14 Haziran 2009 Pazar

Hasan Şaş'a yapılan reva mı?

Hasan Şaş, başta benim gibi Fenerliler olmak üzere rakip taraftarlar için her daim inanılmaz derecede antipatik bir futbolcu olageldi. Ama bu, dediğim gibi tamamen "rakip" takımdan ve agresif bir oyuncu olmasından kaynaklandı, bunu bilmek önemli. Yoksa Hasan'ın şimdiye kadar ne kasıtlı bir faul yaptığını gördük, ne sportmenlik dışı bir hareketini, ne de art niyetini. Hatta onu sivil hayatından tanıyanlar ne kadar düzgün bir adam olduğunu hep vurgulamıştır.

Sporculuğuna gelirsek, Türk futbol tarihinin en önemli futbolcularından biriyle karşılaşıyoruz. Tıpkı Bülent Korkmaz, Hakan Şükür, Tugay Kerimoğlu gibi. Ve ne enteresandır ki, Hasan'ın kaderi de bu saydığım oyuncularla aynı oldu ve yıllarca hizmet ettiği kendi kulübü tarafından adeta aforoz edilerek futbol hayatı bitirildi. Prekazi, Hagi, Simoviç gibi Türkiye'ye gelmiş en iyi yabancı futbolculardan bazılarına da aynı muamele yapılmıştı zaten, dolayısıyla G.Saray kulübünün "vefa" denen olgu ile ciddi problemi olduğunu anlamak için daha fazla örneğe ihtiyaç yok.

1998 yılında A.Gücü'nün yıldız atak orta saha oyuncusu iken önce Fenerbahçe ile anlaşan, "G.Saray da beni istemişti ama Fenerbahçe daha arzulu davrandı, artık Fenerliyim" diye röportaj veren, İstanbulspor başkanı Cem Uzan'ın son anda devreye girip fiyat arttırması ve A.Gücü kulübünü ayartması ile transferi çıkmaza giren Hasan, Fatih Terim-Mehmet Ağar ikilisinin bir öğleden sonra A.Gücü kulüp binasını basması sonucu G.Saraylı olmuştu. Hatta bu ikili çıkışta kendilerini görüntüleyen tek kameraman olan atv muhabirine de saldırmıştı.

Böyle olaylı şekilde kulübe kazandırılan Şaş, 2002 Dünya Kupası ile 26 yaşında zirvesine çıktığı kariyerinde, Avrupa'ya transfer olmamış olmanın acısını bugünlerde fazlasıyla yaşıyor. Lucescu'nun elinde adeta bir yok ediciye dönüştüğü yıl oynadığı futbolu ve 2006 yılında gelen şampiyonluktaki "motivatör" etkisini unutmak mümkün değil. Şimdilerde fazlasıyla kilo almış durumda ama daha 1 yıl önce Süper Kupa finalinde Kewell'a attırdığı goldeki slalomu gözlerimin önüne geliyor da, gerçekten de yazık oldu Hasan Şaş'a. G.Saray kendisine kapıyı gösterdiği için teklifleri değerlendiren ve başka bir takım formasını giymek istemeyen Şaş, artık futbol oynamayacağını açıkladı. Biraz kilo verse, Türkiye Ligi'nde daha 4 sene rahatlıkla oynayabilecek yetenekleri haiz. Keşke birileri (Sivas mesela, neden olmasın) ikna etse de, Türkiye'nin bu gelmiş geçmiş en yaratıcı "açık"larından birini biraz daha seyredebilsek.

Hiç yorum yok: