Fenerbahçe, yeni teknik direktörü Aykut Kocaman ile bir geçiş dönemi yaşıyor. Sezon başından beri yazdığım gibi, bu dönemde bir iyi, bir kötü sonuç alınması; inişler ve çıkışların olması gayet doğal ve beklenen bir şey. Ha, bir taraftar normal şartlarda bu durumdan memnun olmaz, istikrar ve başarı ister ama kim kaybetmiş de Fener bulsun istikrarı?
Daum ile 2 şampiyonluk, 2 de ikincilik yaşandı. Yılda 3.5 milyon avro ödenen bir hocaydı Daum ve hiçbir zaman çok iyi futbol oynatmadı takıma. Ama şampiyonluğu hep sonuna kadar kovaladı. Sonuçta bakıyoruz, toplamda aldığı 14 milyonun (hatta primlerle 16 milyonun) karşılığında %50 bir şampiyonluk başarısı var. Bu durumda yılda en fazla 500 bin avro alan Aykut gibi, camia içindeki kahraman bir figürün, en azından gelecek yılın sonuna kadar takımda kalma hakkı vardır. Matematik bu kadar basit. Bu yıl olamasa bile gelecek sene şampiyon olursa şayet, o da %50 başarı kazanmış olacak ve 12 milyon avro da kulübün kasasında kalmış olacak (Zico da 2 yılın sadece birinde şampiyonluk kazanmıştı). Üstelik Daum kim, Aykut kim? Neresinden bakılırsa bakılsın Daum'un, Aragones'in, Zico'nun değil de Aykut Kocaman'ın hoca olması kulüp için her açıdan daha avantajlı özetle...
Ayrıca Türk futbolunda Süleyman Seba'dan sonra görülen en müthiş karakter ve en "adam" figürden bahsediyoruz, ki bu da hiç azımsanacak bir şey değil. Bununla karın doymuyor, doğrudur ama her sene şampiyon olunamayacağına göre, bence Fenerliler şu andaki gidişatı dert etmesin. Şahsen ben artık böyle düşünüyorum.
Hepsinden öte, o konuşmaya başladığı zaman bir Fenerbahçe taraftarı olarak içimi tarifsiz bir ferahlık kaplıyor. Takım ligi ikinci bitirirse müthiş olur, yok eğer Uefa'ya kalınırsa bile camia bu "adam"a sahip çıkmalı. İşin teknik boyutu falan ayrıca konuşulur, onlara bir şey demiyorum. Sadece Aykut Kocaman'ın duruşu ve ortaya koyduğu tavırlar ile, bir taraftar olarak bana hissettirdiklerini buradan paylaşmak istedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder