıca Topuz'ın insan üstü performansı; bu yıl ise Sezer'in alınışı ve Uğur Boral'ın sakatlıktan dönecek olması nedeni ile Özer için forma daha önce hiç olmadığı kadar pahalı. Bu saydığımız oyuncuların hepsinden daha yetenekli olduğunu, onu yıllardır izleyen bizler biliyor ama büyük takım forması ile bu yeteneklerini henüz kanıtlamadı. Bu kadar zorlu bir forma rekabetinde bunu yaparsa şayet, değeri her zamankinden de fazla olacak. Eğer başaramazsa, belki de yeni Tarık Daşgün olarak Anadolu'ya dönecek. Her şey kendi elinde...
1 yorum:
Youtube topçusundan öte değil. Büyük hayal kırıklığı.
Yorum Gönder